Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '20

 
Kategori
TV Programları
 

Amazon Prime Dizisi: Undone

   Animasyonlara ve animelere olan bağlılığımı bilmeyen yoktur. Hem çizmeyi hem de izlemeyi çok seviyorken; son zamanlarda da kısa animasyon film senaryosu yarışmalarına odaklanmış durumdayım.  Tam yeni bir diziye başlamak için zamanım yok derken; bir arkadaşımın önerisi üzerine kadrosunda Rosa Salazar’ın olduğu bir diziye başlarken buldum kendimi. Bir Amazon Prime Video dizisi ve ismi “Undone.” Türkçeye "Perişan" olarak çevrilmiş. Sezon finaliyle beni o kadar derinden etkiledi ki en başta ilerlemeyeceğini düşünsem de olaylar birden değişti ve bölümlerin nasıl bittiğini anlayamadım. Tek kelimeyle muhteşemdi.

   Dizinin 1. sezonu 8 bölümden oluşmakta ve ikinci sezon onayını da almış durumda. “Undone,” aynı zamanda Netflix’in hitlerinden biri olan Bojack Horseman’in de yaratıcılarından olan Raphael Bob-Waksberg ve Kate Purdy tarafından yaratılan bir Amerikan komedi-dram web televizyonu animasyon dizisi. Dizi, içerisinde o kadar çok acaba barındırıyor ki olayların gerçek mi olduğu yoksa ana karakterin hastalığından dolayı mı gerçekleştiğine bir türlü emin olamıyor seyirci. Gerçek oyuncuların oyunculukları üzerinden animasyonlaştırılarak çekilen dizi, tıpkı bir yağlı boya tablo canlandırmasını andırıyor.  Senaryo o kadar heyecanlı o kadar hızlı bir tempoyla ilerliyor ki nasıl bittiğini anlayamadım. İzlerken, nasıl canlandırdıklarını ya da nasıl bu kadar müthiş çizildiğini düşünmeden de edemedim. Ve, kısa bir araştırma sonucunda “Rotoscoping” (Rotoskop) tekniği çekimi olarak adlandırılan teknikle çekildiğini ve Amazon’un ilk animasyon serisi olduğunu öğrenmiş oldum. Sahneler ilk olarak oyuncular ile çekildikten sonra, sahnelerdeki her karenin üzerine çizim yapılmış. Bu da gösteriyor ki Rotoskop tekniği iki hatta üç kat emek gerektiriyor. Ayrıca, Netflix dışında platform isimlerini keşfetmek de gerçekten farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Umarım ki daha da fazlasını öğreniriz ve izleme şansını yakalarız.

   Ana karakter Alma’nın hayatı çok monoton geçerken bir kaza ile bu monotonluk yerini bir maceraya bırakır. Kaza ile birlikte ölen babasını tekrar görmeye başlayan Alma, babasının nasıl öldüğünü araştırmaya başlar. Babası, ölümünün bir kaza olmadığını düşünürken, kazanın sebebi ortaya çıktığında düşüncesinin doğru olmadığı da ortaya çıkmış olur.  Alma, gerçekten babasını görüyor mudur yoksa gördüklerinin hepsi şizofreni belirtisi midir?  Dizi süresince yaşadıkları o kadar gerçekçiydi ki ben babasını gördüğüne inanmıştım fakat her olayın sonunda diğer karakterlerin gördükleri o kadar açıklayıcıydı ki  (özellikle son iki bölümde) ben de onun şizofren olabileceği ihtimalini düşünmeden edemedim.

   Alma, rüya ile gerçek arasında gidip gelirken, animasyon dünyası ve gerçek dünya o kadar güzel birleştirilmişti ki çok güzel bir harmoni yakalanmış. Bölümlerin her biri yaklaşık 22-24 dakika uzunluğunda ve çok canlı. Özellikle zaman ve mekanda yolculuk yapma fikri izleyiciyi diziye çekiyor. Farklı bir tür arayanlar için öneriyorum. İkinci sezonu dört gözle bekliyorum.

Umarım siz de beğenirsiniz.

İyi seyirler…

 
Toplam blog
: 57
: 280
Kayıt tarihi
: 18.07.15
 
 

1992 yılı İstanbul doğumlu. İlkokulu İstanbul'da okudu, ortaokulu ve liseyi Edirne'de bitirdi. Kara..