Amerikan çuvalı / Demokratikleşme paketi

Amerika'nın demokrasi paketiyle ilgili düşüncelerini Dışişleri Sözcüsü Jen Psaki'den öğreniyoruz: "ABD Paketi Beğenmedi". Alt başlıkta ise şu bilgi yer alıyor; "ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Heybeliada Ruhban Okulu'nun pakete dahil olmamasından dolayı hayal kırıklığı duyduklarını söyledi."

Aslında paketin detaylarını anlatmaya gerek yok, çok basit bir ifade ile haber şunu söylüyor; "Arkadaş, ben sana bu paketi böyle mı çıkar demiştim? Sen nasıl oluyor da, Ruhban Okulu'nu pakete dahil etmezsin?"

Paketin zaten elle tutulacak bir tarafı yok, aksine itiraflarla dolu...

Öncelikle "Türk'üm" diye başlayan Andımız yasak, gerekçe bir çocuğun bile anlayabileceği kadar basit çünkü Kürtler "Türk" kimiliğini kabul etmiyorlar, bunun ifade edilmesinden de "nefret" ediyorlar.

Bir başka yenilik de Harf Devrimi ile kabul edilen Alfebeye Kürtler için yeni harfler eklenmesi... Amaç, Türkçe'ye Kürtçe'nin yolunu açmak... Madem Kürtçeyi ayrı bir dil kabul ediyorsun, neden Türkçe Alfabenin içine yabancı harfler koyuyorsun? Kürtçe konuşup yazamıyor mu ki harf ekleme ihtiyacı duyuyorsun? İngilizce yazarken Q ve W harflerini zaten kullanmıyor musun?

Diğer bir yenilik ise Nevşehir Üniversitesi'nin adının değiştirilip Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi olmasıydı. Üniversitenin adı değişince demokraside çağ mı atlıyoruz? Üniversitenin adı değişince demokrasi geliyorsa tüm üniversitelerin adını değiştirelim! Hatta ilk üniversite de Atatürk Üniversitesi olsun!

Kişilerin özel bilgilerine güvence Anayasa'nın teminatı altında olduğunu öğretmişlerdi bize hocalarımız... Aslında o da bu paketle güvence altına alınmış da haberimiz yokmuş. Haksız, hukuksuz dinlemelerin tavan yaptığı iktidarda bunların "kişilerin özel bilgileri"nin kapsamına girmediğini, geç de olsa öğrenmiştik ama özel bilgilerin teminat altında olmadığını da bu paket sayesinde öğrenmiş olduk.

"İstikbal Göklerdedir" diyerek gelecekteki ufku gösteren Atatürk'ün kurduğu Türk Hava Kurumu'nun kurban derilerindeki yerini şimdi "İstikbal Cennettedir" diyerek cami, dernek ve vakıfların deri toplamasına imkan tanınması da demokrasi paketinin içinden çıktı. Bu nasıl demokrasi derisiymiş ki postun altından neler çıkıyor?

Cumhuriyetin temel ilkelerinden birisi olan Laiklik ile bu iktidarın bakış açısı ezelden beri örtüşmüyordu. Kamuda türban yasağını kaldırarak bu konuda da demokratik bir adım attılar! Kamu dışında kimse dine de, örtüye de karışmıyordu. Ancak ötekileştirmeyi ayyuka çıkararak, "türban takmayan benden değildir" haline getirdiler.

Hele bir de eşbankanlık yok mu, hayretler içinde kaldım. BDP eşbaşkanı kullanmıyor muydu? Tüm basın kuruluşları "eşbaşkan" ifadesini kullanmıyor muydu? Eşbaşkanı pakete koyunca demokrasi mi gelmiş oldu?

Özetle Amerikanın demokrasi paketinden bunlar çıktı ama yine de Amerikalıları memnun edemedik. Eğer Ruhban Okulunu da bu pakete dahil etselerdi o zaman paket belki bir şeye benzerdi.

İstenenler ve paketten çıkanlar demokrasi adına bir adım atsa, ayakta alkışlayacağım. Ancak Amerikanın bize biçtiği demokrasi donu ile hem geçmişteki demokrasiyi özler hale geleceğiz, hem de o donu giydikçe heryerimiz açıkta kalacak gibi gözüküyor.

"Yetmez ama evet" diyenlere bir küçük not daha yer alıyor açıklamada... Demokratik çuvalların ve paketlerin henüz sonu gelmedi, bundan sonra da paketleri geçirmeye devam edecektir.

Bizi izlemeye devam edin!

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=444644&kn=8&ka=4&kb=8