Amerika'da "beyaz devlet" ve "siyah vatandaş" savaşı!

Amerika'nın kirli tarihi peşini bırakmıyor. Milyonlarca siyahi Afrikalının köleleştirildiği Amerika, şimdi bedel ödüyor...Hiç bir zulüm karşılıksız kalmaz; Amerika yüz yıllarca süren siyah zulmünün hesabını ödeyecek, hiç kaçarı yok.

Bugün, Amerikan sosyal dokusuna sinmiş eski kavga, beyaz polisle siyah vatandaş arasında yaşanıyor...Başkanın siyah olması ironisini bir yana bırakırsak, aslında bir "beyaz devlet" olan Amerakida, şimdilik sivil beyazlar devreye girmiyor...Çünkü, üniformalılar onlar adına çatışıyor.

Ama işler her zaman planlandığı gibi gitmez...Her yıl yüzlerce siyahi insanın beyaz polis kurşunuyla can verdiği Amerika'da, önceki gün siyahi kurşunlar beş beyaz polisi öldürüldü.

Dallas'ta polis şiddetine karşı yapılan yürüyüş esnasında, bir keskin nişancı hesaplaşma adına beş beyaz polisi vurdu...Devletin sağlayamadağı adaleti ben sağladım, demiş bu keskin arkadaş...

Amerika, yıllar sonra bir zenciyi kendine Başkan seçti ama aslında beyaz egemenlik hiç bitmedi...Başkan Obama, ayaklarını sürüyerek yürümekten, dudaklarını büzüp "benden kimseye zarar da fayda da gelmez" demekten başka bir şey yap/a/madı...

Önceki gün bir belgesel kanalında Başkan Obama'yı izledim...Obama, küresel ısınmanın getirdiği sorun olan buzulların erimesi konusunda yerinde inceleme yapmak üzere belgeselciyle birlikte dağlara çıkmıştı.

Etrafı gezip dolaşırken sunucuyla sohbet ediyorlardı...Belgesel sunucusu, sonunda o meşhur soruyu sordu: Başkanlığınızda yaptığınız en övünülesi icraatınız nedir, gibi bir soru...

Başkan Obama, yarım ağızla herkes için sağlık hizmetinden bahsedecek oldu...Amerika beyazlarının büyük tepki gösterdiği herkesin- derken elbette siyahlar kastediliyor- sağlık sigortasına sahip olması kanununu çıkarmaya çalışmıştı...Ben tam bilemiyorum, çıkarabildi mi çıkaramadı mı; ama bir Newyork'luya sormak lazım!!

Yani, Amerika ne kadar gelişmiş olsa da, hür dünyanın beşiği, insan hakları, özgürlükler falan havada uçuşsa da derin "kökler"indeki "ırkçılık" hiç bitmedi...Bitmesi de mümkün değil.

Amerika, terörü her gün yaşıyor ama terör bireysel anlamda sürüyor...Ne var ki, bundan sonra Amerika için de çanlar çalıyor...

Bu, siyah-beyaz çatışmasının çanlarıdır...

Adaletin olmadığı yerde kavga olur...Kimi yer, kimi bakar kıyamet ondan kopar, diye boşuna söylememiş bizim atalar...Bunun Amerikancasını söylersek:

Beyaz yer siyah bakar kıyamet ondan kopar!!

Not: Yazıda tırnak içine alarak vurguladığım "kökler", siyahi yazar Alex Halley'in Afrikada kendi köklerini aradığı ve sonunda dedesi "Kunta Kinte"yi bulduğu eserinin adıdır...Eser, televizyon dizisi olarak da çekilmiş ve yetmişli yıllarda Türkiyede de gösterilmişti.