Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '08

 
Kategori
Siyaset
 

Altta kaldık ya...

Altta kaldık ya...
 

Fotoğraf(Kendi arşivimden): Yüksekova-Hakkari karayolu, Yeniköprü mevkiinde "Kayalar" görünümü...


Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, <ı>“Başlangıç”<ı> bölümü ile <ı>“BİRİNCİ KISIM Genel Esaslar”<ı> bölümündeki kuralları savunan, Atatürk düşünce ve devrimlerine bağlı olan, insanların dini inançlarını kendi özlerinde yaşamasının daha doğru olacağı ve düşüncelerin özgürce ifadesinden yana olanlar…

Bu bağlamda şiddeti ve dayatmacılığı reddedenler…

Ama… Ülkesinin birliği ve bölünmezliğine dayalı saldırılara karşı, gerektiğinde vatan uğruna canını seve seve vermekten kaçınmayanlar…

Şimdi size 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunundan bir madde aktaracağım. Lütfen dikkatlice okuyunuz ve aklınızda tutmaya çalışınız.

<ı>

<ı>MADDE 87 - Siyasi partiler, Devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi veya hukuki temel düzenini, kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek her ne suretle olursa olsun propaganda yapamaz, istismar edemez veya kötüye kullanamazlar

Yerel seçimler yaklaştı… AKP Genel Başkanı ve Başbakan Sayın ERDOĞAN, parti il başkanları ile yaptığı toplantıda, hedef gösterdi…

Mealen <ı>“Ey il başkanlarım… İlk hedefiniz 81 il, marş marş…”<ı> dedi…

Tabi bir parti başkanı ve aynı zamanda da iktidarda olan bir başbakan ve parti başkanı… Bunu söylemesinden daha tabi ne olabilir ki?

Ne var ki seçimde <ı>“OY”<ı> torbasını doldurmak da belli bir beceri gerektirir. Hele ülkede ekonomik sorunlar varken, insanlar geçim sıkıntısı çekiyor ve <ı>“İaşe kolisi”<ı> ve<ı> “Kömür torbası”<ı> gereksinimi duyuyor, evlerde tencereler yemek yapılmayı bekliyorken…

Kolay değil…

Türk milleti olarak da başka bir zaafımız var…

Mesele <ı>“Vatan”<ı> ve<ı> “İnanç” oldu mu, yüreğimizin yağı eriyiveriyor, kanımız çekiliyor, nutkumuz duruyor ne <ı>“İaşe kolisi”<ı> ne de<ı> “Kömür torbası”nın ortaya koyduğu gerçekleri gözümüz görür oluyor.

Bu konuda ne kadar uyarılırsak da uyaralım, bir yerlere takılıp <ı>“Siyasi simge olsa ne olur” tarzındaki efelenmeye prim veriyoruz.

Ne yazık ki, TBMM çatısı altında bulunan sözüm ona muhalefet partileri de, beceriksizliğin en nadide (Az görülür) örneklerini sergileyerek sadece <ı>“LAF” üretmekle meşguller.

Dahası, Sayın Başbakan, türban konusundaki yasakların kaldırılması için <ı>"Biz bu noktada varız. MHP, 'Ben de varım' diyor. Mesele yok zaten. CHP yoksa yok... Olanlarla beraber biz yolumuza devam ederiz"<ı> diyerek zaten bizim gibi düşünenleri de görmezden geliyor ve MHP’yi de kendi safında görüyor. Veya MHP, kendini AKP safında görülmesine izin veriyor.

Bizler, yani yazımın başında belirttiğim düşüncede olan bizler…

Altta kaldık, altta bırakıldık…

Ha… Bir de işin daha kötüsü <ı>“İnançsız insanlar”<ı> olarak görülmeye başlandık…

Derken... Bir Kayseri/Bünyan türküsü geldi aklıma, Mehmet Ağa’nın sözleriyle… Paylaşayım ve lafı da bağlayayım…

<ı>Kayalar kayalar yüksek kayalar
<ı>Kayanın ardında keklik yayalar
<ı>Yar göğsün üstünde bergüzar durur
<ı>Gizli yâd ellerden nişan sayalar<ı>

<ı>

<ı>Derya kenarında ceylan avlarım
<ı>Ben gönlümü altın tele bağlarım
<ı>Gül yârimin göçü yüklenmiş gider
<ı>Ardısıra bakar bakar ağlarım<ı>

17 OCAK 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..