Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

Amaç Lozan'ı Yok Etmek midir?

Amaç Lozan'ı Yok Etmek midir?
 

DTP genel başkanı Ahmet Türk kendisine sorulan terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın sürece (Kürt açılımı) dâhil edilmesini istiyor musunuz sorusuna bakın ne cevap veriyor. <ı>“Taraflardan biri midir, biridir. PKK üzerinde önemli bir etkinliği var mı, var. Toplum tarafından önemsenen bir isim midir, isimdir. O zaman… dikkate almamız gerekiyor.” (1)

Türkiye dağlarında, kırsalında, şehirlerinde gerçekleştirdikleri acımasız terör eylemleri ile otuz yıldır kırk bin insanın yaşamının yok olmasına, binlercesinin sakat kalmasına, binlercesinin kaybettikleri anaları, bacıları, kardeşleri, babaları, evlatları, oğulları ve kızlarının acıları ile yüreklerinin yanmasına neden olan bölücü başının muhatap alınmasını istemek ve bunu alenen dile getirmek kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Olamazda. “<ı>Toplum tarafından önemsenen bir isim” yaklaşımı da ancak PKK yandaşları ve bir kısım çıkar odaklarınca söz konusu olabilir. Yoksa aklı başında hiçbir insanın bir haini, bir katili önemseyeceğini düşünmek bile aymazlıktır.

Bölücü başı için “<ı>taraflardan biridir” söylemi ne anlama gelmektedir? Sözde “<ı>Kürt açılımı”(!) katliamları nedeni ile mahkûm olmuş bir terör elebaşının vereceği direktifle mi yapılacaktır? Bin yıldır bu coğrafya da bir arada sorunsuz yaşamış insanlar arasına “<ı>nifak” tohumlarını sokmak için kırk bin insanı gözünü kırpmadan katledenler mi “<ı>dikkate” alınmalıdır? Bunlar kendilerini ne sanıyorlar? Hükümlü bir katili dahası bir haini dikkate almak hangi kitapta yazmakta, hangi vicdan da yerini bulmaktadır? Şehit analarının gözyaşları buna müsaade edecek midir?

Bir katilin muhatap alınması dünyanın neresinde görülmüş şeydir? Olacak iş midir?

PKK yandaşlarınca ABD destekli salvoların pişirilmekte olduğunu görmemek mümkün müdür? Emperyal güçlerin amacı nedir? Sevr’i yeniden hortlatmanın peşinde midirler? ABD 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan anlaşmasını halen görmezden gelmekte ve onaylamamaktadır. Bunun altında yatan hesap nedir? İç ve dış odakların amacı <ı>“Kurtuluş Savaşı’nın sağladığı, Türk milletinin hayatî haklarını ve isteklerini gerçekleştirdiği ve aynı zamanda, Ortadoğu’nun en önemli bir bölgesinde devamlı bir barış ve güvenliği kurmak ve devam ettirmekle dünya barışına hizmet eden”(2) Lozan’ı yok etmek midir?

Sömürücülerin dünyanın çeşitli bölgelerinde amaçlarına uymayan ulusal devletleri yok etmek için o devletlerin “<ı>üniter” yapısını yıkmak istedikleri asla unutulmamalıdır. Lâik ve demokratik Cumhuriyet ilkelerinden taviz verildikçe sömürücü dış güçler “<ı>ulusal onurumuzla” çelişen istekleri pervasızca dayatacaklardır. Beyinleri doğmalarla koşullandırılmış olanların isteklerini görmek, değerlendirmek ve mücadele etmek, dahası tarihin “<ı>çöplüğüne” göndermek ise tüm yurtseverlere düşen bir görevdir.

“Kürt açılımı” ile istenenleri anlamak için, söylenenleri dikkatle analiz etmek gerekir. 15 Ağustos’ta bölücü başının açıklayacağı “<ı>yol haritası” ile AKP’nin “<ı>çözüm” arayışları konusunda ki beklentiler sanılandan daha da risklidir.

PKK İsteklerinin kısa özeti şudur.

<ı>“Kürt kimliğinin anayasaya girmesi, Kürtçenin resmi dil olması, Öcalan’ın ileriki süreçte özgür kalması…” (3) Bu isteklerin anlamı anayasanın değiştirilmesi demektir. Anayasanın değiştirilmesi teklif edilemeyecek maddelerinin değiştirilmesi istenmektedir. Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmesi isteğinin altında yatan “<ı>Kürtçe eğitim” beklentisidir. Yoksa iddia ettikleri gibi bu ülkede hangi Kürt “<ı>Kürtçe” konuştu diye yadırgandı? Kürt vatandaşlar zaten kendi aralarında Kürtçe konuşmuyorlar mı? Geleneklerini yerine getirmiyorlar mı? Kültürlerini yaşamıyorlar mı?

Kürt sorunu söylemini gündeme sokanların asıl amaçları Irak petrollerinden elde edecekleri kazanımlardır. Onların amaçları arasında bölge insanının sosyal ve ekonomik sorunları yoktur. Yıllarca Kuzey Irak’ta yuvalanmış terör örgütünü görmezden gelen dahası lojistik destek verenlerin gündeminde otuz yıldır ağırlıklı olarak kırsalda yaşanan çatışmalarda yaşamını kaybedenler, terör nedeni ile boşaltılan köyler ve yaşanan acılar yoktur.

Ne ki, ne emperyal güçler ne de emperyal güçlerin taşeronluğunu yapan terör örgütü yanlıları asla amaçlarına ulaşamayacaklardır.

Kan ve barut kokuları arasında yaşam alanı oluşturmaya çalışanlar düştükleri “çukurda” debelenmeye devam edeceklerdir.

(1) Anadolu Ajansı. ( 14.08.2009)

(2) Türk Devrim Tarihi Sf.165 (Prof.Dr. Hamza Eroğlu)

(3) Güneydoğu sokaklarının haritası( Mehmet Faraç) 14.08.2009 Cumhuriyet Gzt.

 
Toplam blog
: 40
: 792
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

1958 Gürün doğumluyum. Emekli öğretmenim. Ülkemin ve dünyanın gündemini oluşturan konularda yazılar ..