Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Altıncı peronda kalmışız

Altıncı peronda kalmışız
 

"Taviz (Ödün) yok" başlıklı yazıma arkadaşlarımızdan “YEDİNCİ PERON” bir yorum göndermiş. Çok enteresan ve sizlerle de paylaşmak istedim. Kendisine cevabımda da “Yeni bir blog konusu” bulduğu için teşekkür ettim. Yorumundan da anladığım kadarıyla biz “altıncı peron”da kalmışız. Şimdi Yedinci perona doğru bir manevra yapalım. Ama bu manevra mecazi anlamda olmasın ve önerdiği doğrultuda “Dürüst” olsun ve kendisi de bunların “dürüstlüğünden” emin olsun…

Yorumu olduğu gibi alıyorum.

<ı>“İbrahim Bey, Yazınızda bir durumu tespit etmişsiniz. Açık yürekli, özgüvenle yazmışsınız. Diğer yorumcular gibi ben de kutlarım. Ancak önemli bir eksik var; geleceğe ilişkin bir değerlendirmeniz yok. Dürüst biri olarak şunları yanıtlayınız; gelecek elli yılda petrol para ile ya da maddi bir bedelle satın alınamayacak ve vazgeçilemeyecek bir gerçek haline geldiğinde, kendini ve topraklarını savunma gücünden yoksun/yoksun bırakılmış, başka topraklarda yaşayanları; sözgelimi 1 milyonunu öldürmeyi, topraklarını, petrollerini, madenlerini, sularını zorla ellerinden almayı kendinize hak görecek misiniz? İçinde yaşadığınız ülkenin böyle davranmasını onaylayacak mısınız? Bugün bunu yapanlara, yapanlara yardım edenlere karşı çıktığınızı duymak istiyoruz. İnanmak, iyi bir kul olmak yetmez, emperyalizme karşı durmak gerekir...”

<ı>

Önce kısa bir mizahi yaklaşımla giriş yapayım ve kendisinden de alınmamasını dileyerek tabi…

Sanırım bu yazımı “rasgele” okumuş. Yani, daha önceki yazılarımı takip etme olanağını bulamayan bir arkadaşım. O nedenle kendisi daha benim sayfanın “Birinci peron”una yeni gelmiş. Olsun, sevindim yeni bir okuyucu buldum… Teşekkür ederim kendisine…

Sade, kısa ve öz yazma gayretinde olacağım sizleri sıkmamak için…

Önce bir konudaki fikrimi söyleyeyim. Hani son günleri modası “Atatürkçülük” veya “Atatürk İdeolojisi” diye bir kavramlar ortaya atıldı ve buradan da yola çıkılarak “Anayasalarda ideoloji olmaz” denildi. Avrupa Birliği de “İdeolojili anayasa” istemiyormuş…

Elinize geçirdiğiniz tüm yazmalı, görmeli eserleri inceleyiniz. Atatürk’ün düşünceleri “İdeoloji” değil, geleceğe nasıl gidilmesi gerektiğini gösteren yol haritası ve bu anlamda da “İdeal”dir.

Bana “Yorum” ile sorulan sorunun da cevabı “Atatürk”ün yol haritası ve “İdeal”lerinin içinde zaten bulunmaktadır.

Adını şimdi hemen hatırlamadığım bir siyasetçi “Dünyaya yüz yılda bir dahi gelir, bu yüzyılda da Türk milletine Atatürk geldi” demiştir. Tam böyle değilse de buna benzer bir cümle…

Nedir Atatürk’ün yol haritasında önem verdiği konulardan birsi?

“Yurtta sulh, cihanda sulh” değil mi?

Siz evinizde anlaşamadığınız bir aile ferdi ile “Ölümüne” kavga mı ediyorsunuz? Ya da Mahallenizde, ilinizde?...

Hayır… Oturup konuşuyor, karşılıklı ihtiyaçları tespit ediyor, bir taraftan veriyor, diğer taraftan alıyorsunuz. Yani, karşılıklı çıkarları ”Allah’ın” emrettiği doğrultuda ve adalet ölçüleri içinde kullanıyorsunuz. Ya da bu şekilde kullanmanız gerekir.

Savaşın tek haklı nedeni vardır, o da “Korunma” amacına yönelik olmalıdır. Bir başka deyişle “Nefsi müdafaa” şeklinde olmalıdır.

Ayrıca, Allah’ın emirlerinin bize “EKSİKSİZ” ulaştırıldığı Peygamberimiz Hz. Muhammed ve ona indirilen Kurana göre de bu böyledir.

Yani; Allah’ın emri de bu yöndedir…

Değilse, uluslar arası alanda, gücü gücü yetene saldırdığında işin sonu nereye varır?

Eğer “Gücü gücü yetene” deyiminin tanımlaması “emperyalizmim” dediğiniz şey ise, ona bu düşünceler altında taraf elbette olurum ama karşısında tabi ki…

Birkaç defa yazdım ama bir kez daha bu vesile ile yazmakta bir sakınca görmüyorum, kendi temel yaklaşımımı, ideolojimi veya idealimi, her ne şekilde tanımlarsanız< tanımlayın,="" kısa="" bir="" cümle="" ile="" ortaya="">

<ı>İNSANLARA GÖSTERECEĞİNİZ SAYGI, SEVGİ, MERHAMET, MUHABBET VE ADALET, BAŞARININ TEMEL KURALIDIR.

Ayıca…

<ı>İNSANLARA GÖSTERDİĞİNİZ SAYGI, SEVGİ, MERHAMET, MUHABBET VE ADALET KADAR DEĞER KAZANIRSINIZ…

<ı>

Allah’ın azabından ve gazabından “İlkelerim”, “Özgüvenim”, “İnançlarım” ve “Adalet” duygularım ile sakınırım.

Bilemiyorum yeterli oldu mu?...

04 EKİM 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..