Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '09

 
Kategori
Deneme
 

Amok günlükleri

Amok günlükleri
 

şimdi revan yağmurları özlüyorum geceye dökülen şiir gibi


/.. 3.gün Mezarlığın sessiz kalabalığında başlayan amok günlerimin bu kaçıncısı bilmiyorum. Tüm çarelerin çaresizliğe dönüşünde umutla ağlamanın çürüttüğü bedenimde özenle kundakladığım yarınları gömen sözlerin müsebbibini affetmenin ağırlığını bilmezdim. Bilmezdim ne denli zor olduğunu; yavrunun kokusunu uyurken duymanın ızdırabını, onun minicik yüreğinde kopan fırtınanın hızıyla akan yaşların ellerimi ıslatırken yakmasını, vakit tamam yolum bitti demenin. ben geldim anne / ceylan gözlün/ /.. 5.gün Ben sessizliğimin karanlığında haykırırken bedenimin içinde büyüyor dış sesler. Ağlamalar, yalvarmalar, keşke dokunabilsem onlara. Mağdur yüreğim, muhbir anıların avuçlarında son gayret atmaya çabalıyor. Gözlerim… Kim söylemişti bakışlarımın dumanlı olduğunu, şimdi o gözlerim karanlığın kör alacasında düğümlüyor genizleri. Sırtlandığım yüküm o kadar ağır ki bana, mantığımla savaşan duygularımın ganimet diye aldığı her an bir sonraki hamlede zehirli ok olarak dönmüş bana. Amoka çıkan dönemeçlerde geri dönmek yerine ivme kazandırmışım katliama meğer. Meğer ben, yüreğime yenildikçe koşarak yaklaşmışım menzile. rahvan yürüyüşü özlüyorum / yokuş aşağı dökülen günler gibi / /.. 7.gün cinnetlerin sağrısıydı amok koşucusu / geçemedi dar kapılardan / kaçıncı muhtırası algımın / direndim sonuna kadar / zamandan arsızdı oysa an / yenilenirken tüketmek / yapışkan kokulu vahalarda kandı / /.. 13.gün Ben bir kadınım, tüm gerçekliğinde hızla amoka yol alan, bedeninin gizlerinde özgürlük taşıyan, mağdur ruhu mağrur sevdasına yenik. Doğurgan duyguların ağırlığında kendini asan, her ölümünden yeni canlar türeten.

Serin rüzgârlar oynaşırken dağların gölgesinde sızılı bir şarkı ile avunan, ayaklarına değen toprağın kıymıklarıyla yeniden uyanan kadınım. İç sesi “önce ben” dedikçe unutmaya dünden hazır bir yürek ile yola çıkmanın imkânsızlığını bile bile sevdasına sımsıkı sarılabilen bir kadın. Saçlarında dalgalar köpürürken kıyılarını döven söylemlerin masumluğuna inanan, nilüferlerin köklerine asılı “hülyaları” görebilen, gördükçe körlüğü yeğleyen, inanmamaya inanan. Ben bir kadınım… sözlerin… / sözlerini al da git / kalmasın fikrimde artık / çek tetiğini, bende kurşunu kalsın / muhalif düştükçe kendine / muafsın aşktan / özgür bıraktım bedenini / ruhun bende oldukça / sevemeyeceksin kimseyi / sevdan… / sevdanı al da git / değmesin yüreğime artık / çek kılıcını, bende yarası kalsın / /.. 15.gün Renklerimin seçimini ellerine bıraktıkları andayım, karanlıktayken aydınlığa yürüdüğüm ışığımı karartmaya ısrarlı umutsuzlukta. Son kararın verileceği an, beni duyabilselerdi onca ölmek istediğim zamanlara inat yaşamak istediğimi söylerdim onlara. Haykırırdım uyanacağımı olsaydı sesim, yeniden yeni ben olacağımı.

Yaşam, kaygısız günlere tomurcuk verirken onları gözyaşı ile büyütmenin anlamsızlığını anladığımı söylerdim. Her saniye uçurumun kenarından baktığım karelerin silikleşip gökkuşağının parladığını anlatırdım. Bunları öğrenmem için yaşamam gereken amok günlerime bile teşekkür ederdim olsaydı fırsatım. Uyanış çağırıyor derinlerden / sarıyor sancısı doğumun / dağların gölgesindeki hüdhüd kuşunu / köpük köpük taşan bahar vurgununu / sığındığım limanların kuytusunu / leylakların haylaz kokusunda / ben olmayı özlüyorum / şiirlerimi kulağıma fısıldayan adam, / sesinle dönmeliyim / /.. 20.gün Uyanışımla ilk gördüğüm yüzleri kazıyorum beynime, her şeye tersten başlıyorum; okumaya, yazmaya, yaşamaya. Amok günlerimde yanımda olmayanları, beni amoka sürükleyenleri hatırlamamak için. Devrirevan bir taksim geçiyor ruhum mayıs yağmurlarında, yaşam her karesinde sürprizlere gebe bırakırken anı. denizler geçiyor gözlerinden gemilerin ufka dair / şafaklar doyuruyor memelerinde analar / adamlar asırlık çınarlarca heybetli / adamlar adamlıktan gıybetli / sokul bana, yasla başını gök kubbeye / seyre dalalım işveli alemi / sabaha uyanalım bir ceylanın gözlerinde / çiy düşmemiş sütün alın terinde / ateşi sönmemiş yangının seherinde / şimdi revan yağmurları özlüyorum / geceye dökülen şiir gibi / Rengin Alacaatlı
 
Toplam blog
: 5
: 506
Kayıt tarihi
: 01.09.09
 
 

13 Ağustos'da Ankara'da doğdum. ODTÜ gıda mühendisliğinden derece ile mezun oldum. 13 yıl özel sek..