Altın oran ve Mekke

Altın oranın ne olduğunu kısaca anlatayım. Fibonacci adında bir İtalyan’ın bulduğu sayı dizisinden çıkan bir rakamdır. 1, 618. Bu sayı dizisi 1’den , başlar sonraki rakam bir önceki iki rakamın toplamıdır. Buna göre dizi şöyle gider. 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610… Böyle devam eder. Bu rakamların her biri bir öncekine bölündüğünde 1, 618… sayısını verir. Bu orana altın oran denir. 

Mekke’nin dünyanın altın oranında olduğu iddia ediliyor. Mekke’nin kutuplara olan uzaklığını birbirine bölerek bu sonuca ulaşıyorlar. Bu doğru değildir. Bir kere dünyanın altın oranı diye bir yer yoktur. Ancak altın orana denk gelen tam bir çember şeklinde iki paralel (enlem) çizgisi vardır. Bu iki çember üzerinde her nokta aynı şartı sağlar. Bunun üzerine sayısız yerleşim yeri ve yapı düşer. Üstelik Mekke bu çizgilerin çok yakınında olmakla birlikte tam üzerinde değildir. İkincisi dünya kara parçaları sürekli hareket halindedir. Özellikle Amerikanın batısındaki dağlar, Hindistan’ın kuzeyindeki Himalayalar bu hareketler sonucu ortaya çıkmıştır. Dünyada eskiden tek bir kıta varken şimdi birbirinden ayrılmış kara parçaları vardır. En belirgin yer Güney Amerikanın doğu kıyıları ile Afrika kıtasının batı kıyılarıdır. Birbirlerine çok güzel uyarlar. Depremleri ve kıta plaklarının hareketlerini biraz bilimle ilgilenmiş herkes bilir. Hal böyle iken dünyanın altın oranından söz etmek çok garip olur. 

Bunun gibi bazı yerleri dünyanın karalarının ağırlık merkezi kabul etmek de gariptir.Çünkü dünya yuvarlaktır ve belli bir ağırlık noktası yoktur. Sadece kuzey yarımkürede daha çok kara parçaşı bulunur. Dünyanın düzmüş gibi açılmış halini (Amerika solda, , diğer kıtalar sağda) insanlar yapmıştır ve zorunluluktan çıkmıştır. Bunun gibi Japonya’da yaşayan bir insan dünya haritasını kendileri ortada kalacak şekilde (Amerika sağda, diğer kıtalar solda) düzenleme yapabilir. Bu da önceki kadar geçerlidir. Üstelik uzayda aşağı yukarı diye bir olay yoktur. Kuzeyi yukarı getirip harita çizmek insanların yaptığı bir şeydir. Alışkanlıkla öyle bakıyoruz. Dünyanın iki ucundan alınan altın oran diye bir şey olamaz. Açılmış halde çok uzak görülen iki nokta arasında gerçekte birkaç kilometre vardır. Örnek olarak Bering Boğazı’nı gösterebilirim. 

Dahası, dünya yüzeyi eğri olduğu için hatasız olarak düzlem üzerine çizilemez. Eğri dünya yüzeyi üzerinde alınan çizgilerin hepsi insan beyninin ürünüdür ve geçerliliği yoktur. Bir daha söylüyorum, çünkü dünya dikdörtgen biçiminde ve bir düzlem üzerinde değildir. 

Bugünkü duruma bakarsak, dünya üzerinde iki nokta arasındaki uzaklığı hesaplamak için formüller bulunmuş. 

a = (r*cos(Long1)cos(Lat1), r*sin(Long1)cos(Lat1), r*sin(Lat1)) 

b = (r*cos(Long2)cos(Lat2), r*sin(Long2)cos(Lat2), r*sin(Lat2)) 

Burada a birinci nokta, b ikinci nokta, r dünyanın yarıçapı, Long1 birinci noktanın enlemi, Lat1 birinci noktanın boylamı, Long2 ikinci noktanın enlemi, Lat2 ikinci noktanın boylamıdır. 

Böyle olmasına rağmen dünya tam bir küre olmadığı için yarıçap yerine neyin konacağı şüphelidir.Çünkü kutuplardaki yarıçap ile ekvatordaki yarıçap birbirinden farklıdır. Bundan başka dünya kutuplarından basık da olsa tam geometrik bir şekil değildir. Örnek olarak Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus arasında yükseklik farkı vardır. Bilindiği gibi gemiler Panama Kanalı’ndan geçerken yükseklik ayarlama havuzlarına girerler. O yüzden yukarıdaki formüller bile iki nokta arasındaki uzaklığı tam olarak veremez. 

Ayrıca Mekke’nin dünyanın altın oranında olduğunu iddia eden ve hesabını ona göre yapan bir site dünyanın iki kutup arasındaki uzaklığı – sanırım hesaba uysun diye – 19980.0 km olarak vermiştir. Gerçekte uzaklık 20004 km’dir. Arada 24 km gibi küçük bir fark vardır. 10 metreye kadar hassas olmaya çalışan bir hesapta 24 km önemli bir uzaklık sayılabilir. Amerika ve Avrupa kıtaları her yıl yaklaşık 2 cm birbirinden uzaklaşıyor. Bu, İsa’nın doğuşundan bu yana 40 m, 100 bin yılda 2 km eder. 

Hepsinin doğru olduğunu kabul edelim. Dünya üzerinde Mekke gibi aynı şartları taşıyan 7 nokta daha vardır. Arzu eden 7 rakamına dayanarak bundan yeni sonuçlar çıkarabilir. Bir yerde okuduğuma göre bir vatandaş da kıtalar kayıyor deyince, ‘Mekke kayarak altın orana gelince kıyamet kopacak’ demiş. Böyle saçmalıklara inanmak isteyen inanmaya devam edebilir. Gerçekte bütün bunlar insan aklının ürünleridir. 

Delinin biri bir kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış. 

Daha fazla bilgi için: 

http://wiki.answers.com/Q/What_is_the_formula_for_distance_using_latitude_and_longitude#ixzz1G0jUTcMi 

http://allaelle.wordpress.com/2010/03/29/altin-oran-ve-kabe-mucizesi/