Anamın bedduası

Üsküdar'a taşınalı bir aydan fazla oldu, her şey yabancı. Haliç manzaralı güçcük! evimi özlüyorum, mahallemi özlüyorum. Bütün kabahat ırahmatlık anamın:)) Evde her neye kızmışsa, bana çatardı başlardı olmadık dualara: Allah gız, ekmek tazı, sen davşan ol! Görünmez dağların ardına git! v.s.. İşte netice bu, 30 senedir diyar diyar dolan Allah dolan, buna can mı dayanır? Bu Çiğdem'le yaşadığım sürece, daha çook dolanacağım belli. İyisi mi, gidiyim Gayseri'ye temelli kalayım. Orda da ne yaparım ki? Otur kalk akraba gezmesi, şunun evi ötekinin arabası üff... çekilecek gibi değil:))

Çiğdem'in çalıştığı okulda ikinci sınıf öğretmeni doğum iznine çıkmış, öğretmen arıyorlar. Okul müdiresi çok şeker bir hanımefendi, eğitim çınarı 45 yıllık öğretmen.Hemen beni aradı, Nurhan hanım müracaat et gel başla. Gittim Milli Eğitim Müdürlüğüne, ertesi gün başladım. Beş yıl sonra yine bebelerim ve ben, onlar hiç değişmezler isimleri farklı olsa da tek tek ezbere bilirim guzucuklarımı. Sabah erken kalkma dışında çok mutluyum, özlemişim evlatlarımı..

Ders kitaplarına baktım tüm sınıfların, bir felaket. Yahu bu Milli Eğitim ben görmeyeli ne hale gelmiş? Hangi Milli Eğitim? Dördüncü sınıf kitaplarına bakıyorum, bir tane ilaç için bilgi yok! Ali bunu böyle yaptı, sen olsan nasıl yapardın? Ülkemiz, coğrafya, ekonomi, tarih hak getire... Eskiden bölgelerimiz tek tek işlenirdi, ne üretir, ekonomisi nedir, coğrafyası nedir?

Yok, bu bebeler nerden öğrenecekler acep ülkesinin bilgilerini? Ben burada hoşca vakit geçirmek için, magazinleştirerek magazinleştirerek yazmayı yeğliyorum. Fakat, günlerdir bir emekli eğitimci olarak resmiyete haiz, mesleki dilde bir rapor yazmaya başladım bile, bakanlığa göndereceğim. Emekli arkadaşlarımla da istişare içerisinde gerekirse topluca bir çalışma ile bunu sorgulayacağız, böyle eğitim sistemi olmaz! Bu yüzden, üniversite sınavlarında dökülüyor çocuklar. Sınavda sorulan şu soruyu binlerce genç yapamamış: ( 30+48)x 544= Soru bu, nasıl yapsınlar bu sistemle? Benim sınıfın kitaplarında da durum farklı değil. 4-5 tane okuma parçası, gerisi performans çalışması. Nasıl olacak bu iş? Bu da Avrupa Birliği'nin istediği bir sistem olsa gerek. Maaşallah, memleketimiz Avrupa Birliği sevdasına günden güne iyiye gidiyor, allah beterinden saklasın ne diyeyim?

10 Kasım yaklaşıyor, bebelerimi Dolmabahçe Sarayı'na götürmek için müdüre hanımla konuştum. Belediye'den otobüs kiralamayı önerdi. Benim kararlılığımı gören diğer siniflar da kıpırdadılar, ana sınıfı ve diğer sınıflar biz de gelelim dediler. Atatürk'e gideceğiz hep beraber, çok mutluyum...

Dolmabahçe gezimizi anlatan bloğumda görüşmek dileğiyle, hoşcakalın.