Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Anayasa sürecinde bizi bekleyenler

Uzun süredir herkesin beklediği seçim süreci nihayet bitti. Fakat seçim sürecinin sonucu aşağı yukarı belli olmasına rağmen en çok beklenen kimin kaç milletvekili çıkaracaklarıydı. Hiç kuşkusuz anketlere baktığımızda bile oy oranları AK Parti için %50 civarlarını gösteriyordu ama bu 337 yi yakalayıp yakalayamayacağı kuşkusunu doğuruyordu. Nitekim de öle oldu ve AK Parti 326 milletvekilinde kaldı. Bunu iki şekilde okumak lazım. Birinci olarak halk hükümete dedi ki bizim desteğimiz sana ve oy oranımızla senin yanındayız. İkincisi ise biz sana oy atıyoruz destekliyoruz ama bu işi sen tek yapma meclis içinde çözüm bulunsun. İkinci seçenek üzerinde konuşulması gereken en önemli olay ise en son anayasa taslağında tüm grupların karşı olmasına rağmen milletvekili sayısı yettiği için halka götürebilen AK Parti şimdi nasıl bir strateji izleyecek. İçerideki gruplara baktığımız da iktidar partisi doğruyu söylesin ya da söylemesin hep aksini söylemeye çalışan bir muhalefet varken nasıl bir yol izleyecek. Kime hangi payda görüşme sağlayacak ve isteklere nasıl cevap verecek. Aslında bu süreç Türkiye için Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan süreç gibi çok karışık ve tedirgin edici olayların yaşanabileceği süreci gösteriyor. Bu da 2023 Türkiye vizyonu çerçevesinde düşünüldüğünde 100. yıl gelmeden eskiyi yeniden kurmak ve yeniden yapmak sürecinde tüm sorunların çözüme kavuşması için önemli bir dönemeç olarak gözüküyor. Çünkü Türkiye ne zaman başını kaldırsa hep belli başlı sorunlarla başına vuruluyor. Bunlarda genelde anayasal temelli sorunlar. Onlarda kürt sorunu, demokrati haklar, basın özgürlükleri , insan hakları gibi konular. Yeniden bunların düzenlenmesi ve gereken ihtiyaçlara çözüm üretmesi gerekiyor. Bu anlamda altında imzası olucaklar bir nevi kurucu meclis pozisyonunda görev yapacaklar. 

Son dönem gelişmelerde Türkiye'de anayasal sürecin entrikalı geçeceğine işaret ediyo. Bunu da şurdan anlıyoruz ki Zülfü Livaneli'nin 13 Haziran Vatan Gazetesi'nde yayınlanan köşe yazısı ile alakalı. Orada Haberal önderliğinde bir grubun CHP'den ayrılıp ya yeni bir parti kurup mecliste grup oluşturması ya da Demokrat Parti'yi yeniden şaha kaldırması bekleniyor. Yönlendirenin de Süleyman Demirel olduğunu söylüyor. Daha sonraki yazılarda bunun aksi ya da hayali olduğunu ifade etse de Süleyman Demirel'in sadece Haberal için özel istekte bulunduğuna dair ifadesi önemli. Çünkü ileride süreçte kilit rol oynayabilecek bir konuma ulaşabilirler. Cumhurbaşkanlığı sürecinde de gördüğümüz gibi Mehmet Ağar girmeyeceğiz dediyse de miletvekilleri onu dinlemediler ve salona girdiler. Aynı olayın anayasal süreçte de yaşanabilme ihtimali yüksek. Bunu tabi ki bekleyip görmek lazım. 

 
Toplam blog
: 2
: 328
Kayıt tarihi
: 06.06.11
 
 

1986 Giresun doğumluyum. İlköğretim ve Lise hayatımı Giresun da tamamladım. Daha sonra Kocaeli Ünive..