- Kategori
- Anılar
Anılarda kalan: 06 NİSAN 1969
Bazı günler ve tarihler vardır ki hiç unutulmuyor. İnsanın kalbinde yer edip duruyor. Benim de içimde 6 Nisan 1969 tarihi var ve bu tarihi hiç unutmuyorum. Yüce Mevla’nın takdirine asla isyan da etmiyor ve bu tarihe gelince boynumu büküp üzülüyorum. Yine de “Mevla’m neylerse güzel eğeler” diye düşünüyorum. Küçük kızımız Mehtap’ı böyle bir günde öteki âleme uğurlamıştık. O şimdi sağ olsaydı çocukları şimdi Liseyi çoktan bitirmiş olacaklardı.
Aradan koca 41 yıl geçti. Bu tarihlerde Güneydoğu’da Mardin ili, Kızıltepe İlçesi’ne bağlı Üzeyir’de ( ULUKÖY)’de çiçeği burnunda ilkokul öğretmeni olarak görev yapıyordum.Sevgi dolu, heyecan dolu bir köy öğretmeni olarak kendimi görevime vermiş, kimi zaman çocuklarımı da ihmal ediyordum.Tıpkı benim sonradan yazdığım “ Bayırdamı Köyü Öğretmeni” şiirimde yazdığım gibi..
Adı anılan bu köyde, yanımda sekiz genç kız öğretmen adayı staj görüyorlardı. Onlarla bir piyes hazırladık. <ı>“Küçük Ali“ ı>piyesini genç öğretmen adaylarımızla ve öğrencilerimizle 03 Nisan 1969 akşamında bu piyesi oynadık. İlçe kaymakamı İlçe İlköğretim müdürü, bazı protokol üyeleri öğretmenler ve öğrencilerle şarkılı, türkülü coşkulu şiir dolu bir gece yaşadık.
İlköğretim Müdürümüz ve ilçe kaymakamız bizleri tebrik ettiler. Ancak bu arada daha altı aylık olmayan MEHTAP adlı bir küçük kızımız vardı. O gece kucaktan kucağa dolaşıp seviliyordu, piyes bitti, herkes evine gitti, ertesi gün bizim Mehtap aniden hastalandı, köyde sağlık ocağı yeni açılmıştı, sağlık memuru, doktor yoktu, bir şeyler yapamadık, Ertesi gün şehre doktora götürmek istedim ve nihayet yolda kucağımda öldü.
Gözyaşları içinde Mehtab’ı köyde toprağa verdik. Tarih 6 Nisan 1969. Mezarı okula yakın bir yerdedir, yani köy mezarlığında. Mehtap gerçekten mehtap gibiydi. Çok üzüldük, “nazar deydi” diyenler de oldu. Lâkin dönüşü olmayan bir yola gitmişti. O şimdi Mardin İli, Kızıltepe İlçesi’nin Üzeyir ( ULUKÖY)’de bir ardıç ağacının dibinde huşu ile yatıyor. Minik bir kuş gibi daldan dala uçup konarak, sabırla bizleri bekliyor.
İşte o günlerin acı yüklü anılarına kaleme aldığım iki kıta’lık bir şiirim vardır. Ömrü küçük Mehmetlere olsun, böyle acı bir günün ( düşmanım da olsa ) kimselerin aniden yaşanmasını istemiyorum. Rahmetle anıyorum. Onu bugün kendisine armağan ettiğim şu iki dörtlük şiirimi sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Can ciğerim Mehtap, mehtap gibiydi
Gözü, kaşı kara, kitap gibiydi
Meleklerle uçtu, dönmemek üzre
Mermerde yazılı hitap gibiydi
*** ***
Ömrün baharında ermedi, gitti
Filizlendi yaprak dermedi, gitti
Altı Nisan bir kara pazar günü
Aniden uçtu, yaş vermedi, gitti.
*** ***
1-Dicle köprüsü ( şiirler) Abdülkadir Güler , Çaba yayınları Ankara 1970.
2- Abdülkadir Güler’in Eserlerinde Halk Bilimi Unsurları
Okul lisans Tezi, Hazır. M. Nur Usluer. Erciyes Üniversitesi.
Cumhuriyet Matbaası Söke, Ocak 2010