Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Anadolu Kağnısı / Oynayana değil, oynatana bak!

Anadolu Kağnısı / Oynayana değil, oynatana bak!
 

Adı bile motive ediyor!


UEFA' daki temsilcimiz Galatasaray, dün akşam Arsenal'inkilerden daha da yedek görünen bir takıma karşı güzel oynayıp, 6 puanla grup liderliğini büyük bir ölçüde garantiledi. Haftasonu da derbimiz var, bakalım bu güzel oyun devam edecek mi?

Her derbi öncesi hakem kaygımız olurdu, bu kez ben de yok. (Gerçi basketbolcü olarak hem BJK, hem de GS altyapılarında oynamış.) Pırıl pırıl gözüken genç bir hakem var, tek eksiği ilk kez bir derbi yönetecek olması ama Hüseyin Göçek'in bu işin üstesinden geleceğini umuyorum.

Galatasaray, bu yıl geçen yıla göre Avrupa'da daha başarılı gözüküyor. Geçen yıl yurtiçindeki başarı yüzdeyüz yerlilerle kazanılmıştı. Bu yılki başarı ise yüzdeyüz yabancılardan geliyor. Akşamki maçın yıldızı kim ne derse desin kaleci De Sanctis'ti. Demek ki yedek görünümlü Benficalıların hakkını da yemeyelim. Golleri yerliler atsa da, Arda, Ayhan ve Hakan güzel oynasa da iş bir yerde kaleci de bitiyor. Kaleci Aykut olsa aynı başarıyı sergileyebilir miydi?

Bir ara eşimle Benfica aynı Fener gibi oynuyor, diye güldük. İlk yarı seri oynadılar, 25. dakikaya kadar önde gidiyorlardı, Euro-2008 yıldızlarından Nuno Gomes beni yanılttı, atar diyordum. Gerçi onların teknik direktörlerinde iş yoktu, Michael Skibbe daha enternasyonal görünüyordu. Kalecileri de çaylaktı.

Galatasaray'ı bir takım olarak içtenlikle kutlarım. Dışarıda her gelen başarı ülke futbolu adınadır, bize puan kazandırır. Fenerbahçe'yi, oyununu küçümseyen bazı cimbomlular gibi düşünmüyorum. Futbol her zaman oynayarak kazanılmıyor. Bu yılki Fenerbahçe'nin Arsenal karşısında aldığı beraberlik başarıdır. Geçen yıl olsa galibiyet beklerdim.

Karşımızda bir İngiliz takımı vardı, oynamasına izin verilseydi, bizi yenmeleri işten bile değildi, "oynamayacaksan oynatma" stratejisini uyguladılar nihayet. Şimdiye dek hep Fener'e karşı uygulanırdı bu oyun. Volkan son saniyelerde az gol yememişti, şimdi son dakikalarda nasıl vakit geçirileceğini öğrenmişler.

Gelelim asıl konuya, oynayana değil, oynatana bak! Tamam Galatasaray iyi oynuyor, kazanıyor. Peki bunun asıl sebebi ne sizce?

İşte, onları oynatan yine Fener'in büyüklüğü. UEFA Kupası final maçı, İnönü'de, İzmir'de ya da Atina'da oynansaydı, Galatasaray bu kadar hırsla, canla başla kazanmak için oynar mıydı?

Galatasaray'ı motive etmek için Fener'in adı yeter de artar bile.

Bize artı-motivasyon payı vermeleri gerek!

Haftasonu derbide, şansı dönüp kazara yıllardır süren hasreti bitirip Fener'i yenerse, bakın şimdi manşetlere:

"Cimbom, Kadıköy'de UEFA Kupası provası yaptı!"

*****
Can Dündar ülkeyi ikiye böldü, diye başlık atmış yabancı basın. Bizim ülke her konuda ikiye-üçe bölünür zaten bu ilginç değil. Geçen gece Abbas Güçlü'nün sunduğu " Genç Bakış" programında Yeditepe Üniversitesi öğrencileri fena sıkıştırdı onu. Gençlik öyle denildiği gibi aymaz, vurdumduymaz ya da ilgisiz değil. En azından bir bölümü. Can Dündar kendince haklı açıklamalarını yaptı, ama yine etkili olamadı. Bu tartışma bir süre daha gündemde kalacak gibi.

*****
Barack Hussain Obama ABD Başkan'ı seçidi, tasası da bize düştü. herkes nemalandı. Ben onunla ilgili seçiim kampanyalarını hiç takip etmemiştim. Ama Hilary Clinton'un önce rakibi sonra destekçsi olduğunu biliyordum. Seçim zaferi konuşması yaparken birkaç dakika izledim. Bende bıraktığı ilk etki; hani bazı yabancı kanallarda konuşma yapan dini liderler vardır, peder kılıklı, insanlar uyuşmuş gibi huşu içinde onu izlerler, ağlayanlar, ırgalananlar olur. Sanki öyle bir tip gördüm ekranda. Toplulukları etkileme gücü yüksek olmalı.

Amerika Birleşik Devletleri yeni genç, dinamik ve karizmatik siyahi liderle farklı bir politika izlemeyecektir. "Değişim" sloganı ile gelen liderin değişimi yapabilme erki ve yetisi senato, lobiler ve yasalarla sınırlıdır. Hatta bazı programlarda komplo teorilerini bile izlemeye başladık şimdiden.

Biz toplum olarak bağrımıza bastık Obama'yı, sadece renginden ötürü, mazlumun yanında olacağız ya. ( Üstelik Kunta Kinte gibi simsiyah değil, annesi de bembeyaz. ) Adamın bizimle ilgili politikası önceden belli, soykırım ve PKK konusunda aleyhimize açıklamaları varmış, zaten bizim devletlüler (!) pek memnun olmadı bu sonuçtan. Bu demektir ki, oraya zırt pırt gidip kurban filan kesemeyecekler. Bu, ülkemiz adına bütçeden daha az gider anlamına gelmektedir.

Amerikalılar bizim ülkemizin yerini harita üzerinde gösteremez, hatta 5 Amerikalıdan 4'ü hala güneşin dünyanın çevresinde döndüğünü sanıyormuş, ilginç değil mi? Bir de bize bakın Obama'nın karizmatik resimleri, albümleri günlerdir başköşelerde. Daha koltuğa oturmadan herşeyini ezberledik bile.

Seçimin sabahında bizim apartman görevlisi " Hadi yeni başkan hayırlı olsun, bakalım!" dedi. Onunla genelde Cmbom-Fener muhabbeti yaparız, şaşırdım. "Ne oldu ki?" dedim.

"Zenci başkan seçildi ya," dedi. Resmen sevinmiş, sanki babası muhtar seçilmiş. ben biraz açıklama yaptım ama ikna olacak gibi değil. Olumlu düşünüyor, Bush'a göre belki öyle.

Bekleyip görelim!

*****
Yine gündemin güllerinden H. Üzmez davası vardı, adamın adını ağzıma bile almak istemedim. Çünkü o tip adamlar her zaman her yerde hep vardır. O sadece medyatik olduğu için bizleri meşgul ediyor. Yine de kulaklarını çınlatmak istemezdim, haberlerde onu bile sollayan, Bursa'da yaşayan, 10 çocuklu, 40 torun sahibi, 78 yaşındaki, boyalı saçlı, fötr şapkalı sapığı, MOBESE kameralarında 11 yaşındaki çocuğu taciz ederken izlemesem.

Utanmaz adamlar, Allah ıslah etsin sizleri!

****
Kağnı doldu, okuyanı da düşünmek gerek...hadi bana müsade...

Selamlar-sevgiler!




http://www.hitresim.com/upload/Şükrü%20Saraçoğlu%20Mabedi-Ox9.jpg

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..