Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '12

 
Kategori
Dünya
 

Amerikan dış politikası

Amerikan dış politikası
 

Dış politikayı temsilen


Yakın tarihte okuduğum Amerikan’ın dış politikası kitabının bir özetini paylaşmak istiyorum sizinle. Bu yazıda kendi ifade ve söylemleri yanında soru işaretlerim olduğu gibi katkılarım da var.

ABD birçok bakımdan sıra dışı bir ülkedir. Tarihsel olarak sıra dışı; dünyanın öteki büyük devletlerinin arkalarında genellikle bin yıllık bir geçmiş varken ABD’nin Tarihi nerdeyse iki yüz yıllıktır ancak; Bu ülkeyi günümüzde de gençlik, dinamizm ve göçler taşımaktadır. ABD Coğrafi açıdan da sıra dışıdır. Avrupa-Asya kütlesi yanında ABD bir adadır. Diğer özellikleri ile de sıra dışılığı özelliklerine devam eder. ABD ne özgürlüğü, ne demokrasiyi, ne parlementarizmi ne de insan haklarını icat etmiştir; bununla birlikte bu ülke bütün dünyada, Mesihçi ve neredeyse dinsel bir vizyonla liberal demokrasinin değerlerini egemen kılmıştır.

Öyle ki Madeleine Albright ülkesi için “vazgeçilmez ulus” diye nitelemiş, Fransız Dış İşleri Bakanı “hiper güç” olarak tanımlamıştır bu ülkeyi.

Bu kadar sıra dışı bir ülkenin dış siyaseti de doğal olarak özeldir. Bu dış siyasetin tarihi Amerikan gücünün ve “karşı konulamaz “ yükselişinin tarihi ile karışır.  ABD’nin başına terslikler gelmiştir. Kimi zaman Dünya sorunlarıyla ilgilenmelerine rağmen belli başlı direnişlerin kaynağında kendi tavırları ve kendi tecrit siyasetleri de vardır. 

Tarihçiler çoğu zaman şu tespiti yaparlar, İnsanlar, çıkarları, ilgileri, hırsları ve tutkularına bağlı olarak tarihi yapsalar da mantıksal çerçeveler, yapılar, olanaklarını belirleyen güç ilişkileri içinde davranırlar. Dünya tarihinde arkasında şanlı ve de utanç (?) dolu bir geçmişi olan Avrupa karşısında, bugün “tarihi yapan” ABD’dir. ABD Siyaseti gittikçe güç ile iç içe olmakta ve dolayısı ile bu siyaset ve sonuçları giderek daha karmaşık, bulanık daha da ilginç hale gelmektedir.

Amerikan dış siyaseti analizlerinin temelinde güç ve özgürlük (?) Bulunur. 

“Süper güç” olan ABD kendi güvenliği ve Dünyanın istikrarı (?) için Stratejik hiçbir özelliği ihmal etmez: NÜKLEER, PETROL, ASKERİ GÜÇ, JEOPOLİTİK DENGELER.

Bunların birlikte sürekli bir vizyonu vardır ve bir misyon (?) üstlenir: Barışı koruyabilmek ve yaygınlaştırabilmek amacı ile (?) olası en iyi rejim olarak demokrasinin ve ekonomik liberalizmin geliştirilmesini sağlar. (?)

Amerikan’ın özel bir ülke olması iktidarın kötüye kullanılmasına gidebilir ama Wilsonun deyişi ile dünyayı “demokrasi için güvenli bir yer” (?) durumuna getirmeye de yarayabilir. 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra George Bushun ilan ettiği “terörizme karşı savaş” ve “Bizden olmayan bize karşıdır” sözleri Amerikan’ın Dünya olaylarına yeniden müdahale etmeye başlamasını ve diş politikasını belirler. Argümanları ise güç ve idealizmdir. (?)  Bu saldırılardan önce de güç yokuşu ABD’yi, bir yandan demokrasi (?) davasını savunmaya devam ederken daha çok tek bir güç yanlılığına götürmüştür.

ABD bir İmparatorluk olmayacaktır ve dünyadan elini eteğini çekmeyecektir. (?) (?) (?)

Amerikan Dış Siyasetinde Terörü örtülü olarak desteklemek dahil bir sürü doktrin geliştirilip uygulanırken esas gücünü; Askeri, Nükleer Silahlar, Savaş Deneyimi, Dünya Kapitalizmin Merkezi olarak Ticaret ve Ekonomik güçten, demografik yapısından, Kültüründen ve Teknolojisinden almaktadır.

Güç ve idealizm, tehdit ve angajman, gözü peklik ve kendini eleştirme, jeopolitik strateji ve ekonomik çıkarlar arasındaki diyalektik izlenecektir gelecekte büyük bir olasılıkla. ABD daha kadar güçlü olmayan kimi zaman daha akıllı olan müttefikleri de bu Ülkenin gücünü gösterirken aşırılıklara kaçmamasını ve aslında çok yanlılıktan başka bir şey olmayan bir meşruiyet (geçerli olma, yasalara uyma) (?) alanında kalmasını sağlamak zorundadırlar.

Amerika silahlı güçlerinin 4D uygulamasını Dış ilişkilerine yansıtmıştır adeta.

1-Disrupt (dağıtmak, parçalamak)

2- Degrade (küçültmek, bozmak)

3-Devastate (tahrip etmek)

4-Destroy (İmha etmek)

Bizler Anadolu topraklarında ayrımcılık dahil bin bir türlü anlamsız şeylerle uğraşırken elin Conisi, kurdukları binlerce düşünce kulübünde doktrinler geliştirip, bize bunları dikte ettirmek için bi uğrayıp, kahve içip, sırtımızı sıvazlayıp Ülkelerine dönüyorlar…

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..