Ananın Yeri - Ebenin Yeri

Birkaç sene önceydi. Bir vesile ile günübirlik bir Kayseri programım oldu. Daha önce hiç gitmemiştim. Ve öğlen yemeği saati geldi çattı. Kayseri’yi bilenlerin tavsiyelerine uyarak, e tabi bu kente gelip de mantı yemeden gidilmez düşüncesi ile de “<ı>Ananın Yeri” isimli restoranı aramaya başladık.

Eş dost tarif etmişti yerini ama nafile dön dolaş bulamıyorduk. Kentin en meşhur mantıcısıymış. Öyle dediler. Baktık olmayacak, sora sora Bağdat bulunur hesabı, yolda gördüğümüz insanlara soralım dedik.

“<ı>Şey af edersiniz beyefendi, ananın yerini arıyoruz biz de acaba biliyor musunuz?”

Adam, ne yalan söyleyeyim biraz ters baktı ama sanıyorum ilk defa böyle bir soruyla karşılaşmıyor olacak ki bize, bir tarif yaptı. İşaret ettiği şekilde devam ettik ama Ananın Yeri’ne ulaşmak mümkün değil. Burayı bilse bilse taksiciler bilir dedik. Madem bu kadar da meşhurmuş. Yanaştık bir taksi durağına:

“<ı>Selamünaleyküm Birader. Bana, ananın yerini tarif eder misin, rica etsem !”

Bir taraftan da içimizden geçiriyoruz, şimdi dayağı yiyip, oturacağız yerimize diye. Dayak yemekle kalsak yine iyi, alimallah...Mantı yoluna, postu deldireceğiz vallahi.

Taksici abimiz, biraz önceki adamın gösterdiği istikametin tam aksini göstermesin mi, bize? Dumura uğradık. Açlık bir taraftan bastırmaktaydı. Tam bu Ananın Yeri maceramızdan vazgeçmek üzereydik ki karşımızda koskocaman bir tabela gördük: “Ebenin Yeri”.

Vallahi attık kendimizi içeri. Doyurduk karnımızı. Akşam yemeğinde, Ananın Yeri’ni arama çalışmalarımızı yeniden başlatmayı planlayarak. Nitekim, yanımızdaki Kayseri’li dostların refakatinde, orayı da akşam keşfedebildik.

İşin komik tarafları bir yana, gelelim kısaca, kanaatlerime: Ananın Yeri’ni, diğerine göre biraz daha başarılı buldum. Ancak her ikisi de Kayseri’de mantı, gözleme, yağlama, soğanlı kebap gibi yöreye özgü yemeklerin yenilebileceği ideal mekanlardan. Ananın Yeri’nde, bir çok ünlünün oraya geldiğine dair fotoğraflar sergileniyor. Tıpkı, bizim İzmir’in Topçu’su gibi.

Ancak benim size bir farklı tavsiyem şu olabilir ki Kayseri'deyseniz ve yöresel yemek istiyorsanız yine o muhitlerde bulunan <ı>Kaşıkla Restoranı da, daha iyi bir alternatif olarak tercih edebilirsiniz.

Bu arada ben merak ettim ve bu “Ananın Yeri” gibi enteresan mekan adını bir miktar araştırdım. Çok yüzeysel araştırmam neticesinde bile yurdumuzun çeşitli yörelerinde, aynı ismi taşıyan ve çeşitli özellikleri ile meşhur olmuş mekanlar tespit ettim. İşte bazıları:

Yaz aylarının turistik cazibe merkezi Bodrum'da, damardan tuzlaması ile meşhur olmuş müthiş çorbacının ismi de aynıymış. Ve Gaziantep. Bu kentimizde de bir kebap salonu bu isimle anılmaktaymış. Bazı yorumlara göre, bu orijinal ismin, isim hakkının da buraya ait olduğu söyleniyor.

Bir on sene kadar öncesinde Beyoğlu’nun bitirim muhiti, Tarlabaşı’nda “Üçler Birahanesi - Ananın Yeri” ismiyle matuf, çok meşhur bir meyhane hizmet vermekteymiş. Yavru vatan Kıbrıs’ta, Lefkoşe'de de aynı ismi kullanan bir işletme varmış. Burasıyla ilgili de enteresan yorumlar okudum ama burada dillendirmek istemiyorum.

Ve bizim güzel İzmir. Bizim ellerde de bir on sene öncesine kadar Ananın Yeri ismi ile hizmet veren çok meşhur bir büfe mevcutmuş. Ne yalan söyleyeyim, ben bilmiyorum.

Ankara Çubuk'ta, İstanbul Şile’de, Antalya'da... Liste uzayıp gidiyor. Kayseri’ye gidene kadar fark etmediğim “Ananın Yeri” markası meğerse yurdum şehirlerinde bir efsane isim halini almış kullanılmaktaymış.

Ama siz yine de, bence, yolda gördüğünüz herkese “Ananın Yeri” ni sormayın. Ananın yeri, ebenin yeri, derken gümbürtüye gitmeyin.




Not: Yazı fotoğrafı www.komikresim.com adlı siteden alınmıştır.