- Kategori
- Haber
Amerikalı
Şener Şen ve Lale Mansur'un başrollerini paylaştığı "Amerikalı" filmini izleyen arkadaşlar bilirler ; Birazda abartılı tavırlarla Amerikalı , daha doğrusu Amerikada yaşayan ve Amerikalılaşan bir Türk vatandaşının Türkiye'de başından geçen komik olayları anlatır. İşte O filmde Şener Şen , bir Amerikalının nasıl konuştuğunu , insanlara nasıl davrandığını , özellikle paradan kaynaklanan gücü ile insanları nasıl aşağıladığını çok güzel yansıtmıştır. Amerikan ingilizcesinin konuşma ağzına benzer bir şekilde Türkçe konuşur. Hareketleri çok rahattır. İnsanlarla temasında , onlardan daha üstün ve güçlü olduğunu vücut dili ile çok güzel aktarır.
İşte Amerikan Başkanı Bush'un , Türk Heyetini kabul videosunu izlerken aklıma gelen ilk şey o film oldu. Lakayıt , aklı sıra samimi ancak , gerçek manada pekte umursamayan bir rahatlıkla karşılama gerçekleşiyor. Başbakan'ımıza şaka ile karışık takılıyor , Genelkurmay'ı temsilen toplantıya katılan Subayımızın kolunu tutarak samimi görültü veriyor , Sayın Egemen Bağış'ın omuzundan tutup sallıyor. Zaten en garibide o sallama meselesi . Sanki emrindeki bir memuru, babacan bir tavırla karşılar havası var . Üst düzey bir Bürokrata tavrı bence hiç hoş değil.
İşin asıl acı tarafı ise bence şu ; Bu tavır sadece bizim Ülkemize değil. Tüm Dünya'ya karşı aynı rahatlık ve hava içerisinde bu Ülke Başkanı. Bu başkan ile sınırlı da değil aslında mevzu . Bu öyle bir zihniyet ki film sektörü aracılığıyla sürekli şişirilen bir ego ile : "sen harikasın" , "sen en zekisin" , "sen gerekirse herkes sana muhtaçken Dünyayı kurtarırsın" , "sen en kahramansın" , "sen en güzelsin" , "sen şöylesin..." , "sen böylesin..." ile devam edip gidiyor.
Tabi sadece filmler ile kendilerini şişirebiliyorlar. Çünki gerçek hayata baktığınızda ; ekonomi sallantıda , kültürel yozlaşma hat safhada , halkın devletine inancı pamuk ipliğine bağlı ve herkesten ve herşeyden korkan paranoyak bir toplum oluşmuş durumda. Öyleki iktidar "Irak bize zarar verebilir " dediğimde , "aman yok edelim gitsin. Yeterki bize bulaşmasın" diyebiliyorlar. Sanal düşmanları Ladin için "Afganistan'da " denildiğinde , "orayıda yok edin . Yeterki bize bulaşmasın " diyorlar.
Karakteristik anlamda , O topraklara ilk ayak bastıkları gün itibariyle birden bire İspanyol , Portekiz yada Dünyanın neresinden gelirse gelsin , geldiği toplumun özelliklerini kaybetmişler ve hepsi Amerikalı olmuşlar. Ardından kendilerine benzemeyenlerden nefret etmişler. O toprakların gerçek sahibi Kızılderilileri aşağılamışlar , katletmişler , yok etmişler. Zencileri hor görmüşler , almışlar satmışlar , her türlü işgenceyi yapmışlar. Canlı canlı yakmışlar. Ve daha neler neler..
Aslında konu oldukça geniş , ancak ben kısaca değinmek istedim. Yorum size kalmış...