Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '20

 
Kategori
Felsefe
 

ANİMAL-HÜMİNAL

 

Hep düşünmüşümdür, güzel ahlak dinden kaynaklandığına inanırız ama Avrupalıların dini duyguları zayıf yada dinleri bozulmuş olmasına karşılık nasıl ahlaklı olabiliyorlar diye.Meslektaşım Kürşat hocam baktım geçen bir felsefeciyi dinliyor, ilgimi çekince biraz izledim.Prof.Niyazi Kahveci imiş adı, sanırım bir röportajdı.

-İnsanımız şikayetediyor, hocam Avrupalı bizi takmıyor, sanki hayvanmışız gibi davranıyor diyorlar. Şimdi adam doğuştan gelen güzellikle ilgilenmiyor kardeşim, sonradan senin ona kattıklarınla ilgileniyor. Her davranışı irdeliyor, bu durumda bana yakışan nedir diye sorguluyor ve aklının doğru bulduğunu yapıyor. Sengörüyorsun, bir yerden hizmet almak için sıra oluşmuş, üç-dört kişi beklerken her zamanki uyanıklığının peşine düşüp, ön sıralara geçmek istediğini görünce bunu bir insan yapamayacağına göre herhâlde gelişimini tamamlayamamış bir animal deyip, sana karşı tavır alıyor. Bir kere şunu kabul edelim, onun davranışı sana değil, senin animal davranışına…

 

Evet doğru, hep söyleriz, bizi hayvanlardan ayıran aklımızdır. Ama aklımızı kullanmaya, davranışlarımızı ona göre ayarlamaya gelince kapılarımızı kapatıveriyoruz. Siz ister buna doğu insanı hisleriyle hareket eder deyin, isterseniz hayvanca hareket eder deyin. Yazın dikkat ettim, gittiğim her yerde sigara izmariti çöplüğüydü. Birdeğil, ikideğil. Plajda kumun içine gömmüş, balkondan aşağıya atmış, kaldırımlartaşmış. Bir insan yediği nanenin artığını sanki kansere ilaç bulmuş gibi başka insanların gözüne mi sokar, yoksa aklını kullanarak ilgili yere mi postalar.

 

İnsanlığa giden yolu açanlar daha çok aile ve okullarımızdır.Ama anne-babalar son zamanlar ‘aman evladım, hakkını yedirme’ nasihativeriyorlar. Hakkının ne olduğunu tam anlayamayan çocuklarımız da kendi hakkının mücadelesini verirken arada başkalarının haklarını çiğneyebiliyor. Ben, ben diyen çocuklarımız nasıl aklımızın aydınlatıcı yolunu bulup, takipedebilir? Okullarımız ise ‘aman evladım,başarılı olmalısın ’konusunu işliyor. Çocukta diyor ki bir rekabet ortamı var ve ben hep başlarda olmalıyım. Belki de farkında olmadan verilen bu mesaj yanlış anlamalara veya istemediğimiz uygulamalara sebep olabiliyor.

 

Peki, Allah akıl verip yücelttiği bir kulunu onu kullanmayıp, üstelik kirlettiğini gördükçe acaba nasıl karşılıyordur? Keşke bizlerin uyanıklık olarak kabul ettiğimiz ama aslında diğer insanları aptal yerine koyduğumuz işleri bir anlayabilseydik? Bizler daha çok akılla kurnazlığı bir birine karıştırıyoruz. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, yağmacı kültürünü aramızda yaşatan kurnazlar hiçbir zaman toplumda hoş karşılanmazlar. Bencillikleri, hep kendilerini düşünmeleri, animal düşünceleri akla getiriyor. Kendini aşamayan kimselere nasıl insan denir? Bu animallara nasıl saygı duyulur?

Kendisini aşmak ancak kendini başka insanlarla birlikte düşünebilen kimselerin işidir. Mağarada kendi başımıza yaşamadığımıza göre etrafımızdaki kimseleri de düşünmeliyiz. Toplu yaşama terbiyesine ulaşmış, yani kendisi ile birlikte başkalarının da haklarını savunabilen kimseler insanlık onuruna ulaşmış kimselerdir. Aklını kullanan, günlük işlerinde onu baş tacı eden anlayışla ancak insan olabiliriz. İnsanca davranan kimseler ise animallıktan hüminal seviyesine çıkmış oluyorlar. İnsanlığını henüz keşfedememiş ülkelerde kurnazlar yüceltilirken, gelişmiş ülkelerde akılla övünülmesi konumuza güzel bir örnektir. Bencillikten uzaklaşmış, hüminallik seviyesine ulaşmış insanlardan oluşan milletimiz giriştiği işlerde daha başarılı olacaktır.

 
Toplam blog
: 85
: 54
Kayıt tarihi
: 25.07.20
 
 

herkese iyi günler dilerim,Isparta doğumluyum,  emekli öğretmenim.TDF Dağcılık eğitimi aldım.Doğayı..