Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '10

 
Kategori
Siyaset
 

Altı kaval üstü şişhane!...

Altı kaval üstü şişhane!...
 

AKP hükümeti son zamanlarda Bremen mızıkacıları gibi, her kafadan bir sesin çıktığı bozuk orkestrayı andırmaya başladı. Maliye Bakanı İngiliz vatandaşı Mehmet Şimşek, 14 Aralık 2009 günü TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı 2010 Yılı Bütçesi ile ilgili sunuş konuşmasında, “Hükümetimiz küresel krizi iyi yönetmiştir. Her şeyden önce bu krizi biz yönettik. Bizden önceki dönemlerde olduğu gibi, IMF gibi uluslararası kuruluşlara el açmadık” dedi. Ayrıca Bakan Şimşek devamla, “1993–1994 ve 2000–2001 krizleri Türkiye’nin kendi iç dinamiklerinden, yani kötü yönetiminden doğan krizlerdir. Bu krizlerde IMF’den yardım talep edildi. IMF’nin verdiği kaynaklarla ve IMF’nin empoze ettiği programlarla bu krizler yönetilmiştir” dedi. Ama bu konuşmanın üzerinden daha bir ay bile geçmeden, 11 Ocak 2010 günü Başbakan yaptığı açıklamada, "IMF ile olan görüşmeler büyük ölçüde, şu anda aşılmış noktada. Bu konuyla ilgili olarak, artık ‘Herhalde gün, hafta... Bu iş burada çözülecektir’ diye düşünüyorum ve arkadaşlardan da haberleri bekliyorum" ifadesini kullandı. Şaşkın ördek yan yan yüzermiş derler. AKP hükümeti son zamanlarda Bremen mızıkacıları gibi, her kafadan bir sesin çıktığı bozuk orkestrayı andırmaya başladı. Maliye Bakanı Meclis’te bütçe görüşmeleri sırasındaki sunuş konuşmasında küresel krizi iyi yönettiklerinden dolayı İMF’ye “el açmadıkları”yla övünüyordu. Bundan tam 28 gün sonra bu kez Başbakan Erdoğan, İMF ile görüşmelerde bütün engellerin büyük oranda aşıldığını, artık gün, hafta sayıldığını, bugün yarın olumlu cevap beklediğini belirtiyor. Son demlerini yaşayan iktidarlar mutlaka böyle bir süreçte ahenkli gelişme özelliğini, orkestra güzelliğini kaybetmektedir. Böyle koşullarda başbakanlar artık eskisi gibi hükmedememekte, yavaş yavaş her kafadan bir sesin çıktığı, akordu bozuk enstrümanlara benzemektedir. Şimdi Başbakana, IMF ile anlaşmanın gün meselesi olduğuna ilişkin açıklamasıyla Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 2010 Yılı Bütçesi sunuş konuşmasındaki, “IMF’ye el açmadık” sözünün birbiriyle çelişmiyor mu diye sorsak, eminim Kasımpaşalı bir cevap bulacaktır. Bir ay bile olmadan ülkede hangi koşullar, İMF’ye el açma durumuna gelmemize neden oldu acaba? 2008’in sonlarından başlayarak 2009 yılı boyunca küresel krizi “iyi yöneten” Türkiye bir ay içinde n’oldu da “el açma” noktasına gelebildi? Burada bir başka açıdan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Bakanlarının ahlaki bir sorunu da karşımıza çıkmaktadır. İMF’ye “el açar” bir duruma gelindiğine göre, Bakan Şimşek’in 28 gün önce “el açmadık” demesini nasıl açıklayacağız? Kamuoyuna karşı, Bakan Şimşek “hilafı hakikat beyanda bulunmak” cürümünü işlemiş olmuyor mu? Öte yandan Bakan Şimşek, 93–94 ile 2001 krizlerinin iç dinamiklerimizden (kötü yönetimlerden) kaynaklandığını, bu nedenle İMF’ye gidildiğini ve IMF’nin dayattığı koşullarla ve verdiği kaynaklarla krizlerin yönetildiğini açıklamıştır. Demek ki, şu anda AKP hükümeti ülkeyi kötü yönetmektedir ki, İMF’ye muhtaç olmuş, onun vereceği kaynaklarla ve onun dayattığı programlarla krize müdahale edilecektir. Ve ülkedeki ekonomik krizin giderek derinleştiğinin de bir başka şekilde ifadesi olmaktadır bu gelişme. Bir başka sonuç çıkaracak olursak, AKP hükümeti İMF’den alacağı birkaç on milyar Doları piyasaya saçarak erken seçime gitme hayali de kuruyor olabilir.

http://www.fatihozcan.org/makaleoku.php?id=389
 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..