Angut gibi sev beni!

Birisi bize boş gözlerle ve manasız bir şekilde baksa, hemen lafı yapıştırır, ‘Angut gibi bakmasana’ deriz. Ya da anlattığımızı anlamayan birine ‘Angut musun?’ diye yüklendiğimiz çok olmuştur. Ancak Angut, ‘kaba saba, ahmak’ anlamındaki mecaz değeri, hiç de hak etmeyen bir canlıdır.

Merak ettiğiniz üzere bu yazıyı okumaya devam ederseniz, aslında Angut’un çok ilginç bir canlı olduğunu göreceksiniz.

Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde Angut, ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde ve evcilleştirilebilen bir yaban kuşu olarak tanımlanmıştır.

Göl, bataklık ve akarsularda yaşayan ve yaklaşık 10 yıl ömrü olan Angut kuşları, eşleri öldükten sonra kendileri de ölene kadar başka bir kuş ile çiftleşmeden yaşarlar. Ölen eşlerinin başında bekleyerek yas tutar ve hatta bu yas tutma durumunu ömür boyu devam ettirirler. Eşe sadakat, bu nadir canlıların en belirgin özelliğidir.

Şimdi gel de şaşma!

Bir yanda tek eşli Angut; bir yanda da bir eş ve bilmem kaç metresle yaşayan insanlar!

Bir yanda eşini kaybetmesine rağmen ömrünün sonuna kadar ona sadık kalan ve ardından yas tutan Angut; bir yanda da evde eşine sadakat nutukları atıp, aşk şarkıları söyleyen, ama ardından da gördüğü her çekici yaratığın peşinden koşan insanlar!

Bir yanda sadakat timsali Angut; bir yanda da yanındaki eşine bile saygı göstermeyecek ölçüde kendini kaybetmiş insanlar!

Şimdi soruyorum sizlere; günümüzde sadakatsizliğin değil de sadakatin mecaz anlamı ile angutluk olarak algılandığını görüp de şaşmamak mümkün mü?

Bütün bunların ardından kendi adıma diyorum ki; ‘insan, değer verdiği her insanı, her canlıyı ve hatta her varlığı tıpkı Angut gibi sevebilmeli ve ona tıpkı Angut gibi bakabilmelidir.’

Günün yorum-u: Sadakat kelimesinin anlamını bilmeyenlere, Angut kuşunun yaşamını araştırmayı öneri-yorum.