Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

Aman dikkatli olalım, etkilenebiliriz!

Aman dikkatli olalım, etkilenebiliriz!
 

İçişleri Bakanının açıklamalarını izledim. Daha sonra da internet basınına şöylesine bir göz attım. Hani anlamadığım, atladığım bir şeyler olabilir mi acaba diye…

Milliyet’te “Türkiye’ye 100 bin ABD askeri geliyor” haberinin altında “Ve Caner Aslan oldu” haberinin hemen yanında yer alıyordu. Bakan Atalay ‘Kürt açılımını” açıkladı haberinin altında ise “Van’daki Minibüsçülerin savaşı…” bulunuyordu.

Akşam’da birinci haber Minibüsçülerin kavgasıydı. İkinci haber ise İncirlik hava üssündeki çalışmalara ayrılmıştı. Vakit, “İsrail’den övgü aldı” başlıklı Ergenekon davasına ilişkin bir başlığı öne çıkarmıştı. İkinci başlık ise Başbuğ’un tavrı çok çirkin’di. Birgün, Kürt-Türk daha çok bir araya gelmeli başlığını kullanırken, Bugün, Genelkurmay’ın peşine düştüğü bilgi başlıklı habere ağırlık vermişti. Cumhuriyet’te birinci haber İçişleri Bakanının açıklaması, ikincisi ise Van’daki minibüs şoförlerinin kavgasıydı. Dünya gazetesinde Nabucco ve açıklama at başı gidiyordu. HaberTürk’de ise önce açılım açıklaması sonra bir Baykal haberi yer alıyordu.

Bu haberleri okuyunca diğer gazetelere bakmaktan vazgeçtim. Aşağı yukarı tüm gazetelerde öne çıkartılan haberler çizgileri ve az ya da çok olan ciddiyetleriyle örtüşüyordu. Asıl ilgi çekici olan tüm gazetelerin manşetlerinde Van’daki minibüsçülerin kavgasının neredeyse aynı puntolarla yer almasıydı.

Gelelim Sayın İçişleri Bakanının açıklamalarına. Söz konusu açıklamalarda geçen, zorlanmama rağmen, birkaç noktanın altını çizmeye çalıştım.

Birinci olarak Sayın Atalay, <ı>"Demokratik Açılım" çerçevesinde yaptığı görüşmelerin "son derece olumlu ve faydalı" olduğunu söyledi ki bu sözcükler süreç başladığından itibaren cümle yapısı değiştirilmeden sürekli kullanılmaktadır.

İkinci olarak, <ı>bu soruna uzun süredir kafa yoranların yanı sıra <ı>5 siyasi parti genel başkanı ve yöneticileriyle bir araya geldiklerini, sivil toplum kuruluşlarıyla, 11 meslek örgütüyle görüştüklerini, şehit ailelerini temsil eden 24 dernek ve bireysel olarak görüşlerinin faydalı olacağını düşündükleri kişilerle fikir alış verişinde bulunduklarını ifade etti. Bu görüşmeler basına da yansıdığı için bilinmekteydi.

Üçüncü olarak, <ı>görüştüğü tüm kesimlerin ve herkesin terörün bitmesini istediğini, demokratik açılımların artmasını dilediklerini kaydetti ki, yıllardır, en azından Sayın Mesut Yılmaz’dan beri bu cümle de bozulmadan kullanılmıştır.

Dördüncü olarak, <ı>her şeyin arkasında yabancı bir güç aranmaması, yürütülen çalışmayı yabancılarla irtibatlandırmanın siyasi hazımsızlık olduğunu ve bunun kendi insanına güvenmemek anlamına gelebileceğini belirtti, ki, sürekli yaşanan bu travma halini paranoya olarak nitelendirmiştir.

Beşinci olarak, <ı>terörün sona erdirilmesi ve demokratik haklar konusunda ortak görüşlerin oluştuğunu, kişilik haklarına saldırmadan, kırmadan, medeni insanlar gibi tartışma ortamının yaratılmasının demokratik ortam olarak tanımlanabileceğini ifade etti. Evet, demokratik ortamın bir tanımı da böyledir.

Altıncı olarak <ı>yürütülenin bir milli birlik projesi, bir kardeşlik ve huzur projesi olduğunu, tek muhatapları olan millete güvendiklerini kaydederek, herhangi bir paket ya da eylem planını ortaya çıkarmadıklarını, bunu, ortak bir akıl bularak olgunlaştırmaya çalıştıklarını kaydetti. Söz konusu projenin içinin halen dolmadığı bu cümleden anlaşılabilmektedir.

Yedinci olarak <ı>demokratik açılımdaki amaçlarını akan kanın durması ve anaların gözyaşlarının dinmesi olarak ifade ederek, ülkenin kalkınması ve insanların mutluluğu için daha çok kaynak ayrılması olarak açıklamıştır. Bu sözler de yıllar önce diğer siyasilerin açıklamalarıyla bire bir örtüşmektedir.

Sekizinci ve son olarak, <ı>herkesi sağduyulu olmaya ve çalışmalara katkı sağlamaya çağırarak, fırsatın çok önemli olduğunu, bunun önemini kavrayan bu yönde yayın yapan basın yayın kuruluşlarına teşekkür ettiklerini ifade etmiştir. Daha önce söylenmiş hissini verse bile işte bu yeni bir cümledir. <ı>

Özet:

<ı>Sayın Bakan özetle, bu konuda (Kürt-Demokrasi Açılımı) yapılan bütün görüşmelerde, toplumda sorunun çözülmesi gerektiği yönünde bir fikir birliği olduğunun gözlendiğini belirtmektedir. Bu yeni bir cümle olmadığı gibi yeni bir gelişme de değildir. Yeni bir söylem ise hiç…

Dolayısıyla, dış mihraklı olduğu muhalefet tarafından iddia edilen “sözde” proje doğrultusunda belirtilen odaklarca yapılan çalışmaların, henüz içeriğini bir türlü dolduramadığımız “milli” proje ile örtüşmesi durumunda nasıl bir tedbir alınacağı, bunun halka nasıl anlatılacağı, böyle olması durumunda uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında bile, yeni bir cümle kurulduğu gözlenmemiştir.

Malum, bizim toplumumuz da diğer bütün toplumlar gibi, etkilenebilecek, etkilenmeye açık, etkilenmeye müsait, etkilenmeye dünden razı ve çoktan etkilenmiş kişiler ile etkililerden oluşmaktadır.

Etkilenebiliriz demek istiyorum…

 
Toplam blog
: 340
: 1591
Kayıt tarihi
: 10.03.08
 
 

Basınla ilgili bir kuruluşda çalışmaktayım. Uzun yıllar basınla ilgili konularda danışmanlık yapt..