Amatör Balıkçılara Duyuruyorum

Bugünlerde, şu bizim güzelim Foça’nın denizlerinde balık kaynıyor, haberiniz ola. Çok değil daha bu akşamüzeri denizde yüzerken, ayaklarımın altında; kefaller, çipuralar, iri lidakiler fink atıyordu vallahi.

Güneşi denize, denizde batırıp sahile çıktığımda; tam da benim açıldığım yaklaşık beş yüz metrelik mesafeden iki büyük ticari balıkçı teknesi geçti süzülerek. Artlarına, kızıldan kül rengine dönmekte olan o muhteşem ve o bilindik Foça tuvalini alarak. Muhtemelen sonarları vardı ve cihazlar bas bas bağırıyordu “<ı>burada kısmet var” diye.

Denizin ortasında kendi kendime ne yandım bilemezsiniz. Yanımda oltam olmadığı için. Ve bir sandalın kenarından ayaklarımı denize sallandırıp derya kuzularına sülünes, boru kurdu, kırmızı kurt, ekmek atamadığım için.

İzmir’den Foça’ya yeniden ilk dönüşümde tüm takım taklavatı alıp getirmezsem şayet; bu masmavi, bu berrak ve mis gibi iyot ve tuz kokan deniz beni içine almaz iyi biliyorum. Kamış oltalar, dönerler, iğne takımları, yemler ve bilumum aydınlatıcı ekipmanım, acayip rahat, katlayıp büküp kılıfına koyduğumda omzuma asabildiğim harikulade şezlongum, mataram, radyom, demli çayım, buzlu rakım, çorbamda tuzum, közde biberim, hayatım…

Off… Gecenin bir yarısı gönül neler istiyor be dostlar.

Seni seviyorum hayat.

Tüm olan bitene inat…

Tüm olan bitene ama tüm olan bitene…

Sat gitsin anasını be, sat!

Trakonya'nın Gazabından Korunun

Foçalı Jennifer Lopez

Sülünes, Boru Kurdu; Gel Çipuram Gel

Çeşmeli Sevgilim Kılçık Oldu Battı Bana

Balıkta Lüfer, Baharatta Karabiber

Light Çinekop

Bir Mırmır, Bir Çipura; Daha Ne Olsun Be Usta?

Balığınızı Nasıl Alırdınız?