- Kategori
- Anılar
Anadolu'da öğretmen olmak
Bugün ilkokul arkadaşımın seslenişi ile ,uzun zamandır duymadığım, o sesi tanıdım ve çok mutlu oldum.
Ben öğretmen çocuğuyum.İlkokulu uzak bir köy ilkokulunda okudum.Aysel sınıf arkadaşımdı.Örgülü saçları,siyah boncuk boncuk ve akıllı bakan gözleri , yıllar sonra gördüğümde de hemen tanıdım. Evdeki tüm sorumluluklarına rağmen , çok çalışkandı.
İlkokulu bitirdikten sonra öğretmen okulunu kazanmıştı Aysel. Ailesi çokta okumasını istemiyordu.Aysel’in yapması gereken çok iş vardı.Öğretmenlerinin aileyi ikna etmesi ile öğretmen oldu Aysel.Nice Ayseller yetiştirecekti, öyle de oldu.
O köye taşınmamızı çok iyi hatırlıyorum.Köye gittiğimizde muhtar , köylüler ve bir grup genç kız bizi karşıladı.Ne sıcak bir karşılama.Genç kızlar lojmana yerleşmemize yardım etti.Gülen yüzle ve istekle yardım etikleri her hallerinden belli idi.4 yıl boyunca ekmeğimizi tandırda pişirdiler.Bu anılarda 35 yıl öncesinin Anadolusunu okuyoruz.Görüntüler siyah beyaz film şeridi gibi gözümün önünden akıp gitti.
Fonda bir Anadolu türküsü, tarlada başak,harmanda sarı buğday,çocukların ayağında kara lastik, memleket dağların ardında mahsun.Yorgun, yoğun ve umutlu bakışlar.Kara kışta kar altında kalmış soba sıcaklığı, hastanın çilesi, kara demlikte çay, lüks ışığında keyifli sohbetler.Tandırda ekmek bereketi, kara sabanda çift sürme vakti.
Öğretmenliğin, bütün imkansızlıklara ve zorluklara rağmen, nasıl bir fedakarlık ve insan sevgisiyle yapılabildiğini okuyacak ve ANADOLU’YU çoğaltacaksınız eğitimli insanla.
Yürekten saygılar ÖĞRETMENLERİM.