Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '16

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Altın Kozayı unutacak mıyız?

Bu yıl 23.sü yapılan Uluslararası Adana Film festivali için bir zamanlar pamuk tarlalarıyla ünlü memleketim Adana’ya geldim.

Adı Uluslararası Adana Film Festivali’ne dönüştürülen, bizim kuşağın Altın Koza Festivali için şu günlerde Adana’da müthiş yoğun bir çalışma var.

Bu büyük organizasyonun gerçekleştirilmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan, emek yoğun bir çaba gösteren; başta Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü olmak üzere emeği geçen herkesi yürekten kutlamak gerek.

Altın Portakal’da olduğu gibi, Altınkoza’da da dünyanın birçok ülkesinde uygulandığı üzere festivalin yapıldığı ilin adını öne çıkarma adına o festivallerle özdeşleşmiş değerlerimiz bir kenara itildi.

Uluslararası festivallerde kent isminin öne çıkması kuşkusuz önemlidir ama Antalya’ya değer katan portakalın, Çukurova’nın en önemli ekonomik değeri, tarihine, kültürüne, sinemasına ilham katmış pamuğun, kozanın yok sayılması, unutturulmaya çalışılması ne kadar doğrudur?

Yasal ya da idari bir engel yoksa festival duyuru ve afişlerinin bir yerlerinde Altınkoza isminin bulunması daha anlamlı olmaz mıydı?

Sanatın en önemli üretim biçimlerinden biri olduğunu düşünürsek, Çukurova’nın bereketli topraklarına hayat veren, her ne kadar son günlerde gerekli ilgiyi görmese de Çukurova insanına ekmek, güney doğulu yurttaşlarımıza iş kapısı olan pamuğun, birden bire yok geri plana itilmesi insanı hüzünlendiriyor.

Adana’lı bir eğitimci-yazar olarak Altınkoza’ya olan sevdamızdandır belki, biraz burukluk duydum bu kez, en azından duygularımı paylaşmak istedim.

Diğer yandan Festival komitesinin ayrıntılarda gizli çabası ve emeğine böyle bir tartışmanın gölge düşürmesini istemem.

Belki de bizlerin fark edemediği kimi estetik kaygılar ve kente yönelik beklentiler böyle bir değişikliği zorunlu kılmıştır.

Benimkisi yalnızca bir duygusal esintiydi, gelip geçen.

Festival görevlilerinin kusursuz bir organizasyon için gösterdikleri olağanüstü çaba tüm bu tartışma ve kaygıların üstünde, takdirle karşılanması gereken bir durum.

Büyükşehir Belediye Başkanının, özellikle de kültür ve sanat etkinlikleri konusundaki duyarlılıkları bilinen bir gerçek.

Öte yandan her sabah kalktığımızda duyduğumuz kara haberlerle kararan yüreklerimize tatlı bir sonbahar esintisi gibi geldi bu festival.

Yaklaşık sekiz yıldır yaşamımı sürdürdüğüm turizm cenneti Bodrum da kültürel ve sanatsal etkinlikler yönünden oldukça zengin bir kent ve ben yoğun biçimde bu sosyal yaşamın içerisinde bulunmaya, takip etmeye çalışıyorum.

Ancak Adana gibi sanatçıların harman olduğu, bereketli topraklarında pamuk kadar değerli yazarlar, sanatçılar çıkaran bu Çukurova kentinde böylesi etkinlikler daha bir anlamlı oluyor.

Festivalin bugünkü bölümünde açılış ve Onur Ödülleri Töreni ve ardından bir açılış kokteyli var.

Ömer Lütfi Akad’ın unutulmaz üçlemesi “Gelin, Düğün, Diyet” filmlerinin de yer aldığı Adana Film festivalinde Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması, Öğrenci Filmleri yarışmasının yanında atölye çalışmaları, sergiler “Çukurova’dan dünyaya açılan pencere, Yaşar Kemal” söyleşisi gibi onlarca etkinlik ve gösterim var.

Pazar gününe kadar sürecek festival boyunca zamanım elverdiğince bu etkinlikleri takip etmeye, ruhumu dinlendirmeye ve tüm bunları, duygularımı sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Torosların ötesinde Çukurova’nın bereketli topraklarında henüz etkisini yitirmemiş yaz sıcaklarına inat, biraz kebaptan uzak durmaya çalışarak! Ülkenin sıcak gündeminden de bunalan, daralan yüreğimi serinletmeye gayret edeceğim.

Umarım festival için gelmiş bir dolu dostumla görüşme olanağı bulacağım, hemşerilerim, arkadaşlarımla özlem giderme fırsatı bulacağım.

İnanıyorum ki, yeni yitirdiğimiz, Türkiye’nin sevgilisi güzel oyuncu Tarık Akan için de bir şeyler yapılacaktır.

Yılmaz Güney unutulmayacak, Yaşar Kemal anılacak, bu toprakların yetiştirdiği tüm yazar ve sanatçılar saygıyla yadedilecektir.

Bunu bir bölge şövenizmi olarak almayın, Adanalı olmak, bu kültürü yaşamak ve hatta tanımak bile çok özel, farklı bir duygu.

İşte bu duygularla bir hafta boyunca festival nedeniyle bulunacağım Adana dan, Çukurova’nın bereketli topraklarından, sizlere Yaşar Kemal’in romanlarında sıkça dile getirdiği sarı sıcaklar kadar sıcak, sımsıcak selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 20.09.2016/ADANA

 

 

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..