Altın meselesi

Sözün Özü:Ülkemizdeki altın yatakları işletilmelidir.

Türkiye Önemli bir altın tüketicisi ülkedir. Altın konusunda dış ülkelere bağımlı olan Türkiye'nin, 1991 yılından 2001 yılına kadar olan 10 yıllık dönemde 1350 ton altın ithal ederek 15 milyar dolar parayı yabancı ülkelere ödediği bilinmektedir

Dünyadaki 43 bin ton altın rezervinin 20 bin tonuna sahip Güney Afrika'nın rezervlerde birinci sırayı alırken, Türkiye'nin 6 bin 500 ton ile ikinci, ABD'nin 4 bin 770 ton ile üçüncü, Kanada'nın 1.780 ton ile dördüncü, Avustralya'nın ise 1.400 ton ile beşinci sırada yer almaktadır.

Türkiye de 580 ayrı noktada 6500 ton altın rezervi mevcuttur. Bu rezervin 300 tonu hemen işlemeye hazır durumdadır.

Altın rezervlerine sahip ülkeler alabildiğince bu kaynakları değerlendirip zenginliklerine zenginlik katarken Türkiye bu rezervleri işletmeye kalkınca kıyamet kopuyor. Siyanür lobisi harekete geçiriliyor. Halbuki dünyada üretilen altının %85 i gerekli önlemler alınarak siyanür kullanılarak çıkarılmaktadır.

Bu yatakları yabancı firmalar işlettiğinde devlete bırakılan değer üretimin yüzde 5'i ve şirket karının da yüzde 5'i kadardır. Zarar edeceğini beyan eden bir şirketin, neyi ne kadar ürettiği konusunda da yalnızca kendi beyanlarına dayanılacağına göre, kayda değer bir kamu geliri beklemek de gerçekçi görünmemektedir.

Ruhsat alan şirketler genellikle bu ruhsatları satarak para kazanmayı ve piyasaya yeni oyuncu girmemesini esas aldıklarından 300 milyar dolarlık katma değer yaratacak kaynak işletilememektedir.

Sonuç olarak Türkiye altın yataklarını ülkeye katma değer yaratacak şekilde gerekli düzenlemeleri yaparak ivedi olarak işletmeye almalıdır.

Dr. Erdener ILDIZ
11 Kasım 2007