Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Anam da isyan etmeye başladı…

Anam da isyan etmeye başladı…
 

Konuya girmeden önce Kuran’dan bir ayet vermek istiyorum. Çünkü Yüce Allah, Kitabı Kur’an ve Aziz ve Yüce Peygamberi alet edilerek insanları aldatma konusunda bir bölük insan, akıl almaz bir şekilde çalışmalarına hız veriyorlar.

Ayet şöyle…

<ı>Nur suresi 15. Ayet: <ı>Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.

<ı>

Anamın isyanını anlatmadan önce, hemen her sabah gördüğümü anlatayım.

Yaşlı görünümlü, ama yaşı pek öyle ileri değil bir adam… Altında bisikleti, bisikletinde bilinen ve dini alet ederek insanları sömüren malum gazete yüklü…

Sabahları kapı kapı dolaşarak gazeteyi hemen her yere dağıtıyor…

Bir gün sabah karşılaştığımda “Ver bakalım gazeteyi, bugün ne yalanlar yazıyor” dedim…

Birden celallendi “Bu gazete yalan yazmaz” dedi ve fırladı gitti. O günden sora beni görünce kapı üzerine gazeteleri sokuşturma işini daha hızlı yaparak uzaklaştı.

Belli ki “Kullanılan” ve cehaleti üzerinden akan biri…

Gelelim Anacığımın isyanına…

Akşam oturduk, başladı konuşmaya…

- Bu insanlar ne kadar cahil, ne kadar insafsız, ne kadar akılsız…<ı>

- N’oldu yine ana?...<ı>

- N’olacak… Hemen her gün evlerde kadınlar toplanıyorlar. Kur’an okuyorlar, ilahiler okuyorlar, sonra da biri çıkıp vara yoğa konuşuyor. Konuştuğu konuda bilgisi olsa, amenna, o da yok…<ı>

- Ne diyorlar ki?<ı>

- “Hacı Şakir sabunda domuz yağı var, kullanmayın” diyorlar…<ı>

- Nereden biliyormuş domuz yağı olduğunu?<ı>

- Ne bileyim ben… Sordum “Kızım, nereden biliyorsun” dedim… Duymuş… Duymayla olur mu, paketinin üzerinde sabunun içindekiler yazılı, yazıyor mu diye sordum…<ı>

- Eeee… Ne dedi?<ı>

- “Üzerinde yazmaz, ama kullanıyorlar, içinde domuz yağı var, ben bildiğimi söylerim. Bildiğimi söylemek de üzerime farz” diyor.<ı>

- Sen ne yaptın peki?<ı>

- Gittim, aşağı bakkaldan iki paket Hacı Şakir sabun aldım geldim, gösterdim. Yıllardan beri herkes bu sabunu kullanır, nerede yazıyor, dedim… Cevap yok, daha hala “Ben bildiğimi söylerim. Biz evimizde Hacı Şakir Sabun kullanmıyoruz, Duru Sabun kullanıyoruz” diyor…<ı>

- Ana… Madem öyle, sen Hacı Şakir kullanmaya devam et, o da Duru sabun kullansın, n’apalım…<ı>

- Mesele sadece sabun değil ki… Mesele, din adına yanlış yapılması, iftira atılması ve insanların bunlara inanması ve iftiraya ortak olması. Orada o lafı duyan, başka yerde tekrarlayarak o iftiraya ortak olması…<ı>

- Pek anacığım n’apalım yani şimdi?<ı>

- Vallaha bilmem… Ama bildiğim bir şey var, insanlar gide gide farkına varmadan dinden imandan çıkıyorlar, günahın katmerlisini işliyorlar, farkında değiller… Sabunu geçtik, daha neler neler diyorlar. Aklı olanın inanmayacağı bir sürü yanlışlar yapıyorlar din adına. Sormuyorlar kendi kendilerine… Ben bu konuda eğitimli miyim, bilgim var mı demiyorlar. Anca konuşuyorlar ve konuştuklarının hepsi de yanlış…<ı>

- Sen de dinleme be anacığım, n’apalım…<ı>

- Zaten dinlemiyorum, kalkıp geliyorum eve…<ı>

Birçoğunuz, bazı yazılarımdan dolayı anamın tanıyorsunuz… Anacığım böyle diyorsa, doğrudur…

Evet, bizlerin de bildiği şey… Kadınların evlerde toplanıp Kur’an okudukları, ilahi söyledikleri ve ardından da birinin çıkıp din adına yalan yanlış konuştuğu bir gerçek.

Peki, Sayın Müftülerimiz ve diğer yetkililer bu konuda bir şeyler yapıyorlar mı?

İşte işin esas acı yanı da burası. Ne yazık ki bu konuda ve konularda en ufak bir uyarı bile yok.

Ve insanlar topluca günah işlemeye, işlenen günahlara ortak olmaya ve giderek dini yanlış öğrenmeye ne yazık ki devam ediyorlar…

Ne diyebiliriz ki… Allah ıslah etsin…

20 KASIM 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..