Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '13

 
Kategori
Güncel
 

Anılmazdı Veysel adı, O sana aşık olmasa

Anılmazdı Veysel adı, O sana aşık olmasa
 

Aşık Veysel


“Güzelliğin on par’ etmez

Bu bendeki aşk olmasa

Eylenecek yer bulaman

Gönlümdeki köşk olmasa”

Aşık Veysel di, her eye aşıktı, hepsine güzel bakar hepsini güzel görürdü.

Veysel ŞATIROĞLU 25 Ekim 1894 tarihinde doğmuş, 21 Mart 1973 yılında yaşamına ve hayata gözlerini kapatmıştır. Gözlerinin kapalı olması hiçbir şeyi değiştirmemiş, herkesten daha güzel bakmış, herkesten daha güzel görmüş. Kocaman gönlünün gözü hep açık olmuş.

Sivas ili Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak doğan Âşık Veysel, 7 yaşında geçirdiği çiçek hastalığı sonucunda bir gözünü kaybetmiş. Diğer gözünü ise bir değneğin batması sonucunda kaybetmiş.

Yedi yaşında yani 1901 de, Sivas’ta çiçek salgını yeniden başlamış, Veysel de yakalanmış bu hastalığa. O günleri şöyle anlatmış Aşık Veysel: “Çiçeğe yatmadan önce anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gittim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım… Çiçek zorlu geldi. Sol gözüme çiçek beyi çıktı. Sag gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bu gündür dünya başıma zindan.”

Babasının Aşık Veysel’e oyalanması için aldığı sazla başka ozanların türkülerini çalıp, söylemeya başlamış.

Aşık Veysel, Cumhuriyetin Onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş. O yıllarda Öğretmen ve Şair Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i.

1933 yılında tanıştığı Ahmet Kutsi Tecer'in teşvikleriyle kendi sözlerini yazıp söylemeye başlamış.

Aşık Veysel'in bir çok özelliğinin yanında, bir başka özelliği daha varmış; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetiştirmiş. Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar çeşit çeşit meyve, sebze ve çiçek varmış. Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri "Atalarımız bunca yıl böyle bir is yapmamışlar, su kör adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle ise kalkıştı?" demişler. Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş. Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa "O kör değilmiş, meğer kör olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar.

Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitülerinde saz dersi vermiştir.

Aşık Veysel hiç eğitim almamış, ama gönül diliyle yazmıştır. Her zaman sözleri ve deyişleriyle insan sevgisini işaret etmiştir.

Yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen hiç isyan etmemiş, yaşamı boyunca güzelliği, iyiliği, insanları kırmamayı öğrenmiş ve öğretmiştir. İsyan etmek yerine babasının oyalanması için aldığı sazla önce başka ozanların türkülerini söylemiş, sonra kendi sözlerini yazıp besteleyen Aşık Veysel, tüm halkın çok kıymetli bir değeri olmuştur.

 
Toplam blog
: 137
: 2242
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

05 Ekim Ankara doğumluyum. Okumayı, yazmayı, insanları dinlemeyi seviyorum. Kişisel blogumda her ..