Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '12

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Altın Portakal Film Festivali sahil kasabası etkinliğinden, uluslararası organizasyona nasıl dönüşür

Altın Portakal Film Festivali sahil kasabası etkinliğinden, uluslararası organizasyona nasıl dönüşür
 

Altın Portakal'ın çirkin martısı...


Başlığa katılıyorum diyenler el kaldırsın, katılmıyorum diyenler ses bile çıkarmasınlar, zira birçokları gibi bende hayli öfkeliyim. Beceremiyoruz, ödül töreni ve benzeri organizasyonları beceremiyoruz. Hiç sektirmeden elimize yüzümüze bulaştırmak adet olmuş. Eksik nerede, hata nerede, ya da bu de organize durum kimin suçu bilmem ama bildiğim bir şey var o da çok yakında 48. si gerçekleşecek olan ALTIN PORTAKAL Film Festivali’nin hak ettiği kaliteye hala ulaşamamış olması. Son yıllardaki değişim her ne kadar gözümüzden kaçmasa da, yeterli olmadığı apaçık ortada.

Dünyaca tanınmış birkaç film yıldızı ya da yönetmen konuk edildiği takdirde organizasyon uluslararası menşeli oluyorsa diyecek sözüm yok elbette.  Ama bunun yeterli olmadığı ve koca bir aldatmacadan öte gidemediği de malum. Dünya sinemasının en seçkin örnekleri olmasa da farklı kültürlerden bağımsız birkaç sinema örneği izlemek elbette gayet hoş, ama neden en iyiler bizimle değil irdelenmesi gereken konulardan biride bu. Başlıktaki sahil kasabası etkinliği aslında nasıl uluslararası organizasyona dönüşürün cevabını ise, dünya genelinde caz, tiyatro ve sinema üzerine her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen birçok birbirine muadil kasaba irisi şehirciklerde bulmak gayet mümkün. Yeter ki gözümüz ve yüzümüz dünyaya dönük olsun.

Geçtiğimiz yılın en çok konuşulan bombası Emir KUSTURICA ve Kültür bakanımız Sayın Ertuğrul GÜNAY arasında yaşanan polemikti. Ancak tüm sıkıntılar bundan ibaret değildi elbette. Film müzikleri dalında verilen ödüllerden bazılarının gerçek sahipleri dışındaki kişilere verilmesi jüri üzerindeki şaibeleri artırırken, KUSTURICA ve GÜNAY arasındaki tartışmanın da biraz gölgesinde kaldı gibi. Her nedense ödülü almaya gelmemek, jüriyi protesto etmek, şaibe olduğunu iddia etmek, özgün eserlerin çalıntı fikirler olduğunu kanıtlamaya çalışmak, kavga çıkartmak v.b. başlangıcından bugüne değin bir adet olmuş sanki ALTIN PORTAKAL’da. Bu tür atraksiyonlar, her ne kadar basında organizasyondan daha fazla söz ettirmek için bir kesim tarafından hoş görülüyor ve destekleniyor olsa da, festivale bir o kadar da zarar verdiği apaçık ortada. Bu saydıklarımız medyatik konular. Televizyon ve gazetelerde festivalin günlerce konuşulmasını sağlayan iyi ya da kötü malzemeler. Jüri, organizasyon komitesi, dışarıdan müdahaleler, adam kayırmaca gibi konularda ayrıca değerlendirilmesi gereken diğer başlıklar olarak sırasını beklemekte.

Benim üzerinde hassasiyetle durduğum diğer bir konu ise ödül gecesi. Adet olduğu üzere kötü sunum ve sunucular ki ne hikmetse hiç sektirmeden kadını erkeği her biri hazırlıksız çıkıyor sahneye, kötü organizasyon, saygısız seyirciler ki buda toplumumuzla alakalı geleneksel bir ayıbımız, kötü kareografi, kötü dansçılar, ödülleri verecek olanların önceden haberdar edilmemiş olması ki buda oldukça komik enstantaneler yaşatıyor izleyenlere ve son olarak geçen yılın dekorasyon harikası süper berbat sahne tasarımı ve düğün salonlarında bile artık kullanılmayan plastik sandalyelere giydirilmiş ucuz saten örtüler. Şu mübarek ramazan günü Allah aşkına yapmayın ne olur, yılların ALTIN PORTAKALI için bu denli ucuzluk ve avamlık revamı. Neden hala Antalya’nın bu ve benzeri organizasyonlar için yeterli bir salonu ve sahnesi yok, neden organizasyon sürekli karmaşa içerisinde ve neden daha profesyonel ellere teslim edilemiyor.

Öneriler:

·         RIXOS gurubu festivalin görkemine yakışır bir salon yapsın ve şehre hediye etsin.

·         Organizasyon komitesi CANNES film festivaline her yıl gözlemci olarak katılsın ve oradan arakladıkları fikirleri Antalya’da uygulasın ki bu haliyle bile mükemmele yakın bir organizasyon çıkar eminim.

·         Mümkünse zihniyetler değiştirilsin. Antalya’nın artık dünya’ya mal olmuş bir şehir ve kimi çevrelerde hatta kendi başına bir ülke bile zannedildiği sık sık akla getirilsin.

·         Geçen yılki plastik sandalyeler Sütçüler ya da Zeytinköy mahalle muhtarlıklarına bağışlansın, bu vesile ile mahalle aralarında yapılacak düğün, nişan ya da mevlit organizasyonlarına destek olunsun.   

EMIR HEPOGLU

 
Toplam blog
: 23
: 370
Kayıt tarihi
: 02.02.12
 
 

Emir HEPOĞLU 20 yılı aşkın süredir turizm ve otelcilik yapmaktadır. Otellerde temizlik departmanl..