Anarşist Silo !..

Her köyün bir delisi vardır... Bizim köyün de delisi: Silindir Silo'dur...

Çok okuduğu için, çok sorguladığı ve haksızlıklar karşısında aşırı tepkiler verdiği için, İ.Ü.Hukuk Fakültesi 3. sınıftan atılıp, kodeslerde yatmış bir militan eskisidir.

Köylümüz, O'nu besler, her ihtiyacını giderir ve onun esprileriyle gülerek çok mutlu olur...

Baharın gelişiyle birlikte toprağımı havalandırmak ve birşeyler ekmek için köye uğradığımda, Silindir Deli Silo,  her zamanki gibi beni elinde bir gazeteyle karşıladı ve başladı bağırmaya :

'' -Riyakarlığın diz boyu olduğu, empatiden yoksunların çoğaldığı, dün AK dediğine bugün TÜ KAKA diyenlerin denge bozukluğu, 5000 kişinin katillerinin şimdi, gizli koğuklarından çıktığı; masum roller kestiği, dün yalakalık yaptıklarına bu gün taşlarla saldırdıkları, referandumlarda: '' OKEY KRAL' ım,sen çok yaşaaaa !..'' diyerek sonradan kıvırtanların olduğu, bunlar yüzünden genç fidanların solduğu, güçsüze vurmayı hak belleyen ; kimliksiz ve kişiliksizlerin egemen olduğu bir ülkede, artık herkesin şapkasını öne eğip kendini yargılaması gerek... Fazla söze ne gerek..!..''

'' - Evet Silo..Haklısın... Fazla söze ne gerek !.. ''

 '' -Siz aydınlar neden korkaksınız, ödünüz patlıyor, dünkü cuhelâdan !..Konuşun, yazın, sahip çıkın ülkeye !.''

'' - Valla Silo ben habire yazıyorum... Gerçekleri yazanı 9 Köyden kovuyorlar. Sakıncalı sayılıyoruz !..

'' -Nayyırr Mesut Hoca !.. Sennn..sürekli aşk şiiri yazıyorsunnn !..Yakışmıyor bu aşk, böcek sana !.. ''

'' -Ne yapayım yani '' takma dişi adıyla seks '' falan mı yazayım ?.. Bu mu yakışır bize...Bizim de sevmek hakkımız değil mi Siloooo ?.. ''

''- Hoca...hocaa...Ben sevdim de ne oldu ?.. Gençler, işsizlikten  kendilerini asıyorlar artık...Devlete yağlı urgan parası virdirmiyorlar... Heç mi vicdanınız yok sizin... Yürüyün... Porotestolar yapın !.. Vergiyi siz veriyorsunuz !..''

'' - Eyi de Silo, bakan bile açıkladı... Gösteri yapanlara, acı vermeyen gaz icat etmişler... Gözümüze yazzık !..''

'' - Bakan uyanık ve akıllı adam... Gözünden zeka fışkıriiii... İşini bilenler, bakan yapılıyor...Siz halâ ayakta uyuyun !..''

'' - Estağfurullah..hani bi çay içsek diyordum şurada !.. ''

'' - Muhtar da 444'çü çıktı... Dört karısı var... 4 lirası yoktu... Şimdi o partili oldu... Jeepleri var !.. Çok uyanık Gelecek seçimde beni seçmeyen köylünün Allah cızırtısını virsinn !..!.. ''

'' -Hımm... Evet.. Silo... Ben çok yorgunum... Haydi gece muhabbete beklerim ! Görüşürük.. Byeee!.. ''

'' -Eeeeeyy uyuyan halk !..Titremeden gendünüze gelün gayrıııı !.. Bakın, hoca bile uyumak istiyor... Sahte zeytinyağım var .. Sahte ballarım var... Makarnalarım var... Torba torba pirinçlerim, salçalarım vaaar... Hepsi bedaavaa... Yeni seçimde muhtarınız ben oleceemm..''

( Yavaşça tüylenirken çimdeki aymaz şeytan bana sesleniverdi...)

'' -Vah vaah !..  Allah şifa versin !.. Bana değmeyen yılan bin yaşasın ...Yürü keyfine bak  hoca... Bunlardan bize fayda yok !.. Senden sonrası tufan !.. Bi daaa mı geliceen dünyaya... İç bâde ,gözel sev var ise akl-ı şuurun.. ''

( İçimdeki vicdan meleği ise : )

'' -Bu ülkede akıllı, dürüst, ezilen insanlar, işte böyle kafayı yediler.. Silo ne kadar doğru söylüyor... 12 Eylül öncesinde en büyük darbeyi yiyenlerdensin... Fakülteni okuyamaz hale getirmişlerdi anarşistler... İstanbulda kalacak yerin bile yoktu.. Mücadele ederek okudun..İhtilal olunca tüm katiller sırra kadem basmışlardı... Onların çoğu, ihtilal sayesinde, şimdi köşe oldular... 12 Eylülden sonra da en büyük darbeyi sen yemiştin.. Görev yaptığın üniversitede kadrolu iken seni sözleşmeli hale getiren YÖK yasası Kenan Ağa'nın anti-demokratik uygulamasıydı... Binlerce öğretim üyesini fakültelerde atan adam o değil miydi ?.. ''

....

..

Evet... kafam karıştı... Dinlenme köşeme çekilirken bir şimşek çakıverdi... kafamda...

Karar: Bu millet, iflah olmaz !..