Amerikali amir, Meksikali memur ve Türk vatandaş

Amerika'da her yil 35 bin Meksikali cocuk lise mezunu oluyormus. 35 bin Amerikali- Meksikali degil. Anasinin, babasinin Amerika'ya getirdigi, Amerikada kacak yasayan, belgesiz, dokumansiz 35 bin lise mezunu. Lise bittikten sonra ne yapacaklar? Universite, askerlik?... Universiteler ates pahasi. Burs alamiyorlar. Asker olup, savasmaya razilar. Asker olamiyorlar?...

Neyse ki bizim kiz buranin vatandasi. Gittik saglik sigortasini tazelemeye. Bir form var. Anne, baba? Yazdik. Anne baba saglik sigortasi istiyor mu? Haasaa!... Haddimizi biliriz. O zaman mesele yok. Vatandas kizinizin islemini yapiyorlar...

Hayir! Bu sefer oyle olmadi...

Meksika asilli memur hanim guzel guzel islemlerimizi yapiyor. Amiri iceri girdi. Soyle bir goz atti bana. Ne hikmetse, bana bakanin nevri hemen donuyor. Basladi sorgu-suale:

- Vatandas misiniz?

- Size ne!

- Amerika'da kanuni olarak mi bulunuyorsunuz?

- Sizi neden ilgilendiriyor? Bakin burada aciklanmis. Eger; saglik sigortasini kendimize istemiyorsak, bizi sorgulayamazsiniz...

Amerikali amir hanim tavrimizi begenmedi.

- Pasaportunuz?

- Yok.

Izah ettim. Az bucuk bizimde okumuslugumuz vardir, dedim. Bakin! Burada ne yaziyor?

Bekleyiniz, diye emretti. Onumuzde o da kendi amirini aradi. Bize dondu. Kimildamayin!

Amiri; ben seni sonra arayayim, dedi. Hayir. Cok onemli amirim. Peki soyle, dedi amir.

Soruyor ama, bu tur sorulari biliriz: Maksatli soru...

Istedigi cevabi almaya zorluyor amirini. Bize de konusmayi dinletiyor.

Amirinin her olumsuz cevabini agizina tikti. Konustukca konustu.

Amerikali amir konustu, Meksikali memur ve biz dinledik.

Karsi taraf tartismayi kisa kesti:

- Hayir. Dogru degilsin.

Telefonu kapatip bize dondu amir:

- Beni yanlis anlamadiniz degil mi?

Cikti odadan. Meksikali memur sirtimizi sivazladi. Aldirmayin, der gibi...