Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Amaç çözümse iki kişinin susması erekiyor

Amaç çözümse iki kişinin susması erekiyor
 

Kürt Sorununun çözümünde DTP’yi muhatap almayacaksın da, kimi muhatap alacaksın? Deniz Baykal yine o her zamanki hali ile ne söylediği ve ne yaptığı belli olmayan bir tavrı sergiliyor. Haliyle ciddiyetsiz bir lider profilinin nasıl olması gerektiğine dair her türlü ip ucunu veriyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş ayrı telden çalıyor, Genel Başkanı Deniz Baykal ayrı telden çalıyor. Biz alışkınız CHP’nin izlemiş olduğu çelişkili siyaset anlayışına. Hoş, bu çelişkili anlayışa siyaset denir mi? Orası da sorgulanır ya.

Her neyse efendim.
Kürt Sorunu hadisesinde bir takım adımlar atılıyor ve bir takım şeyler söyleniyor. Her zamankinden daha bir yüksek sesle dile getiriliyor sorunun çözümüne yönelik atılması gereken adımlar. E haliyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da DTP Lideri Ahmet Türk ile konu hakkında bir görüşme yaptı ve bunun üzerine Deniz Baykal görüşmeyi anında proveke eden açıklamalarını patlatıverdi.
Dedik ya biz alışkınız Deniz Baykal’ın aynı nakaratları keyfince tekrarlamasına.

Hani herkes bir şeyler söylesin diyoruz ve sonuçta biz demokratız diyoruz ama, bir dakika durmakta fayda var. Bence Kürt Sorununun çözümü hadisesinde bu memlekette herkes konuşmalı ama konuşmaması gereken iki isim varsa birisi Deniz Baykal’dır, bir diğeri de Devlet Bahçeli’dir.
Neden?

Dünkü yazısında Sevgili Ömer Özdamar Bey (Homeros) liberallere vermiş veriştirmiş. “Hay ben sizin liberal demokratlığınıza” diyor Ömer Bey.
Bence yanlış diyor.
Konuşmamalı bu iki kişi. Susmalı. Şayet Kürt Sorununda çözüm istiyorsak, bu iki liderin kenara çekilmesi esastır. Bu gün Kürt Sorunu bir açmaz haline geldiyse bu topraklarda, bu güne kadar bu iki siyasal partinin ülke yönetimine nüfuz etmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü bu iki zihniyet, ama özünde tek zihniyet bu ülkenin devlet politikalarının birincil dereceden yönlendiricisi ve sözcüleri konumundadırlar. Bu konumları gereği, bu güne kadar onların tekrarladıkları nakaratlar, bu ülkenin yazgısına egemen olmuştur. Siz bakmayın bunların iktidar olmadığına. Gerekte yoktur bunlar için iktidar koltuğuna oturmaya. Sonuçta devletin sahibidir bunlar. Daha kolay bir pozisyonda kalıp, kenardan aynı nakaratları tekrarlayarak ve sırtını asker ile yargıya vererek, son derece güzel bir misyonu hayata geçirmekteler.
Artık susmaları şarttır. Hem de tez elden susmalı ve o yıllardan beri dinlediğimiz nakaratlarına kulaklarımızı tıkamalıyız.

Ahmet Türk bakın ne diyor Murat Yetkin’e? “Keşke yine Deniz Baykal’la bir araya gelip, rakı içsek”.
Yıllar önce Mardin’de bir yerlerde, bir araya gelip rakı içmiş ve dertleşmişler. O dönemde Deniz Baykal neler söylemektedir, işte Ahmet Türk o söylenenlere vurgu yapıyor ve bu gün Deniz Baykal neler söylemektedir.
“DTP eşittir, PKK” diyen bir Deniz Baykal ve sonrasında, biz CHP’nin tavrı ile bu sorunu çözeceğiz. Kuşkusuz gülünç bir tablo sergiliyor Deniz Baykal.

Kürt Sorununun çözümünde muhatap DTP’dir, gerisi ise hikâyedir, masaldır. Ortada seçilmiş vekiller vardır ve bu seçilmiş vekillerin söylemlerine kulak kabartılmalıdır. Ne dediklerine bakılmalıdır, talepleri sümen altı edilmemelidir. O zaman görülecektir bu işin ne denli basit bir şekilde çözüleceği.

Biz ölüm istemiyoruz. Hepsi bu. Biricik bir istektir bu ve bunun için kimle görüşülmesi gerekiyorsa, görüşülmelidir. “Ancak” ve “Ama” ile başlayan cümlelerden kaçınılmalıdır.
Cümlenizin başına “Ancak” ve “Ama” ibarelerini koyarsanız, bu iş yine çözülmez, bilesiniz.
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..