Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '08

 
Kategori
Özel Günler
 

Anıtkabir ve 10 Kasım

Anıtkabir ve 10 Kasım
 

Bu gün 10 Kasım 2008 Türk ulusunun önderi ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümü.

Arabamla seyir halindeyim saat 09.00 sıraların.

Arabamın CD çalarında Âşık Mahsuni Şerif’in sarı saçlım Mavi gözlüm türküsü.

Onunla birlikte bende söylüyorum.

Sana Hasret Sana Vurgun Gönlümüz
Neredesin Mavi Gözlüm
Nerde, nerde nerdesin dost
Bu Gemi Bu Karadeniz
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde, Nerde Nerdesin Dost.

Ararım İzini Dolmabahçe’den.
Bir Daha Dönmez mi Bu Yola Giden?
İçimde Sen, Gözümde Sansarı Saçlım Mavi Gözlüm!
Nerde, Nerde Nerdesin Dost.

Kurban Olam Yürüdüğün Yollara
Kara Peçe Yakışmıyor Kullara
Uyan Bak Bizim Hallara
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

Bulutlar Terinden, Dağlar Kokundan
Sarhoştur Sevdiğim Mahsuni Bundan
Bir Daha Gel, Gel Samsundan
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

Saat yavaş, yavaş 09.05 e geliyor. Birden yoldaki tüm arabalar durup, şoförler arabalarından inip, oldukları yerde esas duruşa geçip, çalan sirenlerle birlikte gözyaşlarına boğuluyorlar.

Yoldan geçen ve ne olduğunu anlamaya çalışan bir turist kafilesi, yolun ortasına arabasını durdurup kapısı açık vaziyette çalan siren sesleri ile gözyaşları sel olup akan Türk halkına bakıyorlar.

Bende o insanlardan birisi olarak, o anı yaşamanın ve halkın atasına olan sevgisini en iyi anlatan karelerin içinde yer almanın büyük onuru ve gururunu yaşadığımı belirtmeliyim.

Siren seslerinden sonra arabamı kenara çekip, müsait bir yere park ederek, arabadan aşağı indim.

Ellerimi yukarı açıp, böyle bir liderin kurduğu Cumhuriyette yaşadığım için dua ederken, gökyüzünde Atatürk’ün siluetini gördüm!

Bir şeyler anlatıyordu. Can kulağı ile dinlemeye başladım.

Benim kurduğum Cumhuriyeti bu hale getirenlerden, bu Türk halkı bir gün elbette hesap soracaktır. Ben hiçbir zaman kadın ve alkol düşkünü, yalnızlığa mahkûm, diktatör ruhlu birisi olmadım.

Ben bu Cumhuriyeti, bu devrimleri bu günleri görmek için mi yaptım. Bu ülke bu hale nasıl geldi diye sorarken?

Birden bir Türkiye haritası üzerinde kişiler ve kurumlar bir, bir belirmeye başladı!

Önce Sümerbank ve benzeri kuruluşlar bir, bir belirdi.

Şimdi bu kurumlar nerde diye sordu?

Sonra bir gurup insanı göstererek, bu insanlar kendilerine maddi menfaat temin etmek için beni halka nasıl kötü bir insan olarak, bir diktatör olarak tanıtırlar. Hangi Diktatör, halkını aydınlatmak için devrim yapmıştır diye soruyordu? Bu sorular ile birlikte Halk evleri, Halk Odaları, Köy Enstitüleri şerit halinde geçiyordu.

Birden şehirler ve kara çarşaflı kadınlar belirmeye başladı. Görüntü Şanlı Urfa şehri üzerinde durup, kravatlı, takım elbiseli bir şahıs, kucağında bir kız çocuğu ve yanında kara çarşaflı bir kadın… Ben bu devleti bunun gibi şahıslar idare etsin diye mi kurdum? Diye serzenişte bulundu!

Birden Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara’dan görüntüler gelmeye başladı. Eski Meclis, Çankaya, Atatürk Orman Çiftliği gibi yerlerden malum görüntüler görünüp kaybolmaya başlarken, birden Anıtkabirdeki insan seli görüntüye geliverdi.

Birden Ulu Önder Atatürk’ün Silueti hafif bir gülümseme ile kendi mezarını ziyarete gelen ve gözyaşlarını tutamayan halkını gösterip, işte ben bu Cumhuriyeti bu halk için kurdum.

Bu Cumhuriyeti ve beni ne kadar yıkmaya, öldürmeye çalışsalarda bunu başaramayacaklar. Diyerek gözden kaybolup gitti...

Bende; bu kadarcık görüntüleri görmenin şaşkınlığı içerisinde gördüklerimi tekrar gözden geçirirken, Ulu Önder Atatürk’ün ne kadarda geniş görüşlü olup, bazı olaylara hoş görü ile yaklaşarak gündeme bile getirmediğini gördüm.

Oysa Atatürk’ün yaptıklarına karşı o kadar çok görüntü vardı ki!

Ulu Önder bu görüntüleri gündeme bile getirmedi!

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..