Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Anayasa’ya sadakat…

Anayasa’ya sadakat…
 

"Korku" ile karşışık "Asabiyet"in fotoğrafı


Türkiye’de <ı>“Millet” olarak o kadar çok derdimiz varken, hep birlikte peşinde koştuğumuz konu, içeriği hakkında tam bir bilgiye sahip olmadığımız <ı>“Ergenekon” adı verilen dava.

Biz bu konuyu bir tarafa bıraksak da kendi yolağında seyretse, belki daha doğru olacak. Gündemdeki <ı>“Daha önemli” olan konular gözden kaçmayacak, AK Parti’nin Türkiye’de iktidar olarak <ı>“İyi yönetmediği” iddiamızı kanıtlama noktasında daha fazla gayret göstereceğiz.

Bakıyoruz ki bir sabah kalktığımızda, yeni bir <ı>“Dalga” oluşmuş, ilgili veya ilgisiz görüntü veren bir takım insanlar gözaltına alınmış. İçlerinden bazıları da <ı>“Medyatik” ve önemli görevlerde bulunmuş veya bir zamanlar bulunan kişiler.

O gün ve devam eden günlerde, millet olarak hep bunun üzerine yoğunlaşıyoruz.

Medya üzerine gidiyor, köşe yazarları üzerine gidiyor, düşünce adamları, akademisyenler üzerine gidiyor, ama öte tarafta fark etmediğimiz bir şey oluyor…

Deve, havudu ile birlikte götürülüyor…

Her ne kadar <ı>“İçeriği hakkında” bir şey bilmiyoruz diyorum ama suçlamanın Türk Ceza Kanununun 313 ve devam maddelerine göre yapıldığını, ortaya konulan gecikmiş ilk iddianamenin içeriğinden anlıyoruz.

Türk Ceza Kanunu’nun 313 ile 316 ıncı maddelerinin ana başlığı <ı>“<ı>Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan”a karşı hükümleri içermektedir.

Yani bu kişiler, bir araya gelip örgüt kurmuşlar, adına <ı>“Ergenekon” demişler ve dikkat edin <ı>“HÜKÜMETİ” devirmeye kalkışıyorlar.

Oysa <ı>“Hükümeti” devirmenin yasal yolları vardır. Eğer siz <ı>“Hükümeti” yasal yollardan devirmeye yönelik çalışma içinde olursanız, yasa size bir şey demez.

Bir de tersinden bakalım…

<ı>“Hükümeti” yasal yollardan devirmeye çalışanları engellemenin Türk Ceza Kanununda bir yaptırımı var mı?

Yanlış biliyorsam bağışlasınlar, Türk Ceza Kanunu, kişilerin işlediği suçlara karşı uygulanacak hükümleri içerir. <ı>“Hükümeti” yasal yollardan devirmeye çalışanları engelleyenler hakkında verilecek hüküm, Anayasa’da vardır.

Anayasa, <ı>“Egemenliğin” kayıtsız şartsız <ı>“Milletin” olduğunu vurgulamaktadır. Hükümeti <ı>“Yasal” yollardan devirmenin kuralı da <ı>“Egemenliği” kullanmaktır.

Milletin <ı>“Egemenliğini” kullanmasına engeller çıkarmak, ortam yaratmak <ı>“Anayasa”yı ihlal suçudur.

Bu noktada aklımıza gelen şey, <ı>“Ergenekon” denilen davanın, sanıklara atlı suçu işlemeleri, şimdiye kadar ortaya çıkan delillere olsa değildir. Ancak içinde <ı>“Suç örgütü” varsa, iddianamede atılı suçun dayandırıldığı madde olanca yanlışlığı ile ortadadır. Bu kadar birbirine benzemez insanların bir araya gelmeleri, hükümete karşı <ı>“Silahlı” isyana kalkışmaları ne kadar akla uygun, düşünmek gerekir.

Eğer, gözaltına alınan sanıklar, <ı>“Hükümeti” yasal yollardan devirmek için bir çalışma içinde iseler, bu kez hükümet <ı>“Anayasayı ihlal suçu” işlemektedir.

Bütün bu düşünceler içinde ben, adına Ergenekon denilen davanın nasıl sonuçlanacağını merak ederken, olayı <ı>“Yargı”ya bırakıp biz asıl dertlerimizi <ı>“Güncel” tutmamızda yarar görüyorum.

Bu dava sonuçlandığında eğer <ı>“Suç örgütü” ortaya çıkarsa, elbette cezalarını çekeceklerdir, çekmelidirler. Ancak, elde her hangi bir kanıt bulunmadan insanları yasal yollardan <ı>“Hükümeti” devirmekle suçlamak, milletin <ı>“Egemenliğini” engellemek, ortam yaratmak olur ki, bunun da adı <ı>“Anayasayı ihlal” suçu olur.

Biz <ı>“Gerçek gündem”lerimizi kovalayalım.

Gerçek gündemimiz de bugün için <ı>“Ekonomik sıkıntılardır” ve artık dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır.

Ergenekon davasına sıkışıp kalırken, <ı>Deniz Feneri olayı gündemden çıkartılmıştır.

Coğrafi bölgemizde ve çevremizde yapılanan yeni oluşumların farkında değiliz.

Yerel seçimler hızla yaklaşıyor, daha ne yapacağımızın farkında değiliz…

Bırakın <ı>“Yargı” yolunda ilerlesin. Yargı, elbette en doğru kararı verecektir, buna da olan güvenimiz sarsılırsa, biliniz ki artık <ı>“Bitik” durumdayız.

Her ne kadar, her hangi bir görev nedeniyle bizler vatandaş olarak <ı>“Anayasaya sadakat” yemini etmemişsek de, taşıdığımız <ı>“Türkiye Cumhuriyeti” kimliği ile Anayasa ve yasalara bağlı, hukukun üstünlüğüne inanan vatandaşlar olmaya devam edelim. Kendimiz bu konuda <ı>“Yeminli” sayarak <ı>(Saymamız gerekir) davrandığımızda bütün meselelerin üstesinden geleceğimize inanıyorum.

<ı>23 OCAK 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..