Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '10

 
Kategori
Sosyoloji
 

Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm-1

Avrupa’nın her düşüncesinin ve stratejisinin temelinde emperyalist kaygılar yattığından, bilimsel ve tarihsel her gelişmeyi kendi beklentileri yönünde eğip bükmeye alışıktır. Avrupa; 19.yy ortalarına kadar yüz yıl savaşları ve kan davasına dönüşen mezhep savaşlarıyla yakılıp yıkılırken, bizim milletimiz, her ırktan ve her dinden insanlarla barış içinde yaşıyordu.

Avrupa;19.yy ortalarına kadar kırılıp döküldüğü mezhep savaşlarından çektiği acılardan kurtulmak için laikliği keşfetti. Bu keşifle beraber, alternatif din arayışları içine düşen bazı felsefe adamları, Darwin’in evrim teorisine yaslanarak pozitivizmi ürettiler. Osmanlı Devleti; kuruluşundan o günlere kadar Avrupa’nın yeni keşfettiği laikliği uygulayan

Osmanlı devleti, her dinden ve ırktan milletlere eşit mesafede durmuş, her kesin inancını devletin güvencesi altına almıştır. Avrupa’nın kendi sıkıntılarından ve acılarından kurtulmak için yeni keşfettiği laikliği; Ülkemiz aydınlarının kopya çekme çabaları aynı dönemlere rastlamaktadır.

O dönemlerde; Ülkemizde yetişmiş az sayıda ki entelektüelin Fransız kibarlarına olan hayranlığı, bilimsel arka planına bakmadan her konuştuklarını kopyalama saplantısı içinde oldukları bu günden bakıldığında daha net görülüyor.

19.yy sonları ve 20.yy başlarında tüm Dünyada hızla yükselen işçi sınıfının hak mücadelesi ve demokrasi taleplerinden etkilenen o dönem aydınlarımız içinde sosyalizmi benimseyenler olmuştu.

Avrupa egemenlerinin yükselen Dünya işçi sınıfı hak mücadelesi ve demokrasi talepleri karşısında yeni oyunlar stratejiler peşindeydi. Dünya sosyalist hareketini, ya sulandıracak, yada ona karşı bir savaş geliştirecekti. Bu yükselen işçi sınıfı mücadelesini ve demokrasi taleplerine karşı bir şeyler yapmalıydı Avrupalı.

19.yy sonlarına doğru Avrupalı filozofların pozitivist düşünce akımı ve dinlere karşı Darwin’in evrim teorisini yükseltmesi rastlantı değildi. Ezilenlerin ve egemenlerin sömürdüğü halkların kendi mücadelesini, genellikle ya Müslüman algılı arka planla besliyor, yada sosyalizmle formüle ediyordu. Buna karşı kendilerine hizmet edecek temel gerçeklikleri açıklayıcı düşünceler üretmeliydi. İşte bu yüzden dinlere karşı laikliği öne sürerek, Darwin’in evrim teorisiyle amacına bilimsellik katıyordu.

Sosyalist hareketi, aynı teorilerle işçi sınıfının taşıyamayacağı bir karmaşık düşünce sistemi haline dönüştürdü. Bu yüzden sanki sosyalizmin Darwinizm’le açıklanabilir olacakmış gibi bir hava oluştu.

O dönemin sosyalistlerinin sorgulamadan benimsedikleri, ancak sadece pozitivizm ve Darvinizmle altı doldurulabilirmiş gibi göstermeye çalıştıkları sosyalizmi, işçi sınıfının ve ezilen halkların anlayabilirliğinden kopardılar.

Hitler’in nasyonal sosyalizm planı aslında bir tarihsel sürecin geliştirdiği olgudur. Bu sürecin bir teorik arka planı yani bir geçmişi vardı. Tıpkı tüm Dünyayı ele geçirme hayaline aceleci kapıldığı gibi, nasyonal sosyalizm planınıda erken uygulamaya koydu başaramadı.

Bu arada gene Avrupa’nın icadı sosyal demokratlık kavramı aynı planın bir başka versiyonudur. Sanki sosyal demokrat anlayışla sosyalistlik daha kolay empoze edilecek böylece halkların sosyalist mücadeleyi sahiplenmesi sağlanacaktı. Eşyanın tabiatına aykırı olarak ortaya çıkan patron tipi sosyalistler bu oyunun bir başka sahnesiydi aslında.

Oysa sosyal demokratların Hitler Almanya’sında gerçek yüzlerini açığa vurarak tüm sosyalist devrimcileri Hitler’e teslim etmişlerdir.

Ülkemizde sosyalistlerin halkla yakınlaşmalarının önünde en büyük engel görevi yapan sosyal demokratlar, devrimcilerin dış ülkelerde yaşamak zorunda kalmalarının temel sebebidir.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..