Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir

Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir
 

İş hayatındaki kadınlar mı daha savunmasız, erkekler mi?

Bu soruya bir cevap verin, ardından yazdıklarımı okuyun. Bakalım verdiğiniz cevap da değişiklik olacak mı?

***

Dışarıdan bakıldığında, televizyondaki reklamlarını izlediğinizde “büyük şirket” izlenimi veren bir kurumda yönetici olarak çalışıyorsunuz..

Sorumlu olduğunuz bir bölge ve beraber çalıştığınız elemanlarınız var.

Başarılısınız, rakamlarınız iyi, işinizde tecrübelisiniz de!

Günün birinde; performansından memnun olmadığınız ve daha önce hem yazılı hem de sözlü olarak ihtar verdiğiniz bir çalışanınızı işten çıkartmaya karar veriyorsunuz. Konuyu İnsan Kaynakları departmanına yazılı olarak bildiriyorsunuz.

Onlar size bir evrak gönderiyorlar. Bu evrağı işten çıkartmayı düşündüğünüz personelinize imzalatmanızı istiyorlar.

Haa! Bu arada personel evli bir bayan!

Evli bayan çalışan, okuduğu yazının altına kıdemini ve ihbarını alamayacağını düşünerek imza atmıyor...

Yanlış bir iş yapmamak için konunun uzmanı olarak düşündüğünüz İnsan Kaynaklarına telefon ediyorsunuz bu sefer... Ne yapmanız gerektiğini soruyorsunuz.

Onlarda evrağı şahit olabilecek iki çalışanınıza imzalatmanızı istiyorlar..

İmzaları attırıyorsunuz...

Akşam oluyor, evinize gidiyorsunuz....

Evleneli çok fazla olmamış, henüz bir yaşını doldurmamış bir oğlunuz var.

Çevrenizde “mülayim biri” olarak tanımlanıyorsunuz...

Ertesi sabah işe gitmek için arabanıza binmişken cep telefonunuz çalıyor..

Arayan polis memuru Karakola gelmenizi rica ediyor..

İçinizdeki kocaman ve gittikçe büyüyen soru işareti ile Karakola gidiyor ve hakkınızda suç duyurusunda bulunulduğunu öğreniyorsunuz...

Sebep?

Taciz!

Suç duyurunda bulunan kim?

İşten çıkartmaya çalıştığınız bayan eleman..

***

Böyle bir durumda ne yapar insan. Ne der?

Derdini, eşine, arkadaşlarına, iş çevresindekilere nasıl açıklar..

Açıklayabilir mi?

Kendini bu iftiradan nasıl aklar..

Aklayabilir mi?

Atılan çamur yapışır mı? İzi kalır mı? O iz nasıl silinir? Silinebilir mi?

***

Ellerinizin ve bacaklarınızın titremesi geçince, müdürünüzü arıyor, durumdan haberdar ediyorsunuz...Yıllardır çalıştığınız, gece gündüz demeden ter döktüğünüz şirketinizin arkanızda duracağına, bu olaya gülüp geçeceğine inanıyorsunuz..

Bu düşüncelerle ofisinize gidiyor..

Ertesi gün merkeze çağrıldığınızı Genel Müdürün sizinle görüşmek istediğini gelen bir e-mailden öğreniyorsunuz...

Moral verecek, “iş hayatında olur böyle şeyler” diyecek diye düşünüp kendi kendinize gülümsüyorsunuz.

İşler umduğunuz gibi gitmiyor... Genel Müdür kullandığınız şirket aracını garaja çekmenizi, tüm izinlerinizi tüketmenizi istiyor. Odasından çıkarken de ekliyor “ Gelişmelere göre karar vereceğim!

Siz derdinizi anlatmaya çalışıyorsunuz ama nafile...

Ortada mahkeme yok, kesinleşmiş suç yok..

Genel müdür hâkim siz mahkûm.

Kaleminiz kırılıyor...

Bayan personel çalışmaya devam ediyor....

***

Gözleriniz dolu dolu eve dönüyor..

Otobüste tek bir konuyu düşünüyorsunuz

“Ya eşim de bana inanmazsa!”

Olanı biteni anlatıyor... Dalıp giden gözlerinde ipuçları arıyorsunuz.

Konuşmanızın ardından eşinizin kurduğu ilk cümle içinizi ferahlatıyor..

“ Seni tanırım, sen böyle bir şey yapmış olamazsın.”

Acabalarla, tereddütlerle, kırılmışlık ve incinmişlikle geçen günler ve haksızlığa, iftiraya uğramanın verdiği keder yüzünden uykusuz geçen gecelerin ardından izniniz bitiyor.

İşinize geri dönüyorsunuz...

Döndüğünüzü zannediyorsunuz.

***

Müdürünüz size ikinci bir bilgi gelene kadar ofiste çalışacağınızı söylüyor ve ardından da ilave ediyor “ Senin yokluğunda bölgene başka bir arkadaş vekâlet edecek”

Bu konuşmanın ardından angarya işlerle dolu, bitmez tükenmez ofis günleri başlıyor...

Aslanı ormanda vurmak zor!

Aslanı ilk önce kafese koyacaksın, teşhir edeceksin , uyuşturacaksın..

Diğerlerine örnek gösterip ondan sonra öldüreceksin.

Günler gelip geçiyor, belirsizlik sizi çıldırtmak üzereyken..

Merkezden beklediğiniz çağrı geliyor..

Her şeyin normale döneceğine olan bütün inancınızla ve dualarla... Genel Müdürün yanına gidiyor... Şirketin sizi daha önce hiç gitmediğiniz uzak bir bölgeye göndermek istediğini öğreniyor...

İçinizdeki nefret duygusu ile o bölgeye gidemeyeceğiniz söylüyorsunuz.

Onlar vereceğiniz cevabı aylar öncesinden zaten biliyor...

Genel müdür gülerek bütün haklarınızı alacağınızı söylüyor ve arkasından ekliyor “lütfen tüm evrakları sorun çıkartmadan imzala”

Sahi bu arada o bayan eleman çalışmaya devam ediyor...

***

Şimdiiiii baştaki soruyu tekrar edeyim siz de verdiğiniz cevabı bir gözden geçirin!

İş hayatındaki kadınlar mı daha savunmasız, erkekler mi?

NOT: Bu yazının gerçekle uzaktan yakından alakası yoktur. Türkiye’nin hiçbir yerinde yaşanmamıştır, yaşanmıyordur ve yaşanmayacaktır!

FOTO: http://www.medyafaresi.com

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..