Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '09

 
Kategori
Anılar
 

Anılara üzüntü kattım

Anılara üzüntü kattım
 

Daha önce Tiryaki ailesini konu alan “Anılarda İnebolu” başlıklı üç bölümden oluşan bir yazı dizisi yayımlamıştım. İnebolu’ya yıllar önce yaptığım ziyaretim esnasında, kendilerinden gördüğüm sıcak ilgi ve büyük misafirperverlik nedeniyle, Tiryaki ailesine karşı çok büyük bir sevgim ve gönül bağım oluşmuştu. Sınıf arkadaşım Hayri Tiryaki’yi ve yeğeni Milliyet Blok yazarlarından Aydın Tiryaki’yi öne çıkardığım bu yazı dizisinin yayımı esnasında, aileden olan herkes bana tebrik mailleri göndererek her biri ayrı ayrı kutlayıp ödüllendirmişlerdi. Belli bir yaş grubunun üzerinde olan Tiryaki ailesi mensuplarının hemen hepsini tanıyordum. Onlarla adeta bir akraba gibi bütünleşip, sevicimizi ve üzüntümüzü paylaşan bir bağ oluşturmuştuk aramızda.

Sınıf ve ev arkadaşım Hayri Tiryaki’nin ağabeyi Ali beyi üniversiteye başladığım yıllarda Hayri’yi ziyarete gelişlerinde tanımıştım. O hepimize ağabey olacak olgunlukta ve bizi tehlikelerden koruyacak yetkinlikte bir beyefendi, üzerimizde saygı ve sevgi uyandıran gerçek bir eğitim neferi, tecrübeli bir öğretmendi. Fırsat bulukça kardeşini ve dolayısıyla bizleri ziyarete gelirdi. O yıllarda ölümcül öğrenci olayları nedeniyle, aileler öğrenci olan yakınlarını tehlikelerden koruyup gözetmekteydi. Bir gün biz de evdeki öğrenci arkadaşlarımızla hep birlikte Demetevler’de oturan Ali ağabeyi ziyarete gitmiştik. Evimize dönmek için gece geç saatlere kalınca, durumu tehlikeli gören Ali ağabey bizi eve göndermedi. Hiç unutmuyorum, o gece hep birlikte Ali ağabeyin evinde kalmıştık.

Şu anda çok zor bir durumla karşı karşıyayım. Düşünemiyorum, beynim kilitlemiş, muhakeme yeteneğimi yitirmiş haldeyim. Geçmişteki İnebolu Anılarımda Tiryaki ailesinin beni kutlayıp ödüllendiren, mutlu ve güleç yüzünü yansıtmıştım. Bu seferki anımı çok elim bir olayla bağlantılı anlatmak, beni çok derinden üzmektedir. Dün akşam Hayri’den telefonla gelen haberle sarsıldım. Bizi tehlikelere karşı koruyan Ali Ağabeyimiz vefat etmişti. O bizi geçmişte tehlikelere karşı korurken, fakat maalesef biz onu bugün mukadder sonuca karşı koruma şansına sahip olamadık, hiç kimse de olamazdı. “Ateş düştüğü yeri yakar” sözü ölümler için çok geçerli bir genellemedir. Üzülmemek elde olmasa da, hiç şüphe yok ki saygıdeğer eşi Yenge Hanım, kızları Seval, Deniz ve Seher hanımefendiler, ağabeyi Sacıt Bey, kardeşleri Hayri Bey ve Sevim Hanım, yeğenleri Aydın Bey ve Aysel Hanım kadar kimse üzülemez.

Tiryaki ailesinin bu acı günlerinde bana yanlarında olmak yakışırdı. Ancak, işlerimin yoğunluğu nedeniyle cenaze törenine katılamadım. Buradan öncelikle saygıdeğer eşi yenge Hanımefendiye, kızları Seher, Seval ve Deniz Hanımefendilere ve eşlerine, ağabeyi Sacıt Beye ve saygıdeğer eşlerine, kardeşleri Hayri Beye, Sevim Hanıma ve eşlerine, yeğenleri Aydın Beye ve Aysel Hanımefendiye ve değerli eşlerine baş sağlığı dilerken, merhum Ali ağabeye Allahtan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.


İstanbul, 21 Aralık 2009

 
Toplam blog
: 72
: 1140
Kayıt tarihi
: 09.12.07
 
 

Rize merkez ilçeye bağlı Yiğitler Köyünde doğdum. Lise bitinceye kadar ilk gençlik yıllarımı geçird..