Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '09

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Amerikalı bir yönetici ile çalışmak

Amerikalı bir yönetici ile çalışmak
 

kaynak:www.yenibiris.com


Son zamanlarda kendimi pek iyi hissetmiyordum. Hani olur ya bazen, herşey bir başka görünür insana, günlük olaylar bile dayanılmaz olur. Üstüne bir de fiziksel sorunlar eklendi mi büsbütün beter.

Anlam veremediğim bir sebeple son günlerde çalışma performansımın düştüğünü fark ettim. Fark etmeye gerek yok zira aşikâr. Üst üste olmayacak hatalar yapıyor, hatırlayamıyor ve dikkatimi toplayamıyor, zihnimin içinde kasırga çıkmış da herşeyi yerli yerinden etmiş gibi hissediyordum. İş yaşamındaki abartı disiplin anlayışım böyle zamanlarda kendime bile tahammül etmemi zorlaştırıyor ve tası tarağı toplayasım geliyor. Daha da kötüsü bu duygu bana bir kez geldi mi gitmek bilmiyor.

Amerika'da yaşıyorum. Ama gitmeler kolay değil, nerede olursanız olun. En azından birçok insan için. Öyle rahatsız hissettim ve öyle bir noktaya geldim ki sonunda yöneticime -ki aynı zamanda patronumdur- ifade etmek zorunda kaldım. Dedim ki;

-"Ben kendimi son zamanlarda iyi hissetmiyorum. Farkındayım hatalar yapıyorum, üzgünüm. Yapmamaya da çalışıyorum ama olmuyor. Bu durum beni öyle rahatsız ediyor ki doktora gitmek için randevu aldım. Belki sağlık sorunum var."

Ve bana cevabı şu oldu.

-"Mümine, burada şu an benim için ne önemli biliyor musun? Bu halin geçici mi yoksa devamlılık gösteriyor mu? Yani sık sık yaşar mısın bunu?

Dedim "hayır."

Ve dedi ki "Bazen hepimiz dibe vururuz. Bitmiş tükenmiş hissederiz ama sonra yine ayağa kalkarız. Hatta daha güçlenmiş olarak. Çünkü o yaşananları sindirme dönemidir. Bize durup düşünmeye fırsat tanır. Ben biliyorum ki son günlerde gördüğüm sen değilsin. Ben seni biliyorum. Seni tanıyorum. Sana sorduğum sorunun cevabını zaten biliyordum. O yüzden sen de bunu hatırla ve rahat hisset araştır, kendine zaman tanı ve bir çözüm bul.

Peki deyip, teşekkür edip ayrıldım. Konuşma öncesinde, sonrasında bir itirafın ağırlığını hatta bedelini taşıyacağımı düşünüyordum. Oysa ki masama döndükten bir kaç saat sonra kendimi daha rahat ve zevkle çalışıyor buldum. Resmen daha iyi hissediyordum. Akşam çıkarken yanına uğradım ve ona dedim ki,

"Sana teşekkür etmek istiyorum."

Gerçekten çok şaşırarak "Neden?" diye sordu.

"Sabahki yaklaşımın için" dedim.

"İçtenlikle söylüyorum ki kendimi daha iyi hissediyorum. Oysa ki gelmeden önce tatsız bir konuşma olacağını düşünmüştüm. Beni daha da dibe batıracak bir yüzleşmeydi bu. Ama senin yaklaşımın, bana öyle insan ve öyle önemli hissettirdi ki kendimi, sorunum gözüme hafif gelmeye başladı. Fark ettim düzelmeye bir adım attım ve göreceksin daha iyi olacağım."

Ve ona şunu da itiraf ettim o an. "Biliyor musun Türkiyede yıllarca çalıştım. Önemli görevler aldım, zorlukların üstesinden geldim. Burdan en az on kat zordu herşey. Kaldı ki bu tarz bir itirafla yöneticilerimin karşısına çıkmak bir yana, aksine onlar en küçük hatada yüzüme vurup memnuniyetsizliklerini belirttiler. Sana söylediğimi onlardan birine söylemiş olsaydım konu farklı bir yere gider ve farklı sonlanırdı benim için. Benim burada kalmaya devam etmemin en büyük sebebi işte bu, senin yaklaşımların."

Duydukları karşısında duygulandı. "Bunu duymak bir yönetici ve patron olarak benim için çok önemli, ben teşekkür ederim hislerini açıkça paylaştığın için" dedi.

Bu benim hikâyem. Benim için anlamlı olduğu için anlattım. On yıldan fazla süredir iş yaşamındayım. Hemen her kademede hemen her tür insanla çalıştım. Ast oldum, yeri geldi basit işler yaptım, eğitildim, yeri geldi en önemli pozisyonlarda oldum. Amir oldum, rehberlik ettim, öğrettim. Üniversitelerde seminerler verdim. Onlarca yöneticim oldu. İnanması zor deneyimler yaşadım. Her zaman her koşulda istisnalar olduğunu kabul ediyorum.

Genel çıkarımlara giderek "Türk yöneticiler şöyledir! yabancılar ise böyle! demek istemiyorum. Her zaman her düzen içinde her tür, her derece insan olduğuna inanırım. Ancak 10 yıl Türkiye, 2 yıl Amerika deneyimi bana ister istemez kıyaslamalar yaptırıyor, öyle çok olay yaşıyorum ki farkları ortaya çıkartan. Belki konu "Yönetici nasıl olmadır?" olmalı, milliyeti farketmeksizin. Belki benim hikâyeme farklı yönlerden bakılıp eleştiriler getirilebilir. Eleştirileri, ortak fikirleri, benzer ya da zıt deneyimleri duymayı çok isterim. Ama dedim ya benim hikâyem olduğu için anlattım ben. Beni çok etkilediği için. Benim için anafikri ne ise, bana neyi hissettirdi ise onun altını çizmek istedim. Ve şu bir kez daha kanıtlandı benim nazarımda; yönetici de olunsa ast da olunsa önce insan olmak fark yaratıyor!

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 39299 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 83
: 998
Kayıt tarihi
: 05.01.09
 
 

 "İnsan olmak başka bir şeydir. Ne dil, ne din, ne de milliyet ayırır. Ne seni, ne de beni kayırı..