Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '10

 
Kategori
Anılar
 

Anılarda Mustafa Kemal

Anılarda Mustafa Kemal
 

Bu resim google görseller bölümünden alınmıştır


72 Yıl önce aramızdan ayrılıp ebediyete göç eden, Mustafa Kemal gibi ulusal ve uluslar arası tarihe yön veren dahi bir lidere sahip olduğumuz için, ne kadar övünsek azdır. O yalnız kendi ulusunun kurtarıcısı değil, benimsediği ve benliğine sindirdiği evrensel değerlerle aynı zamanda bir dünya önderidir de... 1937 de yaptığı ve önder kişiliğini gösterdiği konuşmasında, bütün insanlık âlemine şöyle sesleniyordu:

“İnsanları mesut edecek biricik çare, onlara birbirlerini sevdirmek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve faaliyetlerde bulunmaktır. Cihan sulhu içinde beşeriyetin hakiki saadeti ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ile mümkün olacaktır. Eğer devamlı bir sulh isteniyorsa, kitlelerin vaziyetlerini iyileştirecek beynelmilel tedbirler alınmalıdır. İnsanlığın heyeti umumiyesinin refahı açlık ve tazyikin yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir…”(1)

Bu sözleriyle ”Yurtta barış, cihanda barış” sözünü hayata geçirecek yüksek insanlık idealini de ortaya koymuş oluyordu. Ölümünden sonra bütün dünya ardından boşuna ağlamadı. O her şeyden önce yeryüzünün bütün zülüm gören, mağdur milletlerine kalk uyan borusunu çalan ve onlara tam bağımsızlık yolunu gösteren bir hürriyet ve istiklâl sembolüdür. Cumhuriyet döneminin ünlü yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu 1 Kasım 1954 tarihinde Varlık dergisinde yazdığı “Atatürk’ün gerçek sıması” başlıklı makalesinde, “Kemal” adının bir buçuk milyar insanın ağzında gizli bir mezhebin parolası gibi dolaşmasını, uluslar arası alandaki şöhretinin en açık bir göstergesi olarak nitelemiştir.

Y.K. Karaosmanoğlu’nun Atatürk’le ilgili yurt dışı anılarını anlattığı söz konusu makalede, Bern’de tanıdığı ve Gandi’nin sağ kolu olan Desai’nin oğlu olan genç bir Hindistan elçisinden söz ederek şöyle diyordu.

Bir gün bana demişti ki: “Mektepten her eve dönüşümde babam beni yanına çağırır ve ne öğrendiğimi sorardı. Ben de okuduğum derslerle ilgili kendisine bilgi verirdim. Bir insan olarak bu derslerden faydalanmam gerektiğini fakat bir Hintli olarak muhtaç olduğu en büyük dersin, Türkiye’nin İstiklâl savaşı tarihini öğrenmem gerektiğini söylemesi olmuştur.” O’nu da kendisinin anlatacağını söylemesi, Türk babalar için çok manidar bir örnek olsa gerek. Bir başka anısında ise:

Endonezyalı bir tanıdığım, Tahran’da bulunduğum sıralarda bana şahit olduğu bir olayı şu şekilde nakletti: “Bundan dokuz on yıl önce bir ticaret işi için Saygon’a (Vietnam) gitmiştim. Baktım ahali mabetlere toplanmış, bir matem ayini yapılmaktadır. Ne oldu? Kim öldü diye sordum. Mustafa Kemal ebediyete göçtü” dediler.

Y. Kadri Karaosmanoğlu tam da bu yazıyı kaleme aldığı sırada görüştüğü döneminin ünlü yazarlarından biri olan Ahmet Emin Yalman’dan, Atatürk’ün dünyayı saran ünü hakkında bir belge daha almıştır. “Vatan Gazetesi’nin” yorulmak bilmezbaşyazarı o uzun seyahatlerinden birinde İngiliz Güyanı’na uğramış. Orada bir yerli ile aralarında şöyle bir konuşma geçer:

“-Siz hangi millettensiniz?

-Türküm.

-Öyle ise dost ve hatta kardeş sayılırız.

-Neden? Müslüman mısınız?

-Hayır, hıristiyanım. Fakat istiklâline susamış bir Güyan’lı hıristiyanım ve birçok yurttaşlarım gibi, sizin kurtuluş mücadelenizin hayranlarındanım. Günün birinde, biz de büyük önderiniz Mustafa Kemal’in açtığı yoldan yürüyeceğiz.”

Keşke bizler de ölmeyen Atatürk’ten feyiz almasını yabancılar kadar bilebilsek. Onun bize yanar vaziyette bıraktığı meşaleyi her zaman ışıklı ve alevli tutabilsek. O’na çok şey borçlu olduğumuzu aklımızdan hiç ama hiç çıkarmadan, mezarında rahat ve huzur içinde yatmasını sağlarsak, inanıyorum ruhu şad olacaktır.

Kaynakça

1- M. Rauf İnan, ”En Büyük Eğitimci Atatürk ve İnsanlık”, Atatürkçülük nedir?, İstanbul: Varlık Yayınları, Sayı :1015, İstanbul’da Ekin Basımevi’nde basılmıştır, Ekim, 1963, Hazırlayan: Yaşar Nabi, s.274

2- Yakup Kadri Karaosmanoğlu, “Atatürk’ün Gerçek Sıması”, Atatürkçülük nedir?, Varlık Yayınları, Sayı: 1015, İstanbul’da Ekin Basımevinde basılmıştır.Ekim, 1963, Hazırlayan: Yaşar Nabi, ss. 54 – 59

İstanbul, 10 Kasım 2010

 
Toplam blog
: 72
: 1140
Kayıt tarihi
: 09.12.07
 
 

Rize merkez ilçeye bağlı Yiğitler Köyünde doğdum. Lise bitinceye kadar ilk gençlik yıllarımı geçird..