Amy Winehouse; Şöhret, aşk, uyuşturucu ve 27 yaşında erken gelen bir ölüm

Amy Winehouse ile ilgili Milliyet Blog sitesinde dört blog yazılmış.

İki tanesi onu anlatıyor.

http://blog.milliyet.com.tr/Amy_Winehouse/Blog/?BlogNo=312483

http://blog.milliyet.com.tr/Karsinizda_Amy_Winehouse/Blog/?BlogNo=159344

Yani Amy Winehouse MB bloggerlarının tanıdığı biri ne yazık ki evinde dün ölü bulundu.

Adını duyuyordum, geçen ay Sirbistan konserinde ayakta duramayacak hali televizyon kanallarında çıktı.

Bir ay önce Haziran ayında İstanbul'da da konser verecekti.

Sırbistan'daki kötü peformansından dolayı konser iptal edildi.

Sırbistan'daki konserde yuhalandı seyirciler ona kızdı, ama oda bir insandı.

Mantığını kullanamadı.

Epey meşhur bir şarkıcı idi.

Dile kolay iki albümle 5 Grammy ve 2 Ivor Novellos aldı.

Kolay değildi bu ödülleri almak.

İkinci albümü, bu yaz çıkacak albümü rehabilitasyon yüzünden ertelendiği için, yaşarken çıkardığı son albüm olarak kayıtlara geçmiş oldu.

Bu albüm 2007 yılında İngiltere'nin en çok satan, Amerika'nın da ikinci en çok satan albümüydü.

14 Eylül 1983 yılında doğdu.

Hayata erken başladı.

3 yaşında Sylvia Young tiyatro okulunda idi.

16 yaşında isyankar doğası kendine göstermeye başladı.

İlk dövmesini yaptırdı.

Esrar da kullanmaya başladı.

İlk albümü 'Frank' çıktığında henüz 20 yaşındaydı.

Albümü 13'üncü sıraya kadar yükseldi.

Hayatını değiştiren, ona şarkılar yazdıran adam olan Blake Fielder-Civil ile tanıştı.

Ona aşık oldu.

Ama ilişki kısa sürdü. Fielder-Civil birkaç ay sonra onu terk etti.

Her şey sanki ondan sonra başladı.

Amy bütün üzüntüsünü yazdığı şarkılara yansıttı.

'Back to Black'in ilk şarkısı 'Rehab'de şöyle diyordu: Bir daha hiç içmek istemiyorum. Sadece bir arkadaşa ihtiyacım var. Beni rehabilitasyona göndermeye çalıştılar. "Hayır, hayır, hayır..." dedim." diyordu.

Şarkı İngilizce sözleriyle youtube da şu adresten izlenebilir.

http://www.youtube.com/watch?v=3QI8RjKibyc

Bu şarkı sıra dışı sözlerine rağmen Winehouse'un ilk 10'a giren ilk hiti oldu ve 57 hafta listelerde kaldı.

Amerikan Entairtainment Weekly dergisi şöyle yorum yaptı: Bu kadın aşk hakkında şarkı söylerken her kelimesini kalbinden söylüyor.

2008 ortalarında 'Back to Black'in satışı 8 milyonu buldu.

İyi başarı elde etmişti.

Ama bu başarı şarkıcının umurunda değildi.

O eski sevgilisini unutamamıştı.

Müzikteki başarılarının onun için anlamı yoktu.

Sevgisiz aşksız başarı bir işe yaramıyordu.

Ayrılığın acısını yaşıyordu, kazandığı başarılar, şöhret para acısını azaltmıyordu.

Hayatı kötü geçiyordu. Uyuşturucu kullanıyordu ama müzikteki başarıları artıyordu. Ödüller kazanıyordu.

Onun için en büyük ödül bence beklenmedik bir şekilde Blake Fielder-Civil ile tekrar birlikte olmaya başlaması idi.

Nihayetinde mutluluğu yakaladığı adamla Mayıs 2007 de Miami'de evlendi.

Fakat müzikteki başarısını evlilikte sürdüremiyordu. Kocası ile birlikte ağır uyuşturucu bağımlısı haline geldi. O yaz aşırı doz uyuşturucu yüzünden hastaneye kaldırıldı ve defalarca rehabilitasyona gitti ancak iyileşemedi.

Eşi Kasım ayında tutuklandı, acılara dayanamıyordu. Konserlerini iptal etti.

Kocasını unutmaya çalıştı. Kendisi gibi uyuşturucu bağımlısı müzisyen Pete Doherty ile arkadaşlık yapmaya başladı, tekrar rehabilittasyona gitti.

Sosyal hayatı böyle kötü geçerken müzikteki başarıları daha da belirginleşiyordu. 5 Grammy kazandı. Bir çok insanın ulaşamayacağı bir başarıydı bu.

Eşi 2008'de 7 ay hapis cezası alıp hapse girdi. Amy onu unutamıyordu, bekleyeceğini söylüyordu.

Nedense 2009'da kocasından boşandı.

2-3 ilişkisi daha oldu, bunların en uzunu yönetmen Reg Traviss ile olandı.

Hayatı hiç iyi değildi.

Birkaç kez kamu huzurunu bozmaktan tutuklandı.

Silikonları enfeksiyona neden oldu ve bu yüzden hastaneye kaldırıldı.

Geçen yıl gazetelerde bir birahanenin önünde kendini kaybetmiş bir şekilde yatarkenki fotoğrafı yayınlandı.

Geçen ayki Sırbistan konserinde sahnede durmakta bile güçlük çekiyordu.

http://www.youtube.com/watch?v=G43DnaU9qPM

Son sahneye çıkışı ölümünden 3 gün önce Bromfield'da gerçekleşti. Sahnede daireler çizerek dans etti ve tek bir nota bile söylemeden kayboldu, gitti.

Sahnelerden gidişi de böyle oldu.

27 yaşında öldü.

Ve öldüğü zaman da kalbi kırıktı.

Hayatı boyunca unutamadığı, hayatını çekilmez hale getiren eski kocası o zaman neredeydi acaba?

Amy Winehouse denirse ilerde akla ne gelecek?

Ünlü bir şarkıcı, kötü bir aşk, uyuşturucu ve ölüm.

Ve de Yonca Evcimik gibi ünlü bir şarkıcımızın, Amy için söylediği "su testisi su yolunda kırılır" yorumunu kabül edemiyorum.