Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm-9

Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm-9
 

msn den


Esasen bu yazı dizisini hazırlarken, yaptığım ön çalışma ve başvurduğum kaynaklarda, burada söylemeye çalıştığım gerçeğin daha öncede altı çizildiğini gördüm. Bu bakımdan, “Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm-8” de anlatmaya çalıştığımın bağlantıların yadsınacak çıkarımlar olmadığı sonucuna vardım. “Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm-8” yazarken Avrupa’nın 1789’a nasıl geldiğini anlamak lazım. Ve 1789’un yüz yıl öncesi ve yüz yıl sonrasını, kendi ötekilerine inat bilgiyi eğip büken bir zihin yerine, gerçekler karşısında eğilen bir zihinle düşünmek gerekir.

Bu nedenle; sosyalizmin sırtına, Darwin’in evrim teorisi ve bu teoriden beslenmiş pozitivizm yüklenerek, Dünya sosyalist hareketine felsefi derinlik vereyim derken, temelsiz bu teorilerle sosyalizmin pratiğe dönüşmesi zorlaştırılmıştır.

Oysa sosyalizme; yaratılışçı veya varoluşçu bir dayanağa ihtiyacı yoktu. Marks’ın “din halkların afyonudur” demesi, sosyalistlerin dine savaş açmasına yol açmamalıydı ve bu batağa saplanmamalıydı sosyalizm. Sosyalizm bir ideolojiyken, yeni bir inanç sistemi yapılmaya çalışılması, aslında bazı akımların kendi iç dünyalarındaki sorunlarına bir araç yaptıkları sonucu çıkmaktadır.

Evet; Avrupa’nın ortaçağ hayatı ve 1789 öncesiyle sınırlarsak sosyolojiyi, Avrupa milletlerinin yaşadığı tarihsel süreçlerle Dünyayı anlamaya çalışıp, Sosyalizmi pratiğe aktarırken sadece Avrupa kapitalistlerini ve işçi sınıfını göz önüne alırsak, Dünyanın diğer tarafındaki halkların sosyalizmi anlamalarını bekleyemeyiz.

Marks, Avrupa’da kilise ve engizisyon mahkemelerinin marifetlerine bakarak ‘din hakların afyonudur’ demesinden daha normal ne olabilir. 1789’da Avrupa İnsanın beden ve ruhsal bütünlüğünü, Ortaçağ Avrupa’sı İnsan modellemesinden bakarak tanımlarsak Darwin’in evrim teorisi ve Avrupa’nın pozitivist algısı kadar gerçekçi olabiliriz.

Dinlere ve yaratılışçı düşünenlere öfkelenen herkesin sosyalist kesilmesi, veya sosyalist olabilmenin ön koşulu dinlere savaş açmış olmak gibi hafızalara yerleşmiş olan Marks’ın ‘din toplumların afyonudur’ sözü, Avrupa dışındaki toplumları veya işçi sınıfını yok sayan sosyalizmin dışında bir tüme varımcılıktır.

Sultan Galiyev’i Nurettin Topçu’yu anlamak, Darwin’in evrimi ile Avrupa’nın pozitivizminin sosyalizmle alakasını doğru anlamakla doğrudan ilişkilidir. Bu açıdan bakıldığında; Anadolu ve Kafkaslarda sosyalizmin tutmaması ve halkların uzak durmasının temelinde, sosyalistlerin sosyalizmden önce Darwin’in evrim teorisi ve Avrupa’nın pozitivist algısını dayatmaları yatmaktadır. İran Kominist partisinin yaşadığı sıkıtlarda bu çok net olarak görülmüştür. Ortadoğu’nun değişik bölgelerinde yapılan antiemparyalist mücadelelerde

Zaman zaman sosyalistlerle Müslümanların omuz omuza verdiklerini görsekte genelde bir doku uyuşmazlığı ve içten içe didişmeler mevcuttur.

Arap Baharı denen sosyolojik dalgalanmalar Dünya entellektüvellerini düşündürmeye başladı. Dünya’yı salt Avrupa Toplumbilim gözlükleri ile anlamaya çalışmalarının bedelini sosyalizme ödettiklerini anlamaya başladılar.

Son günlerde ülkemizde; kendilerini Antikapitalist Müslümanlar olarak tanıtan ve 1 Mayıs etkinliğinde yer alan gençlerin söyledikleri de bundan farklı değildir. Yaşayarak geldikleri noktayı, ‘pozitivist yaklaşımları olan sosyalistlerle içe kapalı yobaz Müslümanların birbirinden pek farkı yok’ diyerek ifade ediyorlar.

 

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..