Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '14

 
Kategori
Felsefe
 

Anadolulu Thales

Anadolulu Thales
 

İyonya Miletli Thales


Sokrates; devletin başına en akıllıların geçmesini istiyor nerede olursa olsun, yalnız akla uygun olanı arıyordu. En çok söylediği iki söz; “Benim tek bildiğim, bir şey bilmediğimi bilmek”, öteki de “kendini tanı” idi. Atina’da Meletos adlı bir genç tarafından “gençlerin ahlakını bozmak ve dinsizlik” suçlamalarıyla açılan dava sonucunda, 500'ler Meclisi kararıyla, 70 yaşında M.Ö. 399'da ölüme mahkûm edilmişti. Sokrates öncesi dönemde Miletli Thales M.Ö. 624–546 yıllarında Anadoluluda yaşamıştı. Milet, İyonya’nın Ege denizine açılan, Yakın Doğu’nun eski, köklü ve uygar ülkeleri ile yapılan ticaretin merkezi, hareketli bir liman kenti iken şimdilerde Aydın 'in Didim İlçesi'nde Akkoy'un 5 km. Kuzeyinde ve Balat köyü yakınında harabe halinde, limanı Büyük Menderes tarafından doldurulduğu için yaklaşık 10 km denizden içeride bir mevki.

Filozof kelime anlamı ile Felsefeyle uğraşan ve felsefenin gelişmesine katkıda bulunan kimse olarak tanımlansa da Pisagor filozof sözcüğünü “sorgulayıp bulmaya çalışan kişi” anlamında kullanmıştı. Diğer insanlardan farklı olarak filozofun sömürmeyen bir niteliği olmalıydı. Filozoflar, genelde fikirleri adına bir eyleme geçmeyip, sadece söyleyenlerdi. Felsefede uygulama aşamasına geçmek pek nadirdir. Platon’un 2400 yıl önce dediği gibi “filozofların iktidarı” hiç mümkün olmamıştı. Çünkü uygulamaya geçecek bir şeyleri yoktu. Zira; zorla, özgün bir düşünce olmadıkça, felsefede mümkün değildi.

Atinada bir yandan eski inanışları yıpratan bir yandan da yeni bilgiler edinmeye çalışan sonradan filozof (bilgisever) adını alan birtakım aydınlar türemeye başladı. İşte bunlardan Thales yaşadığı dünyayı, suyu, havayı, ateşi, toprağı yani fizik gerçeği aydınlatmaya çalışan bir filozoftu. Miletos Okulunu kurmuştu.

İnsanlar, o dönemde Thalesin niçin yıldızlara baktığını pek anlayamazlardı ama bir keresinde dalgınlıkla kuyuya düştüğünde Trakyalı köle bir kadının kendisine; “sen göktekileri bilmek isterken, ayaklarının altındakileri görmüyorsun.” diyerek çıkıştığını gülerek anlatırlar. Thales’in sesi günümüze kadar gelmemişse de kendisiyle tartışanların seslerini şimdilerde Anadolu’da net bir şekilde işitiyoruz. Bilimle birlikte bilginlerin dalgınlığına ait fıkralar günümüze kadar üretilmiştir. Antik çağda çalışmak, kölelerin, zanaatçıların ve köylülerin, ticarette tüccarların işiydi. Ama bilgin dünyadaki nimetlerden elini çekmiş bir adam olmalıydı. Bunun için Thales, Demokrit, Arşimet dahil bir çok bilim adamı böyle tasvir edilirdi.

Oysa Thales, çevresindeki sadece tabiatı incelediği için büyük bir bilgin değildi. Bastığı toprağı hiçte kötü görmüyordu ve yalnız karada değil, denizde de dolaşmayı bilirdi. Hem tüccar, hem denizci hem de mühendisti. Yaşadığı dönemde gemiyle mısıra tuz almaya gider, köprüler kurar, kanallar açardı.

Bir gün gökyüzünü gözetlerken, daha ilkbaharda o yıl zeytin ürününün bol olacağını sezmiş, elindeki paralarla bölgedeki bütün yağhaneleri kiralamıştı. Zeytin toplama zamanı geldiğinde, ürün o kadar bol olmuştu ki, yağhaneler az gelmişti. O zaman Thales, yağhaneleri yüksek fiyatla kiraya vermişti. Thales, çok para kazanmıştı, İnsanlar bundan şöyle bir sonuç çıkarmıştı. “İsterlerse filozofların da kolaylıkla zengin olabilirdi.” Fakat filozofların gözü zenginlikte değildi.

Peki, Ünlü Anadolulu Thalesin bulduğu yenilik neydi?

Matematiğin ve astronominin kurucusu kabul edilen Thales, doğa bilim kayıtlarında gökyüzünde bir düzenlilik olduğu fikrini ortaya atarak.evrenin oluşmasını mitolojik değil bilimsel olarak açıklamaya çalışmış, maddeyi eşyanın ilk ilkesi olarak kabul etmiş, bu ilkenin su olduğunu kanısına varmıştır. Bu düşüncenin Thales'te, Yunan mitolojisinde Okyanus adlı tanrının bütün canlı varlıkların babası sayılmasından dolayı oluşması mümkündü. Mısır rahiplerine ehramın ölçülmesi için bir yol göstermiş, bir mikrometre yapmış, gökyüzünü içi oyuk bir küre kabul etmiş, fakat daha önemlisi M. Ö. 585 yılının güneş tutulmasını önceden haber vermişti.

Onu felsefe tarihinde ilk filozof kılan şey, verdiği yanıttan çok, sorduğu sorudur. Buna göre, o varlığın veya dünyanın nihai ve en yüksek doğasının ne olduğu sorusunu sormuş olduğu için önemlidir.

Thales, Mısır’da, Babil’de, Fenike’de yüzyıllar boyunca biriken fikir ve bilgileri derleyip toplamış Anadoluya getirmiş, yalnız, başkalarının buluşlarını toplamakla kalmayıp, olaylara yeni bir bakış açısı katmıştır. Maddenin yoktan var olmadığını ve varken de yok olmayacağını ortaya atmıştır. Ona göre, Denizdeki dalgalar gibi, devlette de bütün yurttaşlar eşittir.

Thales’e sormuşlar: En güç şey nedir? Kendini tanımak demiş. En kolay şey nedir? Başkasına öğüt vermek, Az görülen bir şey nedir? Zorba bir hükümdarın yaşlanmışı, Mutsuzluğa kolayca katlanmanın çaresi? Daha mutsuz düşmanların hallerine bakmak, Başkalarında görüp ayıpladığımız şeyleri yapmamak, Güzellik nereden gelir? Yüzden değil, iyi davranışlardan gelir demiş.

“Bir insanın davranışlarının evrensel ölçüsü; duyduğu, düşündüğü ya da inandığı değil yaptığıdır.” B.C. Leeming

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..