Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '07

 
Kategori
Türk Mutfağı
 

Anadolu kadını ve mutfağı

Anadolu kadına, sosyal ve ekonomik yaşamı omuzlayıcı bir rol vermişti. Kızlar, küçük yaştan itibaren bu role hazırlanırdı. Öne çıkan en önemli husus, sosyal yaşamı düzenleyici, bütünleştirici, koordine edici ve yönlendirici yetki ve sorumluluklardı:

Üç kuşağın bir arada yaşadığı kalabalık ev halkının yönetimi, bireyler arası ve komşular arası sevgi, saygı ve dayanışmanın tesisi, ev içinin tertip ve tefrişi, mutfak yönetimi, cinselliğin mahremiyetle uyumu ve üretime katkı…

Kadının üstlendiği bu roldeki başarılarında erkeklerin inanç ve saygıyla verdikleri desteğin katkıları çok önemliydi ancak daha ziyade kadınların, üstlendikleri sorumluluklara karşılık aldıkları yetkileri uyumlu kullanabilme becerileri ve özellikle şaşırtıcı yaratıcılıkları, sonucu belirleyen esas faktörlerdi.

Zaman değişti… telakkiler değişti, normlar değişti…

Çeşitli etkileşimlerle kadınlarımızın yaşam biçimleri, sorumlulukları ve yetkileri; sosyal yaşamdaki düzenleyici, yönlendirici, omuzlayıcı, bütünleştirici ve koordine edici rolü değişti… Şimdilerde kadınlarımıza biçilen rol hakkında biz ne kadar söz söylesek de onlar kadar bilemeyeceğimiz bir gerçek. Bu gerçeği idrakle, onların objektif önerilerini dikkatle yerine getirilmesiyle Türkiye’de çok şeyin olumlu yönde değişeceğine inanıyorum.

Anadolu Kadınının Mutfağı

Mutfak yönetiminde kadın, tüm tedariklerin nicelik ve nitelik belirlemeleri, talebi, teslim alınması, uygunluk kontrolü, depolanması ve saklanması gibi süreçlerin, bunlarla ilgili işbölümlerinin yetkilisi ve sorumlusuydu.

Diğer mutfaklarla kıyaslandığında Anadolu Mutfağı çok sade, alçak gönüllü ama başkalarını hayrete düşürecek derecede zengin çeşitlilik gösterir. Bu çeşitlilik, Anadolu kadının üstlendiği role karşılık geliştirdiği sınırsız yaratıcılığın sadece mutfaktaki izleridir.

Aslında yemek, bir planlama, insan yaratıcılığı ile sınırlı bir tasarım ürünüdür. Duyuların uyarılması ile düşünceleriniz harekete geçer. Fakat çoğu zaman, canınızın çektiği bir yemeği imkânlar el vermediği için yapamazsınız. Eldeki malzemeler, araç ve gereçler, bulunduğunuz mekân; sizin ve yemeği paylaşacağınız kişilerin durumları; kısaca imkân ve kabiliyetler ve şüphesiz hesapta olmayan durumlar… arzunuzu gerçekleştirmede başlıca sınırlayıcılardır.

Diğer kadınlara nazaran Anadolu kadınlarının yaratıcılığı, işte bu sınırlayıcıları aşmada gösterdikleri maharetle ortaya çıkar:

Sıkça görülen davetsiz misafire, bir saate kalmadan çeşitli yemekleri yapıp sunmak;
Temel gıda maddelerini; sebzeyi, meyveyi, eti ve diğer hayvansal ürünleri, hububatı… mutfakta kullanılabilecek her gıda maddesini akla hayale gelmedik yöntemlerle türevlerine ayırarak çoğaltmak ve zenginleştirmek;
Malzemenin en kıt olduğu günlerde, eldeki malzemelerin türevleri ile farklı yemekler yapabilmek…
Anadolu kadınına has yaratıcılıkların sonucudur.

Eşine başka bir coğrafyada rastlanmayacak küçük bir örnek; hıyar kabuklarını atmayıp kurutarak kışın ondan kavurmalı mukaşerli çorba yapmak… Kıtlık ekonomisinin zorunlulukları denilebilir fakat bu bile yaratıcılık ürünü değil midir? Narlı yemekler ve nar türevleri de kadınlarımızın yaratıcılığındandır.

Nar, yaygın şekilde meyve ve meyve suyu olarak tüketilir. Aşure, güllaç, sütlaç… gibi tatlıların veya meyve salatalarının üstüne tanelenir. Nar yetişen bölgelerde pekmezi yapılır; sofrada, özellikle salatalarda tatlandırıcı olarak kullanılır. Yine nar yetişen bölgelerde hanımların narlı yemekler yapıyor olduklarına ve Saray mutfağında da özel yemeklerde kullanılmış olduğuna inanıyorum.

Sohbetimizi bizim mutfaktan Narlı Sos tarifi ile noktalamak istiyorum. Sonraki günlerde ise narlı yemek tariflerini sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum.

Narlı Sos, özellikle haşlama veya az kızartma usulleriyle pişirilmiş av ve kümes hayvanlarının, büyük ve küçük baş kırmızı etlerin yanında servis yapabileceğiniz, mayhoş ve lezzetli bir sos.

NARLI SOS (Dört kişilik Servis için)

Malzemeler:
Nar; iki adet orta boy ve tanelenmiş.
Mantar; 200 gr siyahlıkları alınmış. (Mantar yerine misket köfteler de tercih edilebilir)
Arpacık soğan; 12 adet
Etsuyu; bir su bardağı,
Un; bir tatlı kaşığı,
Su; yarım bardak,
Baharat; zevke bağlı (ilave olarak; bir fiske hasbir veya safran ile yine bir fiske tarçın tercihimdir)
Tereyağı; bir tatlı kaşığı,
Zeytinyağı; iki çorba kaşığı
Salça; kırmızı sos istenirse

Yapılışı:
Tereyağı + arpacık soğanlar, pembeleşinceye kadar çevrilir, sonra kenara alınır. Tereyağının üstüne zeytin yağı, sonra un ilave edilir. Un, kısık ateşte kavruk kokusu alınıncaya kadar çevrilir. Yarım bardak soğuk su, azar azar unu topaklaştırmadan ilave edilir, arkasından et suyu katılır. Nar tanelerinden iki çorba kaşığı servis tabağının üstüne serpiştirmek için ayrılır, kalanı tencereye ilave edilip beş dakika pişirilir. Tel süzgeçten geçirilip nar çekirdekleri alınır. Tekrar ateşe konulur; baharatlar, pembeleşmiş arpacık soğanlar ve mantarlar ilave edilip kısık ateşte tencere ağzı açık pişirilir.

Pişmiş ve hazır beyaz veya kırmızı et servis tabağına konulduktan sonra yanına NARLI SOS konur. Ayrılmış nar taneleri ile servis tabağı süslenir.

Unutmayın ki her yemek tarifi, yaratıcılığınızla ancak sınırlıdır. Mesela bu sosu, deniz ürünlerinden midye, karides ve kalamar yanında denesek nasıl olur acaba?

 
Toplam blog
: 141
: 926
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

Türk san'at müziği dinlemeyi, okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Kamudan emekli inşaat mühend..