Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '11

 
Kategori
Dünya
 

Amerika'da neler oluyor? Kapitalist bir rüyadan uyanış

Amerika'da neler oluyor? Kapitalist bir rüyadan uyanış
 

Wall Street'i işgal et diyen göstericiler,Amerikan orta sınıf refahının çöküşünün simgesi.


Ne yalancı Arap baharı, ne de Yunanistan krizi.

Son aylarda dünyadaki en sıra dışı gelişme, Wall Street eylemcilerinin gösterileri ve bu gösterilere neden olan ekonomik gelişmeler.

Evet, öyle olmalı, çünkü bahsi geçen ülke ekonomik liberalizmin en güçlü ideolojisi olan Anglo-Sakson kapitalizminin İngiltere’den sonraki babası ABD.

Az buz şey mi, bugüne dek orta sınıf refahıyla övüne gelmiş bir ülkede sistemi sorgulayan bir ses yükseliyor!

2008 Mortgage krizi, bir ekonomik kriz olmasından çok, Amerikalılara bir şeyi göstermesi açısından çok önemliydi: o da meşhur orta sınıf refahının aslında borçlanmayla gerçekleşmesiydi. Evet, bir refah vardı, ancak bedeli oldukça ağırdı; sömürü mekanizmasının en önemli çarklarından olan bankalara ümüğünüze kadar borçlanıyordunuz.

İşte emlak krizi olarak başlayan kriz, sömürü mekanizmalarının çıkarına çalışan siyaset ve iş dünyası yüzünden büyüdükçe büyüdü ve sonunda Amerikalıların o gurur duydukları orta sınıf refahının çöküşüne neden oldu.

Amerika’da olan bitenleri en sağlıklı biçimde Amerikalı uzmanların yazıp çizdikleriyle takip edebiliriz.

Radikal Amerikalı ekonomistlerden Paul Krugman’ı oldum olası sevmişimdir; son zamanlardaki kriz değerlendirmelerinde ise oldukça önemli şeylere dokunuyor.

Geçen hafta New York Times’da çıkan “Amerikan Usulü Oligarşi” başlıklı yazısında, sistemin artan eşitsizliğe kılıf uydurmakta geri durmayışına vermiş veriştirmiş.

Krugman, sistemin Düşünce kuruluşları aracılığıyla eşitsizliğin nedenlerini saptırdığını belirttikten sonra, aslında eşitsizliğin kamuoyunun büyük bölümünce Amerikalılara empoze edildiği gibi, eğitimli sınıflarla eğitimsiz sınıflar arasında olmadığını son derece doyurucu belgelere dayanarak açıklıyor.

Yani Bütçe ofisinin raporuna göre aslında eğitimli orta sınıfların gelir dağılımından aldıkları pay artmak bir yana, düşme eğiliminde!

O halde buyurun Paul Krugman’a kulak verelim: “…bugünlerde üniversite mezunu olup daha yüksek eğitimi olmayan çalışanların sağlık güvencesi sunan bir iş bulma olasılığı, sadece lise diplomasına sahip bir çalışanın 1979’da bu tür bir iş bulma olasılığından daha az.”

O halde, eğitimli olursan iş var demek, günümüz Amerika’sında krize ucuz bir kılıf uydurmaya çalışmak olmuyor mu?

Krugman tam da bunu eleştiriyor işte.

Eğer eğitimli sınıflar takır takır iş buluyor ise, orta sınıfların gelirden aldıkları pay düşmemeliydi.

Oysa,“Bütçe ofisinin raporu bize alttaki %80’lik kesimin kaybettiği gelir oranının aslında Amerikalıların en çok kazanan yüzde 1’lik bölümüne gittiğini söylüyor.”

Sonuçta, “%99’un çıkarını savunduklarını söyleyen göstericiler haklı. Konunun küçük bir azınlıkla değil eğitimle ilgili olduğunu söyleyenler ise haksız.”

Üstelik durun, hikaye burada da bitmiyor. Krugman’ın analizli yorumuna göre, “…en üst düzey yüzde 1’lik gelir dağılımının artan payının neredeyse üçte ikisi, en üst binde 1’lik dilime gitti.”

Tam da seninki benden kara durumu.

Kısacası, Amerika’daki gelişmeler bize, kapitalizmin köhneleşmeye yüz tutmuş birçok yanıyla birlikte “eğitimli olan, daha iyi olan kazanır,” diyen ideolojik propagandasının da çöküşte olduğunu gösteriyor.

Kaynakça:Sabah Gazetesi-New York Times eki (13 Kasım 2011)

 
Toplam blog
: 47
: 1149
Kayıt tarihi
: 24.11.10
 
 

Praksise düşünceden varan bir romancı, kültür eleştirmeni, otodidakt bir feylesof, yaşam gözlemci..