Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '11

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Amasya engellileri büyüledi.

Amasya engellileri büyüledi.
 

Cuma günü Ankara’da işim vardı. İşim bittikten sonra Ankara’dan bir dostu aradım. O da bana ‘’Amasya’ya gidiyoruz’’ dedi. Engellilerin kendi düzenledikleri bir organizasyona böylece dahil oluverdim son dakikada… İyiki de olmuşum. 

Sakat/engellenen örgütlerini iyi bilirim. Onlarının 2 işlevi vardır; 

- Dernekler daha çok üyelerinin bulundukları şehirde daha rahat yaşamaları ve bireysel sorunları ile uğraşır. Ve dernekleri yönlendiren yine kendi üyeleridir. Bu sorun çözmekten çok sorunların sürekli tartışıldığı yer anlamına gelir. Devlete, yerel yönetimlere ve yardım severlere yakın olmak başarının ölçütüdür... Çünkü dernekleri kendi başlarına yaşatamazlar. 

- Bir de üyelerin birlikte yaşayarak(?) birbirlerini terapi etmeleri işlevi vardır... Bu kendiliğinden oluşan bir süreçtir... İnsanlar kendisi gibi olan insanlardan güç alarak kendilerini daha iyi hissederler... Bu güç olumlu bir duygudur ve insanları yaşama bağlar... Yılda bir iki kez yaptıkları eğitimler ve paylaşımların çok işlevi olduğuna inanmadım hiçbir zaman. 

Fakat şunu çok iyi biliyorum oralarda sakatlarla ilgili bilgi üretilmez… Bir bilgiyi tartışmaz... Oysa dünyanın en öteki insanı olan sakatların dili, edebiyatı olması gerekir... Bu dil gerektiğinde hiç eziklik duymadan yaşamalarını, gerektiğinde ortak düşünmelerini, gerektiğinde de ortak talepler için eylemde bulunmalarını sağlayabilmelidir… En önemlisi yeni bir yaşam biçimini bilmeleri gerekir… Sürekli isteyen, sorunları olan, insanlara ayak bağı olduğu hissettirilen insan değil sakatlar… İşi gücü olanlar, mekan olarak rahat edebilenler, ulaşımı sağlananlar aksine dünyanın en mutlu insanı olabiliyorlar… Yani sakat ve sorun kelimesini eşit görenlere inat, yeni yaşam biçimini sakat olan dostlarımıza ve topluma göstermek gerekiyordu. Sorunları olan sakat değil, mutlu olan sakat insan modeli, yaşama şekli ve bilgisi hızla oluşturulmalıydı… Çünkü ekonomik sorununu halletmiş, toplum ortalamasını tutturtmuş yüz binlerce mutsuz sakat birey var ülkemizde. İşte bu sakat bireylerin, eksik bedenleri ile en az sağlam bedenliler kadar mutlu olabileceğini bilmeleri, görmeleri, yaşamaları gerekiyordu. Ayrıca bunu topluma da göstermeliydiler. 

Yani onlarda kendi paralarıyla tatile gitmeli, gittikleri yer en iyi yer olmalı, denize havuza girmeli, gerektiğinde kalkıp oynamalı, seviyorsa içmeli, aşık olmalı, yuva kurabilmeli… Bu normalleşme aslında. Bu normalleşme olurken asla başkalarından bir şey istememeli ve asla kendini toplumdan izole etmemeli. Bu etkinliklerin olmazsa olmazı bu… Sakat birey ne kendisi ne de onun adına başkası yardım istememeli, ve bu etkinlikler ulaşılabilen en güzel yerlerde olmalı ve toplumla iç içe olmalı… 

İşte bu düşüncelerle birkaç arkadaşla Antalya’da başlattığımız bu etkinlikler engelliler. Biz sitesine üye arkadaşlar arasında hızla yayıldı ve bir çok ilde başarılı şekilde yapıldı. İşte bunun en son örneğiydi Amasya’daki etkinlik. Türkiye’nin birçok ilinden gelen arkadaşlar apple Palace’ buluştuk… Tek kelimeyle muhteşem bir otel... Yazın sıcaktan kaçacak delik arayan güneylilere duyurulur. Işıklı Kral mezarlarına, Kaleye ve Pırıl pırıl Amasya’ya ve yıldızlara bakmak olağanüstü güzeldi. Üstelik çam kokusu ciğerinize dolarken... 

Bu etkinliği düzenleyen Özlem hanım Bizleri Amasya yönetimine o kadar iyi anlatmış ki, Amasya yöneticileri bizlere şehirlerini tanıtmak istediler. Hiç görünmeyen eller bizi asansörlü otobüsle Amasya kongresinin yapıldığı binaya, Beyazıt külliyesi’ne götürdü. Rehber bizleri bilgilendirdi. Tarihin içine giriverdim birden ve çıkmam uzun sürdü... Ayrıca gezi yolu denilen Yeşil Irmak kıyısının tadını çıkardık hep birlikte. Dünyanın ilk coğrafyacısının buradan çıkmasına şaşırmadım... Ayrıca Suluova’ya piknik için misafir edildik… Nefis yerlerden birisi yine Suluova… Duyurulur; Barajında balık tutup, ağaçların altında mangal yapılırken aynı zamanda havuzunda yüzebilirsiniz… Yediklerimiz bize kalsın, yedirenler sağ olsunlar… Ancak Amasya denince hep elma akla gelir… Bence kirazda gelmeli. O kadar güzeldi ve ben bolca yedim. Muhtara ve Dursun’a selam olsun… Ayrıca bizleri orada yalnız bırakmayan, Amasya, Suluova, Merzifon ve yakın çevre illerden gelen dernek yöneticileri ve üyelere teşekkür ederim. 

Amasya bundan sonra aklıma zariflik ile birlikte gelecek. Zarif bir şehir, zarif insanlar, güzelliğinde zerafet olan şehir… Parça parça değil bütünü zarif şehir… Bir de şu Borabay gölünü görmek isterdim… Sanırım güzellik orada taçlanıyor. Oraya yapılan tesislerde engellilerin unutulmadığına eminim… Su, göl, orman ve dağ tutkunu olup kıyılarda yanmaktan nefret edenlere duyurulur… Yolları da harika üstelik… Sanırım burada sadece engellilere seslendiğim gibi vahim bir hataya düşmüyorsunuz... Ben bir muhteşem güzelliği tanıtmaya, paylaşmaya çalışıyorum. Ve engelliler de bundan nasibini almalı diyorum... 

Bu etkinliği organize eden Özlem hanım bence çok övgüyü hak etti… Çikolata yollayıp borcumuzu ödeyeceğiz artık… Olayın başka bir boyutu olduğunu anlayan/bilen 2.İcra Müdürü Murat bey bizlerle akşamları da birlikte olup, eğlencelere, oyunlara katılması ve yaptığından mutlu olması, bana sanırım bir arkadaş kazandırdı… Haaa Serpil, Özlem ve Semih benim için zaten arkadaşlar bundan sonra… 

Veda anında zorlandım… Kalan mı gitmek ister gidenle, giden mi kalmak ister kalanla bir türlü anlamadım zaten bu güne kadar… 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..