Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '08

 
Kategori
Siyaset
 

Anayasa, Atatürkçülük ve siyasiler

Anayasa, Atatürkçülük ve siyasiler
 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, ‘Cumhuriyetin nitelikleri’ni belirleyen ikinci maddesi şöyledir: ‘Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğne bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik laik ve sosyal bir hukuk devletidir.’Bu madde, yine Anayasanın dördüncü maddesi gereğince ‘değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.’

Bilindiği gibi, başlangıç hükümleri arasında, Anayasanın, Atatürk’ün ‘...inkılap ve ilkeleri doğrultusunda... yorumlanıp, uygulanmak üzere...’ Türk milletine ‘emanet ve tevdi’ olunduğu da yine belirtilmiştir.

...

Maurice Duverger, ‘Siyasal Rejimler’ adlı kitabının ‘Giriş’ bölümünü şu cümle ile bitirir: ‘Gerçekte dünyadaki anayasaların birçoğu göstermeliktir, tanımını yaptıkları rejimin, yürürlüktekiyle hiçbir ilgisi yoktur; üstelik bu anayasalar rejimi gizleyen bir paravana görevi yaparlar.’*

Bu sözü aklımızda tutalım...

...

82 Anayasasını savunacak falan değiliz... Amacımız, siyasetçilerimizin, anayasa ve Atatürkçülük konusundaki samimiyetlerini (yoksa iki yüzlülüklerini mi?) sorgulamak...

Bu nedenle değerlendirmemizi sadece ikinci madde ekseninde yapacağız...

...

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde –bağımsızları saymazsak- milletvekilleri dört siyasal partinin ideolojik şemsiyesi altında konumlanmıştır. Bu milletvekillerinin, görevlerine başlamadan önce namus ve şerefleri üzerine ettikleri yeminde şu cümleler de geçer: ‘...Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma...’

Peki nedir Atatürk ilke ve inkılaplarından kastedilen? Kuşkusuz başta altı temel ilke olan, ‘Cumhuriyetçilik, Ulusçuluk, Laiklik, Halkçılık, Devletçilik ve Devrimcilik’; ayrıca, Mustafa Kemal önderliğinde gerçekleştirilen devrimlerin tamamı... Örneğin? Örneğin, rejimle ilgili devrimler; saltanatın, halifeliğin kaldırılması, cumhuriyetin kabulü... Teokratik düzende gerçekleştirilen devrimler; başta yine Laiklik, tekkelerin, türbelerin kapatılması, hutbelerin, duaların, ezanın Türkçeleşmesi... Sosyal yapıda gerçekleştirilen devrimler; Medeni kanunun kabulü, kadın hakları, kıyafet devrimi, ekonomik devrim... Ve daha birçoğu...

...

Gelin buraya kadar elde ettiğimiz verilerden bir sonuç çıkaralım: Türkiye Cumhuriyeti, anayasal olarak Atatürk ilke ve devrimlerine dayanan bir devlettir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Atatürk devrimleri ve ilkeleri doğrultusunda yorumlanmak üzere Türk milletine emanet ve tevdi edilmiştir. Türk Milletinin oylarıyla seçilerek, cumhuriyetin yasama organını oluşturan milletvekilleri de görevlerine başlamadan önce yine Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalacaklarına dair namus ve şerefleri üzerine yemin ederler.

Yani?

Yani, altı ilkeyi savunacaklarına, teokratik alandaki devrimlerden, sosyal alandaki devrimlere kadar cumhuriyet devrimlerine bağlı kalacaklarına yemin ederler.

E yani?

Yani milletvekilleri, örneğin devletçiliği, örneğin laikliği, örneğin tekkelerin türbelerin kapatılmasını, örneğin medeni kanunu, kılık kıyafet devrimini savunacaklarına, bunlara bağlı kalacaklarına dair namus ve şerefleri üzerine yemin ederler!

...

Ne diyordu Duverger: ‘Gerçekte dünyadaki anayasaların birçoğu göstermeliktir, tanımını yaptıkları rejimin, yürürlüktekiyle hiçbir ilgisi yoktur; üstelik bu anayasalar rejimi gizleyen bir paravana görevi yaparlar.’

...

Ben sıkıldım...

Daha uzun lafa gerek var mı?

.....

*Maurice Duverger, Siyasal Rejimler, Sosyal Yayınlar, Birinci Basım, Mart 1986, s: 10

(www.taylanozbay.com)

 
Toplam blog
: 74
: 1874
Kayıt tarihi
: 06.05.07
 
 

Zonguldak’ta doğdu. On altı yaşından beri çeşitli yerel, bölgesel ve ulusal gazete-dergilerde, ay..