Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm

Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm
 

Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm-10

Dr İkram Çınar’ın (eğitim yönetimi, denetimi, planlaması ve ekonomisi bilim dalı).  Eğitişim Dergisi. Sayı: 6 (Mayıs 2004).

“AVRASYA'NIN GELECEĞİ: SULTAN GALİYEV'İ ANLAMAK” konu başlıklı çalışması ‘Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm’ konusunu akademik seviyede ele almış.

Sultan Galiyev’i ve Rus devriminin Müslüman bölgelerindeki etkilerini anlamak bakımından kaynak vasfında olmuş. Ayrıca yararlandığı kaynakları uzunca listelemiş.

Dr İkram Çınarı’ın çalışmasından özellikle bir bölümü referans alarak ‘Anadolu Ve Kafkaslarda Sosyalizm’ yazılarımda neden Sultan Galiyev’in unutulduğunu anlamaya çalışmaya devam edeceğim.

Sayın Dr İkram Çınar’ın bu çalışmasından aldığım bölüm sorumun cevabı niteliğinde aslında.

Sayın Dr ikram Çınar -Attilâ İlhan’a göre, “Avrasya’da dolaşan bir hayalet!”

Modern dönemde ilk sosyalist devrimi yapan ülkede (SSCB) devrimin Lenin, Troçki ve Stalin ile SSCB’yi kuran önderlerden biri.

Kurtuluşu (hâlâ) Batı proletaryasından bekleyen zamane sosyalistlerinden, “sosyalizmin Batı proletaryasının işine gelmeyeceğini, dolayısıyla onların devrim yapamayacaklarını” savunarak, hâlâ önde olan, gerçekçi ve özgün bir sosyalist.

Çağdaşı Atatürk gibi “mazlum milletlerin dayanışmasını” savunan bir vizyoner. Devrimin (ve insanlığın) geleceğinin Doğu halklarının oluşturacağı “sömürgeler enternasyonali”ne bağlı olduğunu dile getiren, böyle olmasa Rus devriminin de tıkanacağını bilen bir kâhin[1].

Galiyev, ezilen ulusların ayrı, özerk, farklı bir yoldan bağımsızlıklarını koruyarak, emperyalizme karşı birleşmelerinin önemini vurgulayarak, ancak bu şekilde Doğu halklarının sosyalizme yaklaşacağını, doğal kaynaklarını Emperyalist talana kapatarak, Batı emekçilerini devrime zorlayabileceğini gören biriydi. O bu öngörülerinde, dünya doğal kaynaklarının % 65’i üzerinde oturan dil, kültür, tarih ve coğrafya birliği olan Türk dünyasının dünya devrimi açısından stratejik öneminin farkında olan bir stratej idi.

Kendisi ve ailesinin birçok bireyi, savunduğu görüşlerinin “fincancı katırlarını ürkütmesi” sonucu sürüldüler ve yok edildiler. 1990 yılına kadar kendi ülkesinde yasaklı, Türkiye’de bilinmeyendi. Erol Cihangir, Arif Acaloğlu ile hazırladıkları "Sultan Galiyev Davası" adlı kitabında şunları yazmıştır: Sultan Galiyev adı telaffuz edildiğinde, üniversite gençlik kitlesinin iradesini ellerinde tutanların bir kısmı gençliğin komünist olacağı, diğer bir kısmı da Turancı olacağı vehmine kapılmışlardı. Her iki tarafın korku ve vehimlerini kökten bertaraf etmek için hareket eden 12 Eylül cuntacılarının ilk yaptıkları işlerden biri Sultan Galiyev ile ilgili yayınları yasaklar listesine almak olmuştur.

Stalin, önce Troçki ve Buharin’i, saf dışı bırakmış, Lenin’in ölümünden sonra da Sultan Galiyev’i bir takım komplolarla ortadan kaldırmayı başarmıştır. Onun bedeni yok edildi ama görüşleri “hayalet” olarak dolaşıyor. Onu yok edenlerin muhteşem heykelleri yerlerde sürüklenir, lanetlenirken…

Batı sömürgeciliğine, yayılmacılığına ve bu yayılmacılığın örtülü tuzağı “Avrupa Birliği” ve “Büyük Ortadoğu Projesi”ne karşı onun görüşlerinden hareketle bugünlerde Birleşik Avrasya (BA) projesi tartışılmaktadır.

Türkiye’de sol, Galiyev’e hak ettiği ilgiyi göstermemiştir. Üşümezsoy’un[2] da saptadığı gibi Türk solu, Almanya’nın Sovyetler Birliği’ne karşı Türkleri ayaklandırmak için kullandığı Pantürkizm düşüncesinin etkisinde kalarak, Türk dünyasının sistemden kopma mücadelesi olarak Avrasya’da Türk devrimi ve Türk jeostratejisi kavramlarını dışlamıştır.

Galiyev bir komünist olduğu için olsa gerek, Türkiye’de sağ düşünürler de Galiyev’e ve onun düşüncelerine yakın zamana kadar ilgi göstermemiştir. İlgiyi soğuk savaş döneminde ABD araştırmacıları (Benningsen gibi) gösterdi.

Oysa Atatürk, 29 Ekim 1933’te Sovyetler Birliği’nin şimdi dost olmakla birlikte, ileride dağılabileceğini, dolayısıyla Türk dünyası ile ilgilenilmesini önermişti.-

1910-1920’den bu yana Anadolu ve Kafkaslarda Sosyalizm konusuna ilgi bu günkü Türk solunu anlamak bakımından çok önemli. O dönemlerde Sultan Galiyev’in ortaya koyduğu duruş ve Kafkaslarda yaptığı çalışmalara bakın, bu gün Ülkemizdeki solcuların ortaya koydukları sosyalist anlayışa bakın. Türk Solu 1920’lerden günümüze kadar, pozitivist ezberle Müslümanları Sosyalistlerle çatıştırmak ve ‘İslam dini gidecek Sosyalizm gelecek’ polemiği ile koca yüz yılı heba ettiler.

Vahşi kapitalizm yerine Anadolu halkının değerleri ile savaşmakta olan Türk solu aslında ne yaptığını biliyor. Anadolu’da bilimsel sosyalizmin gelişimini önlemek, Müslüman Anadolu ve Kafkas mazlum emekçi halklarının sosyalizmden uzaklaştırmak.

 

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..