Amerika avucunu yalar!

ABD’nin Başkanı bi yandan, Başkan Yardımcısı bi yandan,

Dışişleri ve Savunma Bakanları öte yandan Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına ittirmek için çabalıyorlar…

IŞİD’le Türk Ordusu savaşmalıymış!

Savaşmalı derken, elbette sadece havadan vurmayı kastetmiyorlar…

Türkiye karadan girecek, IŞİD’le kafa-kafaya, göğüs-göğse çarpışacak!

Türkiye dalar mı o hengâmeye?

Niye dalsın?

Kendisine doğrudan doğruya bir taarruz var mı?

Yok!

Öyleyse, bataklığa dalmanın da bir âlemi yok!

Her ne kadar tezkereler geliyor,

Türkiye’nin bölgede bir rolü var deniliyor,

Yine Türkiye’nin NATO angajmanları gereği görev ve taahhütleri var deniliyor ama bunların hiçbirisi bizim bataklığa girmemizin gerekçesi olamaz.

Amerika’nın bu bölgede menfaatleri var…

İsrail’in güvenliğini sağlamak gibi “misyon”u var…

O vakit, kendisi savaşacaksa savaşsın IŞİD’le…

Ama karadan IŞİD’in karşısına çıkmayı göze almıyor-alamıyorlar!

x   x   x

AKP KARADAN GİRMEYE TARAFTAR MI?

Yanal kanalların hamasî yayınlarına,

Girmemiz gerekir,

Birkaç saatte halleder çıkarız dediklerine bakmayın!

Oradan çıkmak girmekten zor…

Aklı başında hiç kimse o bataklığa dalmak istemez!

AKP’nin de askerin oraya girmesinden yana olduğunu hiç sanmıyorum.

Oradan aylar, yıllar boyunca gelecek cenazelerin sorumluluğunu, bunun siyasî riskini kimse göze alamaz. İktidar yüzde 43’ün gözünde bile bir anda düşebilir.

Tezkere çıkabilir ama askeri o bataklığa sokmaya kimsenin gücü yetmez.

İktidarın çıkaracağı “tezkere” iki işe yarar:

1. Müttefiklere karşı “işte çıkardık” demeye,

2. IŞİD’e karşı “caydırıcı” bir unsur olarak, askeri kullanmaya hazır olduğumuzu göstermeye!