Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '11

 
Kategori
Sinema
 

Anarşinin senfonisi

Anarşinin senfonisi
 

MÜZİK ÇETESİ İŞ BAŞINDA


“Yaşamın Ritmi-Sound of Noise” yaratıcı bir dimağın kara komedi, müzik ve aşkı başarı ile harmanladığı bir film.” Müzik ile anarşi nasıl yaratılır ?” diye sorulacak olsa referans olarak bu film gösterilebilir. Yerleşik düzenin tüm kurallarını alt üst etmeyi hedefleyen anarşi kısaca kargaşa olarak tanımlanacak olursa, altı kişilik bir perküsyon çetesi silah, bomba kullanmadan sadece ritim tutarak bu kargaşayı yaratmayı başarıyor. Ellerini ve bagetleri kullanarak sadece çevredeki eşyalardan değil insanlardan da ritmik sesler çıkartarak toplumu uyandırmayı, sistemi rahatsız etmeyi amaçlayan bu altı isyankar, peşlerine düşen anti terör masası detektifi Amadeus’u da delirmenin eşiğine getiriyor. 

İsveçli yönetmenler Ola Simonnson-Johannes Starjne Nilsson kısa film olarak çektikleri senaryoyu uzun metraja dönüştürürken odağa, detektif Amadeus Warnebring (Beng Nilsson) ve çetenin kadın lideri Sana (Sana Persson) karakterlerini yerleştirmişler. Amadeus başarılı müzisyenler yetiştirmiş bir ailenin müzikten nefret eden bir bireyi. Müzik kendisinde akustik travmaya neden oluyor; başı ağrıyor, kulağı kanıyor. Başarılı bir orkestra şefi olan kardeşinin ünü altında ezilerek sıradanlaşmış Amadeus (müzikten nefret eden birisi için oldukça ironik bir isim ) anarşistlerin başı Sanna’ya aşık olur. Yakalamak zorunda olduğu teröriste aşık olmak yaşamındaki ikilemleri arttırır. Tüm bu başına gelenler onu bugünü ve geçmişi ile yüzleştirir. Yaşamın tek düzeliği, tepkisiz kalmak mutluluk mudur ? sorusuna yanıt aramaya başlar. Sanna ise hep isyankar olmuş bir kadın. Okuldan başlayarak yaptığı anarşist eylemler tüm yaşamının en yaşanılası anları olmuş. O mutluluğu yarattığı anarşi içinde yakalamaktadır . 

Altı baterist çevre ve müzik arasındaki ilişkiyi en doğal yolla yakalama çabası içinde çeşitli eylemler yapıyor. İnsanların ruhunu okşayan, düzenli notalarının onların dünyasında işi yok. Sırasıyla hızlı seyreden bir minibüsün arka kasasında, hastane, banka, konser salonu ve elektrik santralı ritm arayışlarının sahneleri oluyor. Karşılarına aldıkları bir metronomun tik taklarına bir hastanın şiş karnından, ameliyathanedeki monitör ve anestezi borusu gibi aletlerden vurarak çıkardıkları sesleri uydurmaya çalışıyorlar. Bu eylemleri esnasında kar maskeleri takarak çete olduklarını gösteriyorlar. Konser salonu önüne getirdikleri grayder türü iş makineleri ile gerçekleştirdikleri gürültü kaosu içerde çalan senfonik müziği öldürüyor. 

Eylem sahnelerine geçişte beliren “Fuck The Music, Kill, Kill, Kill” gibi abartılı başlıklar sonrası oluşan yüksek tempo ile Guy Ritchie veya Tarantino filmlerini anımsatan yönetmen ikili, komedi öğelerini öne çekerek tehdit edici bir film olmaktan imtina ediyorlar. Halbuki biraz gerilim dozu ile anarşist filmler sıralamasında hatırı sayılır bir yere ulaşabilirdi film. Sonuçta uyguladıkları sistemi değiştirmekten çok kulağını çekmeyi hedefleyen karikatür bir anarşi. Finalde şehrin bir yanıp bir sönen ışıklarını seyreden, elele tutuşmuş çift bir nevi “Dövüş Kulübü” anımsaması yaratsa da kendini çok ciddiye almayan, “biraz eğlenelim yeter” diyerek onun dramatik etkisinin çok uzağına düşen bir film. Bateristlerin birbirlerini mat etmek için saatler süren soloları, Haydn’ın Senfoni provaları sırasında erken giriş yapan davulcunun solosu, yapacakları eylemleri çizgi roman şeklinde nota ile birleştirmeleri gibi hoş ve orijinal sahnelerde adını hiç bilmediğimiz kuzeyli oyuncular mükemmel performansları ile belleklere kazınıyor. 

Son İstanbul Festival’in de yarışma bölümünde yarışan film ödül alamamıştı. Bence ödülünü seyircinin beğenisi ile kazanan bir film. 

Müziğin yaşamın sadece ruhu okşayacak bir parçası olmadığını, insanı silkeleyerek uyandıracak bir dürtü olabileceğini gösteren film metronomu da adeta bir karakter olarak kullanıyor. O yaşamın ritmini temsil eden bir metafora dönüşüyor. 

YAŞAMIN RİTMİ- SOUND OF NOISE 

YÖNETMEN : OLA SIMONSSON, JOHANNES STJARNE NILSSON 

OYUNCULAR: BENGT NILSSON, SANNA PERSSON, MAGNUS BÖRJESON. 

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..