Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '06

 
Kategori
Ankara
 

Ankara' da karsız olmak zor iki gözüm

Ankara' da karsız olmak zor iki gözüm
 

Noel Baba’ ya inanmak ve bir dilekte bulunmak istiyorum ondan. Ne olur eskisi gibi yılın ilk karı doğum günümde yağsın. Tamam kabul, yılın ilk karı olması dileği zorlaştırıyor, bir de zamanı geriye almak gerekiyor çünkü ilk kar yağdı. O zaman yılın ilk lapa lapa yağan ve her yeri beyaza çeviren karı doğum günümde yağsın lütfen, eskisi gibi...

Küresel ısınma yüzünden her şeyin tarihi değişti. Yoksa kar biliyordu ne zaman yağacağını ama dengesi bozuldu onun. Ne olur yardımcı ol ona ve yağmaya ikna et o gün! Hem senin için de iyi olur, kızaklar ve geyik için de... Bak, yeni yıl da yaklaştı. Nasıl temiz bir başlangıç yapacağız fonda beyaz yoksa?

Denge bozulduğundan beri, yılın ilk kar yağdığı gün, ben de sevdiklerime mesaj yolluyorum yıllardır. Kar yağışını bir şekilde ilişkilendirmek için kendimle, kendimce “Özleyiş” şiirini değiştirip Edip CANSEVER’ den iki satır çalıyorum;

Kar yağsın, daha daha yağsın,
Beni hatırlatıncaya kadar…

Edip Cansever’ in Tomris Uyar için yazdığı bir şiiri daha vardı; “Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir” diye... Çok şey mi istiyorum ben de yaş değiştirme törenime yetişen kar tanelerini beklemekle?

Denize kıyısı olan bir şehirde yaşamak isterdim. Bu yüzden denize özlemliyim hep… Ama Ankara’ dan başka bir şehirde yaşamadım hiç. Tek avuntum da beyazlar içindeki Ankara’ ydı. Ankara’ ya daha fazla yakışan bir doğa olayı var mıydı? “Ankara ve Kar” tabloyu tamamlardı. Bir de deniz olmalıydı. Ama olamazdı! Denizin yanında kar erirdi, bir şey eksik kalmalıydı, bu eksiği tamamlayan karsa, dayanılmalıydı. Ankara’ da kar bambaşkaydı!

Kar gökyüzünden lapa lapa yağarken kendi içinde gizleri barındırıyor. Bilim adamlarının yaptığı çalışma sonucu her kar tanesi altı köşeli olmasına rağmen mikroskopta büyütülerek incelendiğinde, birbirinin aynısı olan iki kar tanesine rastlanmadığını söylüyorlar. Bunun üzerine araştırmaları ilerleten bilim adamları yıllar boyunca aynı büyüklükte, aynı şekilde ve aynı sayıda su molekülü içeren iki kristal bile bulamamışlar. Her tane eşsiz güzellikte ve tek! O yüzden hepsi havada süzüle süzüle iniyor yere. Alımlı süzülüşlerle...

Orhan Pamuk’ u kıskandığım tek, evet kesinlikle tek şey, “Kar” isimli kitabıydı. Nobel ödülünde filan hiç gözüm olmadı, gerçekten de hiç olmadı, “Kar” kitabıydı tek kıskandığım, inanın bana (Noel babaya inandığım için Pinokyo’ ya da inanmak zorunda değilim, burnum uzamaz değil mi?).

Noel Baba ne olur yağdır karı Ankara’ ya, hediye olarak bana...
Camdan izlerken yağışını karanlıkta,
Kim inandırabilir beni, sallayınca kar yağan cam kürenin içinde olmadığıma?

Kim ki kolumdan tutup “Hadi dışarıya” diye sürüklemedikçe, gecenin bir vakti, sadece senin ve benim ayak izlerimizin olduğu o sokakta, bir gece yarısı, diğer güne daha yakın bir vakit... Benim gibi inatçı ve inatla da yağmaya devam eden karda yuvarlanmadığım sürece kim inandırabilir beni, çocukluktan beri hayran olduğum müzikli kar yağan cam kürenin içinde olmadığıma?

Noel Baba ne olur yağdır şu karı Ankara’ ya, hediye olarak bana...

Yağsın,
Yağsın
Daha daha yağsın
Hatırlatıncaya kadar beni…
Ankara’ da, kar altında, cam küredeki kız gibi!
O kadar çok yağdır ki, bir kez daha çıkartsın küremden biri beni!

 
Toplam blog
: 73
: 5913
Kayıt tarihi
: 06.09.06
 
 

Yılın en uzun gecesinde doğmuşum. Bu yüzden midir bilinmez ruhlarımızın özgür kaldığı geceleri se..