Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü etkinlikleri...

Malumunuz dün Anayasa Mahkemesinin kuruluşunun 49. yıl dönümüydü. 

Kuruluşundan bu güne hep iktidar partileri tarafından eleştirilen Anayasa Mahkemesi, ilk kez bu yıl kuruluş törenlerini iktidar partisi ile birlikte düzenledi(!) ve kutladı… 

Oysa aynı iktidar, daha düne kadar Anayasa Mahkemesi için ana muhalefet partisi yakıştırmasını kullanıyordu. Allah’ı var, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, bu yakıştırmadan kurtulmak için çok çabaladı, çok çalıştı! 

Haşim Kılıç öylesine yoğun çalıştı ki; Adalet ve Kalkınma Partisi’ne AK parti diyecek kadar işi ileri götürdü. AKP için diğer yüksek yargı organlarının başkanları ile kavgaya tutuşmayı bile göze aldı. Hele hele ana muhalefet partisinin açtığı davalarda, bazı hayati öneme haiz kararlar için dosyayı sumen altı bile etti. Son dört yılda muhalefet partisi tarafından açılan davaların ancak yüzde 20 sine baktı. 3-4 yıl önce açılan davalar hala sumen altında duruyor. 

12 Eylül referandumundan sonra, öncelik her ne kadar Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna (HSYK) verilse de, aradan bir müddet geçtikten sonra sıra Anayasa Mahkemesine de geldi. Önce üye yapısı değiştirildi ve yeni atanan üyelerin acilen yemin ederek göreve başlamaları sağlandı. Sonra mahkemeyi yeniden dizayn edecek uyum yasaları hazırlanıp, meclisten geçirilerek yürürlüğe girdi. 

Mahkemeyi yeniden dizayn edecek yasalar çıkartılırken pek fazla acele edilmedi. Ne de olsa muhalefet partilerinin imzası ile açılan davaların bir acelesi yoktu. Referandum’dan bu yana geçen süre Anayasa Mahkemesi üyeleri toplanarak önemli bir karar almadılar. Bu geçen sürede, yeni üyelerin yemin törenleri, mahkemeye alışma gibi etkinliklerle zaman geçirdiler. 

Uyum yasalarının yürürlüğe girmesi ile birlikte Anayasa Mahkemesi en yüksek Temyiz Mahkemesi olma özelliğine de kavuştu. Bundan böyle Yargıtay’dan sonra Avrupa İnsan Hakları mahkemesi yerine Anayasa Mahkemesine başvurulacak. Anayasa Mahkemesi ne zaman nihaiyi kararı verirse ondan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulabilecek. 

Söze Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıl dönümü etkinliklerinden girmişken, etkinliklere de şöyle bir göz atmakta fayda var. Türkçemizde hani güzel bir deyim vardır. ‘Kendileri çaldılar, kendileri oynadılar’ diye… Anayasa Mahkemesinin 49. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri tam öyle bir havada geçti. Bir yanda Anayasa Mahkemesi üyeleri, öbür yanda iktidar partisinin tüm ileri gelenleri! Tabi birde önemli yandaş kurumların yöneticileri! 

Törende; ne yüksek yargı organlarının temsilcileri, ne de siyasi parti temsilcileri… Hiç kimse yoktu! Bu görüntüyle Anayasa Mahkemesinin ne hale geldiğini herkes gördü. 

Evet, Anayasa Mahkemesi’nin dün düzenlenen 49. Kuruluş Yıldönümü töreninde sadece Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le, iktidar partisinin temsilcileri yer aldı. Başbakan Erdoğan ve çok sayıda bakanın hazır bulunduğu törende, CHP, MHP ve BDP’den katılım olmadı. 

Eskiden bu yana etkinlikleri için sadece ana muhalefet partisine davetiye gönderdiği bilinen Anayasa Mahkemesi’nin bu kez de aynı yöntemi izlediği, MHP ve BDP’ye davetiye göndermediği ancak davetiye gönderdiği CHP’nin de törene katılmadığı yorumu yapılırken, Anayasa Mahkemesi yetkilileri de CHP’ye davetiye gönderdikleri bilgisini çevreye yayıyorlardı. 

CHP Genel Başkanı törenin yapıldığı saatlerde Zonguldak’taki mitingde konuşuyordu. Kemal Kılıçdaroğlu sorulan bir soru üzerine “Bana davetiye gelmedi. Partiye ve TBMM’deki sekreterime özellikle sordum. Davetiye gönderilmediğini söylediler” dedi. 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu iddiası, akşam saatlerinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç tarafından da doğrulandı. Kılıç, davetiyenin gönderilmemesini, “Yasada yeri olmadığı için gönderilmedi” diye açıkladı. 

Bu arada protokol listesinde ana muhalefet lideri 4. Anayasa Mahkemesi Başkanı 6. sırada yer alıyor. Ancak Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıl dönümü etkinliklerinde, siyasi iktidar tüm elemanları ile yer alırken, ana muhalefet partisi, kanunda yeri olmadığı gerekçesiyle davet edilmiyor. Yani bundan önceki davetiyeler kanunsuz olarak mı gönderilmiş? 

Neyse; artık bazı durumlara toplum olarak alışmamız gerekiyor. Bundan böyle kendileri çalıp, kendileri oynayacaklar. Bize de uzaktan seyretmek düşecek.