Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '10

 
Kategori
Şiir
 

Anılarım ağzımda sanki sakız baklası…

Anılarım ağzımda sanki sakız baklası…
 

Şairlerimizden, Öner Samanlı; “Şiirlerimi eşeklerin kulaklarına okuduğumda büyük keyif alırlardı” di


Mevzuu bahsimize.

Geçeceğim de,

Ağzım bir sürü.

Laf kalabalığı,

Anılarımsa ağzımda,

Sanki sakız baklası…

Baktığınızda,

Türkiye Haritasına,

Haritaya bakanda,

Kalmadı artık ya,

Yinede yolda yolakta,

Bir acil durumda,

Gençler internette iken,

Biz gibiler haritada,

İnternette bulmak için,

Tıklamak gerekiyor,

Arama Motoruna,

Argoda ayıp şeydir,

Motor demek,

Sıkıyorsa bizim,

Fikret Ağabeyin yanında,

“Abi şu motor nasıl” desende,

Alsan nasibini bir iyice…

….

….

Çıkaralım değil mi,

Dostlar sakız baklayı,

Ağzımızdan,

Gugul, mugul diyorlar,

Arama motorunu açtınız,

Yazarsanız oraya,

“Öner Samanlı” adını,

Abovvvv,

Ne çok yazmış,

Adam dersiniz,

Dersiniz ama,

Bilirim ben sizi,

Başını okursunuz,

Eski avratlar gibi…

Şimdi siz bırakın,

“Öner Samanlı” yazmayı,

“Samanlı” yazıverin,

Sadece,

Varmak için yeterli…

Merzifon’dan olmayan,

Şu bizim sarı eşeğe,

“Şıngırdak”

Aranmıyor diye zaten,

İnanın ki, çokça dertli…

Türkiye’nin dört yanında,

Tarihinde,

İlk yıllarında,

Hep vardır bu ad,

Hep beraber edelim tekrar,

Adam olacak çocuklar…!

Neymiş bu bahsi geçen ad..?

Tırnak içinde olsun ha,

“samanlı”

“Samanlı” bizim eski,

Eski köyün adı…

“Samanlı” şimdi,

Bizim kasaba,

Velhasıl işte geçince,

Çocuklukta orada,

İtle, kuzuyla, inekle,

Koyunla, davarla, eşekle,

Haşır neşir idik bizde,

Dağ başını duman almış,

Gümüş dere durmaz akarken,

Yeme bizi Hocam,

Ananın beşiğini,

Gelişiyle lafımız,

Tıngır mıngır sallarken,

“Eeeepten aykiri aykiri”

Değil ki,

Demek istediğimiz,

Gitmeye yok ki hacet,

Yahu şu

Ne menem bir,

Hacetli kelime,

Anlaşılırken üstelik,

Farkla çeşitli şekilde,

“Haceti gelmiş”

Bildiniz değil mi,

Neyisi gelmiş..?

Çiş edecek,

Demeyesi yani….

“Hacetini gördün mü”

Hani yaptın mı,

Yani o işi,

Pınar başında Ayşe,

Zehra ile fısır fısır konuşurken,

Duyduğunuz hacet farklı,

Çocuğun haceti,

Gelmişi farklı…

Fısır fısır,

Konuşulanlar yani,

Demeye getirirler ki,

Kocanla gördün mü işi,

Karanlık geceleri…?

Dönelim Biz “Samanlı”ya

Her yaz vardığımızda oraya,

Dedelerimin birkaç,

Amcalarımın üç beş,

Dayılarımın iki üç,

Olurdu kimi kır,

Kimi kara,

Kimi sarı,

Bartın cinsinden,

Üç beş eşeği…

İnsandan duyarlı,

İnsandan velakin,

Ama direnirse inat,


At takardım her birisine,

Benimkisi “ŞINGIRDAK”

Davar yaymaya,

Sırtlarında giderken ,

Yahut pınara suya,

Gidip de sulu gelirken,

Hele bir incir ağacı altında,

Verildiğinde beş on,

Dakika mola,

Okurdum şiirlerimi,

Kulaklarına…!

Doyulmazdı inanın,

O alemin tadına…

Kiminin adı “Kehribar”,

Kiminin ki “Zilli”,

Nam salmıştı köyde,

Rahmetli Dedemin,

Ad verdiği,

Bartın soylu eşeği…

Güçlü ve sebatkar,

Adıydı onun,

Namı değerli,

Eşeğifani,

“Dürzüye”…!

Öner SAMANLI

Yazarın Dipnotu:

Uzun yıllardır buralara gelmemiştim. Yıllar değişmiş, insanları değişmiş, yollarda ayak izleri, kim bilir bu izlerde kimlerin günahları saklı…

Aynı bir kısım evler, değişmiş bazılarının renkleri….

Küçükleri büyümüş, değişmiş köşe taşları…

Coşkun Baba olmuş rahmetli, kapanmış içkili lokantası…

Tünemiş serçe kuşları hepsi birbirinin benzeri, hepsi ötüşürken, sevişmede neşeli…

Rahmetli olmuş eski dostlar…

Kimi sevindi, kucaklarken eski yılları…

Yaşayanlarla tazeledik eski anıları…..

Birkaç yudum da içip ildeki, Kavşak Suyu’ndan,

Yol alıyoruz gayrı…

Sıcak bunaltmazken buralarda bizim eller gibi, gidiyoruz bizim diyara gerisin geri…

Yine düştü önümüze hayat yolu, bu yolda yol yazıları….

“Elveda olsun doğrularda, doğru kalanlara, Allah belalarını versin, yalanla iş görüp de, doğruluğa sığınanlara”

14.07.2010

BARTIN

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..