Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '13

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Anadolu'nun tarlaları - 2

Anadolu'nun tarlaları - 2
 

Türkiye tarımını incelediğimizde sanki böyle bir sisteme gerek yokmuş gibi. Zaten tarıma elverişli  27 milyon hektarını işliyoruz. Bir o kadar alan mera (boş denilen alanlarla beraber) ama buralarda da hayvancılık yapıyoruz ve zaten buralar dağ taş, tarıma pek uygun olduğu söylenemez. 27 milyon hektar çok geniş bir alan, doğru dürüst sulansa, ekilse bize yeter. Yani ne yapacağız dağı taşı tarla yapıp da. Önemli olan alanın genişliği değil, toprağın iyi işlenmesidir. Hem şimdi modern tekniklerle birim başına daha fazla ürün alınıyor. Ayrıca devletlerin ekonomisinde tarımın yeri giderek azalıyor ve azalmak zorunda. Yeni yaşam anlayışı tarıma bağlı kalmayıp başka yönlere kaymamızı gerektiriyor.

Şimdi burada tutup eski kafalı insanlar gibi tarımı savunacak değilim. Tarım ülke ekonomilerinin seçeneklerinden biri. Bu konuda onlarca argüman var. Teknoloji dünyasında 10 ton buğday üretmeye uğraşacağına bir plazma TV yapmak daha kolay ve karlı. Şimdilik de zaten böyle oluyor; sanayi almış başını gidiyor. Dünya sıralamasındaki 32. sıramız fena değil ama 132 milyar dolar(2012) ihracat avuç içi kadar bir ülke olan İsviçre’nin 200 milyar dolarıyla karşılaştırıldığında insanı düşüncelere sevk ediyor. İsviçre’nin dağlarındaki taşlarını satsan bu kadar para getirmez diyorsun ama oluyor işte.

“Türkiye bir tarım ülkesidir” ilkelliğine düşmeyeceğim ama daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz “sanayinin ülkemiz için güvenilir bir gelecek olamayacağı” görüşümde ısrarlıyım. Sanayideki bu ivmeden vazgeçmeyeceğiz mutlaka ancak ben Türk ekonomisinin yıldızları olarak gördüğüm başta inşaat olmak üzere, turizm ve tarım faktörlerinin devreye sokulması gerektiğini düşünüyorum.

Sanayi ile ihracatımızı ne kadar artırırız bilmiyorum ama dünyaya da açılan bir Türk inşaat sektörü (halen yurt dışında iddialı) ile Kerim Korkut’un 100 milyon turist hedefli Türk turizmi ve 350 milyar dolar gelir hedefli (ülkenin tüm doğal kaynakları harekete geçirilerek) TABİR sistemleri ilave getirilerle ihracatımızı 20–30 yıl içinde trilyon dolarlar seviyesine fırlatacaktır.

Tarıma elverişli coğrafyada (etrafımızda doğru dürüst tarım ülkesi yok) Tarım potansiyelin varsa “nasılsa yiyecek ekmeğimiz var, tarıma gerek yok” diyemezsin. Tarım önemli olmayabilir (bir dönümden 60 ton domates alır işi hallederiz) ama 350 milyar dolar önemli. Ve inanın kafayı çalıştıran için dağların eteğinde duruyor.

Bizler Ağaç Hareketi sistemi içinde düşünceler geliştirirken sadece işin kazanç yönünü göz önünde bulundurmuyoruz. Onun kadar önemli Türkiye topraklarının (bir bütün olarak Türkiye’nin) korunması konusu var. Tarlana sahip çıkıyorsun, onun dışındaki arazi erozyon, çölleşme ve başka nedenlerle kaybolup gidiyor. Bizler TABİR sistemlerini ve ORMAN DEVRİMİ’ni aslında getirisinden ziyade (350 milyar dolar tahmin ediyoruz) Türkiye’yi kurtarmak için yapıyoruz.

Ayrıca bizde çok fazla insan gücü ve işsizlik var. Tarımda halen 7 milyon kişi çalışıyor ama bunların da gelecekleri garanti değil; çünkü özellikle Türk köylüsü dediğimiz kırsal kesimde üretimleri yetersiz ve gelirleri giderlerini korumuyor. Bu nedenle çiftçilik yapan insanlarımız tarlasını bırakıp şehre gidiyorlar. Tabir sistemleri artı orman devrimi oluşum sürecinde ( ikisi birden 10 yılı bulabilir)  mevcut 7 milyon tarım çalışanına ilave 5 milyon (tabir çalışanı) kişi, sistem Faaliyete geçtiğinde ise TABİR 10 milyon, Orman Devrimi 1 milyon ve belki 3–5 milyon da aracı (taşıyan, koruyan vs) ülkemiz insanına güvenli ekmek kapısı olacaktır. 1 dönüm yerden 60 ton domates alarak ülke tarımının sorununu çözersiniz ancak bu işsiz güçsüz milyonları ne yapacaksınız? Türkiye tarıma ( ve elbette TABİR sistemine ) mecburdur.

350 milyar dolar ihtimali (madenler, deniz, göl ve diğer doğal kaynaklar, orman devrimi kapsamındaki devasa turizm yapılanmaları da düşünülünce) olan ve 15 milyon insanımıza iş imkânı sağlayacak olan ( buna mecburuz çünkü 50 milyon faal işgücünün hepsini çalıştırmak zorundayız) böyle bir faktör es geçilemez.

Yine çok önemli bir konu tarım alanlarının bir sisteme kavuşturulması konusu. Ahmet'in 10 dönüm tarlası var. İki oğluna pay etti, 5 dönüm biri,5 dönüm biri. Onlar da çocuklarına pay etti. Onlar da çocuklarına derken arazi bölüne bölüne kayboluyor,ortada arazi kalmıyor. Hem bu işin sonu nereye varacak, çıkmaz sokak yani. Böyle olmaz ki. Aylarca kafa yorduk ve halkın sahip olduğu araziyi devletin ekonomi sistemlerinin işleterek sahiplerine araziden pay değil de kazancından pay dağıtılmasının daha doğru olacağını düşünüp TABİR sistemini geliştirdik.Tabii ki biz mera ve boş alanları da dahil edeceğiz; çünkü çok sayıda çeşit ve tür tarım planlıyoruz.

Türkiye tüm varlığı ile bir bütün olarak Türkiye halkınındır. Her ferde bu bütünden bir sahiplik belgesi verilecektir."Yok benim yerim daha fazlaydı " konusu sorun olmayacak çünkü hem bu kadar alan daha( yani kişilerin sahip olduğu alan kadar) hem de kuru arazide 100 sulu arazide 30 dönümün üzerini sisteme katarken bugün özelleştirilen gelir getiren devlet kuruluşlarından (özelleştirme sona eriyor,biz çalıştıracağız,hem de özel sektörden daha iyi) arazilerinin değeri kadar hisse vereceğiz.Bu şekilde ülkemizin bölünmüş araziler sorunu da çözülmüş olacak. Ayrıca halkımız kamu yatırımlarına ortak edilmiş olacak. Tabii ki özelleştrilmedik ve satılmadık yer kaldıysa.

Ayrıca TABİR sistemi başladığında TABİR çalışanlarının ev ihtiyaçları malum her bir insanımızın varlığının %10 katkısıyla yapılacak. Ahmet’in 100 bin lira varlığı var, katkı payı 10 bin lira olacak ve Ahmet bunu uygulama başlayıp bitinceye kadar (TABİR 5 YIL, ORMAN DEVRİMİ 5yıl toplam 10 yıl olarak tahmin ediyoruz) eşit taksitlerle ödeyecek. 10 bin lirayı 60 ayda yani ayda 150 lira. Aynısı orman devriminde. Sistem bitince tahmin olunan yılda 350 milyar dolar kazanç fert başı dağıtılacak.

Ayrıca TABİR sistemi başladığında TABİR çalışanlarının ev ihtiyaçları malum her bir insanımızın varlığının %10 katkısıyla yapılacak. E şimdi 10 yıl süre ile kişilerin varlıklarının %10 katkısıyla yapılacak TABİR Ve ORMAN DEVRİMİ 5 milyon kişinin 600 lira (bugüne göre) aylık ihtiyaç sağlanması durumunda bu devasa ihtiyaç ürünlerinin üretimi vs için de ciddi bir ekonomik faaliyet, işçi, kurum vs gerekecek. Arkasından Mega Kentler gelecek, bu sefer de inşaat devreye girecek. Yani Türk ekonomisini iten bir güç hep olacak. İnsanlarımız çalışmaya, üretmeye ve kazanmaya mecbur olacaklar. Anadolu botanik bahçelerinin, hayvan vadilerinin ve orman içi turizm yapılanmalarının ülkemizi şahlandıracağını düşünüyorum.  

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..